İslam dünyasına düzenlenen operasyonun sadece bununla da sınırlı kalmadığını dile getiren Şahin, "Suni sınırlardan daha tehlikeli olan şuur altına çizdikleri psikolojik, etnik ve mezhepsel sınırlar oldu. Bu yolla bir yandan İslam dünyası kendi içinde çatışmalarla zayıflatılıp Batı için tehdit olmaktan çıkarılırken diğer yandan da coğrafyanın sömürülebilmesi için uygun şartlar oluşturuldu. Etnik ve mezhepçi yaklaşım, tıpkı bir kanser hücresi gibi bizi biz yapan birlik ve bütünlüğümüzü çökertti" dedi.

 

"Bir bütün olan İslam coğrafyası"nın fiziksel anlamda suni sınırlar, zihinsel manada etnik ve mezhepsel akımlarla birbirinden bölüp ayırılırken Batılıların fiziki, siyasi ve ekonomik tüm sınırları kaldırarak bütünleştiğini ve bölgesel güç haline geldiğini vurgulayan Şahin, Avrupa'da tarihte yaşanan mezhep ve din savaşlarına rağmen AB adı altında birliğin doğduğunu anlattı.

 

Şahin, "Emperyalist güçlerin" İslam coğrafyasına konvansiyonel savaşlar açmak yerine, bölgeyi kendi etnik ve mezhepsel savaşların içine sürükleyerek Müslümanları, "Onlar açısından daha karlı, bir zillete ve yenilgiye sürüklediğini" dile getirdi.

 

"Ümmetçilik şiar edinmeli"

 

Şahin, bu oyunu bozmanın etnik ve mezhepsel hisleri bir yana bırakıp "Ümmetçilik düşüncesi"ni şiar edinmekle mümkün olduğunu ifade etti.

 

Bugün İslam aleminin karşı karşıya kaldığı diğer bir tehdidin ise oluşturulan terör ve İslam algısı olduğunu belirten Şahin, "Hangi dinden olursa olsun sivil ve masum insanlara karşı girişilen ölümcül saldırılar hiçbir din ve inancın kabul etmeyeceği türden saldırılardır. İslam aleminin üzerinde maksatlı ve planlı bir şekilde yaratılan terörizm algısından da acilen kurtulması gerekmektedir" dedi.

 

 Şahin, atılması gereken adımlara ilişkin de şunları kaydetti:

 

"İslam coğrafyası etnik ve mezhepçi yaklaşımdan sıyrılarak ümmetçi bir perspektife sahip olmalıdır. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın hızla reforme edilerek, günümüz şartlarına, Müslümanların bugün ve yarınki ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırılması gerekmektedir. Uluslararası sistemin değişmesi için gündem oluşturulmalıdır. İslam dünyası kendi iç sorunlarını dış müdahaleler olmadan kendi içinde çözecek makanizmalar geliştirmelidir. Müslüman coğrafyalardaki STK'ların işbirliği artırılmalı ve ortak projeler desteklenmeli. Halklar özgürleştirilmeli ve farklılıklar bir tehdit değil zenginlik olarak algılanmalı. Ortadoğu'dan başlayarak İslam dünyasının AB benzeri ekonomik, siyasi, coğrafi bir bütünleşme içine girmesi yönünde adımlar atılmalı."

 

Açılışında birçok katılımcının selamlama konuşması yaptığı konferansa, Saadet Partisi Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk de katıldı.

 

Konferansa Anadolu Ajansı Ortadoğu ve Afrika Bölge Yayın Yönetmeni Turan Kışlakçı da konuşmacı olarak iştirak ediyor.