“Suriye’nin başkenti Şam’da şehit edilen Hizbullah komutanlarından Muğniye’nin 40 günlük yası Cumartesi sona erdi ve Hizbullah, Suriye ile Lübnan direnişi arasında psikolojik savaşın yeni bir dönemini başlatan İsrail’le hesaplaşma tehditlerini tırmandırıyor. İsrail, Hizbullah’ın askeri liderinin kırkının çıkmasıyla birlikte dünyadaki bütün elçiliklerinde ve Yahudi kurumlarında güvenlik önlemlerini arttırdı. Hizbullah lideri Nasrullah ise Pazartesi günkü son konuşmasında Muğniye’nin katillerinin cezalandırılması gerektiğini ve Hizbullah’ın zaman, mekan ve aracı seçeceğini ifade etti. Şimdi gözler Hizbullah’tan gelecek saldırıya odaklandı.”

MAZİN HAMMAD
İmad Muğniye suikastının zamanı yaklaşmış olabilir. Ortada bu varsayımı güçlendiren deliller var. Zira Muğniye’nin 40 günlük yası Cumartesi sona erdi ve Hizbullah, Suriye ile Lübnan direnişi arasında psikolojik savaşın yeni bir dönemini başlatan İsrail’le hesaplaşma tehditlerini tırmandırıyor.
Örneğin Jerusalem Post gazetesi, Suriye’nin başkentinin göbeğinde ortadan kaldırılmasının üzerinden 1.5 ay geçmesine rağmen Şam’ın Muğniye suikastının soruşturma sonuçlarını açıklamaktan imtina etmesinin sebeplerini sorguluyor.
Gazete bu sorgulama içinde işi Suriye’nin suikast eylemine karışmış olabileceği veya Suriyeli vatandaşların bu eyleme katılmış olabilecekleri imasına kadar vardırdı. Ayrıca gazete Suriyelilerin Şam’ın Cumartesi günü ilk kez ev sahipliği yapacağı Arap zirvesinin sona ermesine kadar konuşmama orucunu yeğledikleri sonucunu çıkararak Arap vatandaşların da suikastın arkasında olabileceği ihtimalini gündeme getiriyor.

SURİYE ZAYIF İHTİMAL
Gazete, komploları içinde işi, İtalyan bir kaynaktan aktararak Muğniye’nin eşinin Şam’ı suçladığını yazma derecesine vardırdı. Fakat bu türden rivayetler zayıf olup daha önemli şu soruya cevap verememektedir: Suriye müttefiklerinden birini öldürmekten ne istifade edebilir?
Suriye, soruşturma sonuçlarını ertelemeyi veya soruşturmayı tamamlamayı yeğlemiş olabilir. Yalnız suikast eyleminde bir rolünün olması imkansız. İsrail hâlâ bu sızdırma ve çarpıtmalar kanalıyla kendisini eylemden uzak tutmaya çalışıyor. Oysa Hizbullah yetkilileri İsrail’in suikastı gerçekleştirdiğine dair kanıtlara sahip olduklarını teyit ediyorlar. Hasan Nasrullah’ın yardımcısı Naim Kasım, Muğniye’yi öldürenin İsrail olduğunu ve yüzde yüz sorumluluğu taşıdığını ifade etti.

BARAK HEDEF OLABİLİR
Dünyada hiç kimsenin bir an bile İsrail’in sorumluluğundan şüphe ettiğini düşünmüyoruz. Savaş bakanı Ehud Barak Pazartesi günü kendi kurumunun Hizbullah’tan gelecek darbeye hazır olduğunu ifade etti. İsrail istihbarat kaynakları, Lübnan direnişinin İmad Muğniye suikastının intikamını almak için ortadan kaldırmaya çalıştığı Barak’ın kendisinin de hedef olma ihtimalini uzak görmüyorlar. Bu çerçevede İsrail savunma bakanlığındaki yetkililer üst düzey İsrailli bir yetkilinin dışarıda bulunduğu sırada hedef alınması amaçlı muhtemel planlardan konuşuyorlar. Hal böyleyken İsrail, Hizbullah’ın askeri liderinin kırkının çıkmasıyla birlikte dünyadaki bütün elçiliklerinde ve Yahudi kurumlarında güvenlik önlemlerini arttırdı.

MİSİLLEME ARAP ZİRVESİNE DENK GELEBİLİR
Bazılarınca dillendirildiği gibi Hizbullah, İsrail’e misillemeyi Şam’daki Arap zirvesiyle aynı zamana denk getirmeyi seçebilir. Bu darbe projektörleri zirveden başka bir noktaya çekecektir. Özellikle de Suudi Arabistan’ın ‘Suriye’nin Lübnan sorununu çözmekten imtina etmesine’ tepki olarak zirvedeki temsil düzeyini olası en minimuma düşürdüğünü ilan etmesi sonrası… Nasrullah ise Pazartesi günkü son konuşmasında Muğniye’nin katillerinin cezalandırılması gerektiğini ve Hizbullah’ın zaman, mekan ve aracı seçeceğini ifade etti. Fakat Hizbullah’ın ileri gelen İsrailli bir yetkiliyi kaçırması ihtimalini hesaba katan İsrailliler, operasyonun Muğniye’nin intikamını almakla sınırlı kalacağını ve kapsamlı bir savaşa götürmeyeceğini tahmin ediyorlar. Yani İsrail’in beklenen misillemeye cevabı, savaşı tutuşturup tutuşmayacağını veya çatışmanın ‘üzerinde çalışılmış bir düzeyde’ sınırlı kalıp kalmayacağını belirleyecektir.

Katar’da yayımlanan El Vatan gazetesi, 26 Mart 2008, Arapça'dan çeviri: Halil Çelik / Vakit