Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Muhalefetin ortak aday sıkıntısı

Çünkü hiçbir partinin tek başına ipi, yani yüzde 50 artı 1’i göğüsleyecek oy oranına ulaşamayacağı peşin kabuller arasında.

İttifak varsa, ortak aday olacak demek, bu da peşin kabullerden.

Cumhur İttifakı’nda ortak aday diye bir dert yok. Çünkü Tayyip Erdoğan’ın adaylığı konusunda bileşenlerden hiç kimsenin itirazı yok. Bahçeli, Destici, belki şu an ısınma ilişkileri içinde olan Oğuzhan Asiltürk başkanlık iddiasında bulunacak değil.

Erdoğan’ın sıkıntısı, belki, kendi oy oranının düşüyor görünmesinde olabilir. Onun için mevcutlardan başka destek arıyor.

Muhalefete gelince, orada, Erdoğan’ın oy oranının düşüyor görünmesi ümitleri besliyor. Kimi kamuoyu araştırmaları, Cumhur İttifakı’nın oylarını, karşıt-muhalif oylardan daha az gösteriyor.

Ancak sorun, karşıt - muhalif oyların bir yerde toplanmasında odaklaşıyor.

Muhalefette diyelim şu anda ete-kemiğe bürünmüş 5 parti var. Bu 5 partinin oyları bir ittifak bütünlüğü içine girebilecek mi, parti tabanlarının oylarını alabilecek ortak bir aday çıkarabilecekler mi, temel soru bu.

HDP ile ilişkiler tam burada önem kazanıyor. En başta “HDPnin ittifak bileşeni olması” sorun haline gelmiş bulunuyor. Hem muhalefette yüzde 50’lerin konuşulabilmesi için HDP oylarının vazgeçilmezliği söz konusu, hem de HDP ile yan yana durmak sakıncalı bulunuyor. O zaman hesap nasıl tutacak? Hesabın tutmayacağını herkes gayet iyi biliyor.

Ancak muhalefetin sorunu, sadece HDP ile sınırlı da değil. Diyelim HDP ile ilişki meselesi bir şekilde -o şekli bulmak çok bilinmeyenli bir denklemi çözmek gibi olsa da- bulundu, hemen peşinden ortak aday meselesi geliyor.

Ben eminim partilerin içinde - dışında pek çok insan, Millet İttifakı diye isimlenen bu yapıya “ortak aday” totosuna kafa yormuştur, yoruyordur, yoracaktır. İktidar cenahının da, bu konuda muhalefetten daha az merak sahibi olduğu söylenemez.

-CHP’liler için ideal aday kimdir?

-İyi Parti için ideal aday kimdir?

-HDP ve Kürtler açısından kim tercih edilir?

-Saadet camiası Erdoğan ile karşısındaki aday arasında nerede durur?

-Gelecek nasıl bir aday ister?

-DEVA’nın gönlünden nasıl bir aday geçer?

-CHP’den ayrılanlar Millet İttifakı’nın belirleyeceği adaya oy verir mi?

Şu sıralamada partiler var, bir de partilerin öncelikleri - hassasiyet gösterecekleri değerleri var. Ortak bir aday için parti önceliği aşılsa bile, dayanılan toplum tabanlarının öncelik ve hassasiyet alanları da parti bağlılığı kadar önem taşıyabilir.

Ortak aday meselesi konuşulmaya başlandığında isimler geçiyor haliyle peş peşe…

CHP Kılıçdaroğlu’nu ister… ama Tayyip Erdoğan ile bir tercih söz konusu olduğunda kimin eli ondan yana gider, ya da gitmez?

İyi Parti Akşener’i ister, belki kendi gönlünden de geçer adaylık. Ama onun adaylığı söz konusu olduğunda Kürt seçmen ona oy verir mi?

HDP’li seçmenin de CHP’liler ve İyi Partili’lerle birlikte oy vereceği aday kim olabilir?

Gönlü Saadet’te, DEVA’da, Gelecek’te olan seçmenler, yani muhafazakar ama Ak Parti ve Erdoğan’a eleştirel bakanlar, sandık başı muhasebesinde “Erdoğan mı - Şu mu bu mu? “ sorusuna nasıl cevap verirler? Çıkarılacak ortak aday, muhafazakar kesimleri sandık başı muhasebesinde rahat ettirecek nitelikte olacak mı?

İmamoğlu ya da Mansur Yavaş, böyle bir yarışta söz konusu partilerin tercih edeceği ortak isimler midir, halk kitleleri açısından yerelden ülke yönetimine sıçrayışta liyakat sorunu engeline takılırlar mı? Yoksa “Erdoğan da yerelden geldi” gibi bir mütalaa ile kabul görürler mi?

Ortak adayın tabii bir de, mevcut sistemi işletecek ortak aday, ya da bir safhada sembolik yetkilere sahip cumhurbaşkanı adayı ihtimaline göre belirlenmesi söz konusu.

Böyle bir ittifakın seçimi kazanması durumunda, partilerin nasıl bir ortaklık sürdürecekleri sorusunun cevabı da önemli.

Görüldüğü gibi ayrı ayrı tahlil edilmesi gerekli bir yığın başlık var.

Bunların, “henüz seçim yok, seçim ufukta görülsün, her şey şıppadanak belirlenir” gibi bir yaklaşımla çözümlenemeyeceği de çok net. Erdoğan “madem çok istiyorsunuz, hadi seçime” dese, benim gördüğüm, en nazik ifadesiyle muhalefetin hazırlıksız yakalanacağıdır. Muhalefet, olsa olsa “Seçimi erkene alıp Erdoğanın görev süresini iki yıl kısaltmazlar” tespitine oynuyor. İktidar açısından ise görünen, erken seçim olacaksa bile 2023’e en yakın tarihte olur, şeklindedir.

Yakında - uzakta her durumda muhalefetin ortak aday sıkıntısı devam edecek gibi görünüyor.

Bu yazı toplam 537 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar