Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Muhalefetin ekonomi kurmaylarına bir öneri

Burada “muhalefet”i kategorik “siyasi yapı” anlamında değil, “Farklı görüş” anlamında kullanıyorum.

Kategorik “siyasi yapı” anlamında “Muhalefet” şu sıralar bir felç geçiriyor. Bu felç hali, sayı itibariyle en büyüğünde “iç sancı” ve “Lider sorunu” olarak ortaya çıkıyor, diğerlerinde de farklı “düşüşler” halinde güncelleniyor.

Sadece “Ekonomi kurmayları”nda bir canlılık var, o da “tweet canlılğı” tarzında arz-ı endam ettiği için yeterince, hatta yeterince değil hiç kitleleşmiyor.

Oysa şu anda iç – dış tüm politika “Ekonomi eksenli” dönüyor. Çünkü ekonomi hem bütün toplum hayatını, kimisini cehenneme çevirecek boyutta, etkiliyor hem de yarın daha iyi olacakmış gibi bir ümidi vermekten uzak görünüyor.

İktidarın ekonomideki sancıyı iyileştirmek için bir yerlerden yardım alma gibi bir yaklaşımı yaldızlı isimler olduğuna, ya da dışarda öyle algılanacağına inandığı “Şimşek – Erkan” ikilisini, yanlarına siyaset ayağında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gölgesi gibi hareket edecek olan Cevdet Yılmaz’ı, Merkez Bankası ayağında BDDK başına transfer ettiği Şahap Kavcıoğlu’nu getirerek bir anlamda “Hibrit” yönetim haline dönüştü. Dış politika – ekonomi politika iç içe geçti, dışarda – içerde bir şeyler yapılıyor ve fakat, hani OECD’nin ifade ettiği biçimde “Türkiye’de ailelerin yüzde 70’i geçinme zorluğu yaşıyor” paniğinden kurtulunamıyor.

Bugün gidişat kötü, işin kötüsü yarınlar için de iyi şeyler söylenmiyor.

Çünkü ekonomi yönetiminin hala Mehmet Şimşek’in yola çıkarken söylediği “rasyonel” hale gelemediği gibi bir riskten söz ediliyor.

Seçimlerden önce en dev sorun, ekonominin içine girdiği çıkmazdı, bugün de, o endişe ortadan kalkmış değil.

Evet, toplum yüzde 52 ile iktidarın -daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın- politikalarını onayladı. Bilerek onayladı, bilmeyerek onayladı ama onayladı. Demokrasi böyle oynanır çünkü. Birilerimiz de “söz konusu vatansa gerisi teferruat” ikliminde yaşadığı için, soğanı moğanı ihmal edilebilir olay olarak gördü.

Ne olursa olsun, ülke ekonomisinin dev bir sorun niteliği taşıdığı açık. İnsanlar da bu dev sorunu, kimi ev kirasında, kimi akaryakıt istasyonunda, kimi markette, kimi çocuğunun okul taksitinde hissediyor…

Ekonominin dev bir sorun olduğunu görmeyen var mı?

Neyse, gelelim bu noktada muhalefetin – yani iktidardan farklı görüş sahiplerinin yapabileceklerine…

Muhalefet partilerinin belki de en iddialı oldukları alan ekonomi idi. Her birinin, birkaç iktidara yetecek ekonomi kurmayları vardı ve bunlar, uzun süre birlikte “mutfak çalışması” yaptılar. İddialı, çok iddialı idiler ama halk Kılıçdaroğlu ile birlikte onları da seçmedi.

Ne olacak şimdi, bu kurmay heyeti, eli bağlı, seçim mağlûbiyetini içlerine sindirmekle mi, ya da mevcut ekonomi yönetiminin hala “irrasyonel” alanlarda gezinen politikalarına öfkelenip , ülkenin geleceği adına hayıflanmakla mı meşgul olacaklar?

Hayır, bir şey yapıyorlar: Tweet atıyorlar… Hem çok okkalı tweetler… Bilge Yılmaz, İbrahim Çanakçı, Kerim Rota, Serkan Özcan, Ümit Özlâle… gibi isimler….

Bilge Yılmaz’ın bir tweeti yayınlandı 21 Temmuz’da, şöyle diyordu.

“Milyonlarca insanımızın her gün daha da yoksul, umutsuz ve depresif şekilde hayatına devam etmesine şahitlik etmek bana acı veriyor. Bunu değiştirmeden, insanlarımızın yüzünü güldürmeden hiçbir yere gitmeyeceğiz. Düştüğümüz yerden bir avuç toprak alıp yeniden ayağa kalkacağız. BİZ BURADAYIZ!”

Kılıçdaroğlu’nun adaylığını önleyememeye hayıflandığını belirten Bilge Yılmaz’ın feveranı anlamlıdır.

Ben diyorum ki, bu ekip, belki üniversitelerin şu sıralar çok nazik, çok çekingen uyarılarda bulunan “mandacı ekonomistler”ini de yanlarına alarak, -çünkü mandacılık eğer dış dünyada yana yakıla para aramaksa şu sıralar iktidar cenahında da pek yadırganmayan bir şey haline geldi- bir gözlemci ekip oluşturabilirler. Bir tür bilim heyeti gibi. Bir tür “Gölge kabine” gibi…Siyasete “vatan aşkıyla” bir katkı…

Her gün nöbetleşe kamuoyu önüne çıkarak gidişatı okusunlar, uyarılarda – önerilerde bulunsunlar…

Nasıl olsa, seçimi kazansalardı, bu “Enkaz”ın altından ülkeyi onlar çıkaracaklardı… Hani deprem olunca kendileri de enkaz altında kaldıkları için depremzedeler duruma müdahale edemezler ya, enkazın sorumluları da ülkeyi enkazdan çıkarma konusunda dışardan takviye de alınsa, heterodoks iklimlerden çıkmakta zorlanıyor.

Bir dış gözleme, dış çözüm üretimine ihtiyaç duyulabilir.

Muhalefet bazen iktidara yardım için de zaruri olabilir. Yanlışı görme ve doğruyu tavsiye misyonunda…

Ben, Bilge Yılmaz’ın da ismini saydığım – saymadığım diğer ekonomi kurmaylarının da vatana muhabbetlerinin böyle iktidar – muhalefet kamplaşmasını kolayca aşacak kalitede insanlar olduğunu düşünüyorum.

Evet, şu an ülkenin ekonomide içinde bulunduğu durumun, insanların feryat edecek gücü bile bulamadığı durumun tedavisi için, kendini aşarak devreye girmeye ihtiyaç bulunduğunu düşünüyorum.

Bu ekip yine toplansın, yine günlük, haftalık uyarılarla – raporlarla devreye girsin… Bu ülkede bunu da unutmayacak nitelikte insanlar mevcuttur.

Bu yazı toplam 286 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar