Mursi: Hamas Siyonistlerin Sırtındaki Dikendir
Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş...
Mısır'da darbeyle görevinden uzaklaştırılan seçilmiş ilk cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve 130 sanığın yargılandığı, "hapishaneler baskını" olayı olarak bilinen davanın duruşması ertelendi.
Yargı kaynaklarından alınan bilgiye göre, başkent Kahire'deki Polis Akademisi'nde görülen duruşmada, mahkeme heyeti, "şahitlerin dinlenmesine devam edilmesi" için duruşmanın, 19 Mayıs'a ertelenmesine karar verdi.
Duruşma sırasında, bazı şahitler dinlenirken, Mursi ile tanıklar arasında ilginç diyaloglar geçti. Mursi, şahitlerin bazı ifadelerine itiraz ederken, hakime söz konusu ifadelerin devlet sırrı olduğunu söyledi.
Duruşmada şahit olarak dinlenen Mısır iç istihbarat kurumu olan Milli Güvenlik Birimi'nden Tümgeneral Adil Hilmi Muhammed Azeb, "Vadi'n-Natrun Hapishanesinde yangın çıktığı bilgisini aldık. İstihbarat subaylarından Muhammed Ebu Zeyd, hapishaneye gittiğini, hapishanenin, 'bölgede İhvan'a bağlı gruplarla koordinasyon içinde Bedeviler, Hamas ve Lübnan Hizbullahı'na bağlı milisler tarafından basıldığını' haber verdi" dedi.
Mahkeme heyetinden izin almadan tanığın sözünü kesen Mursi, "Hapishanede olan İhvan ve hapishaneye baskın düzenleyen gruplar arasında ilişki olduğunu mu söylüyorsun?" şeklinde karşılık verdi. Azeb ise "34 suçlu ile onları kaçıran gruplar arasında ilişki olduğunu kesin olarak söyleyemem. Vadi'n-Natrun Hapishanesindekilerin çoğu İhvan'ın Rehberlik Konseyi üyeleriydi. Bunların çoğunun İhvan'ın uluslararası teşkilatları ile bağlantıları var" diye konuştu.
Mursi, "Muhammed Ebu Zeyd, sana 'Hapisteki İhvan mensupları, cezaevini ateşe verdi' dedi mi?" diye soru yöneltirken Azeb, bu bilgiyi, yetkili bir subaydan aldığını ancak adını söyleyemeyeceğini belirtti.
Anlaşma, Türkiye'de yapıldı
Maskeli olmalarına rağmen hapishaneyi kimin bastığını nereden bildiği sorusuna Azeb, "Hayatından endişe ettiğim için adını veremeyeceğim gizli bir kaynak bunu haber verdi. Hamas ve İhvan arasında hapishaneyi basma anlaşması, Türkiye'de yapıldı" dedi.
Başsavcılık vekilinin Hamas'ın rolünü sorması üzerine Azeb, "Hamas'ın rolü, İhvan'ın uluslararası teşkilatlarının işlerini yürütmesi için militanlara silah eğitimi vermektir" dedi.
İddiaya karşı çıkarak sesini yükselten Mursi, "Hamas, İsrail'in sırtındaki tek dikendir. Çünkü Filistin'in özgürlüğü için çalışıyor. Keşke biz Hamas'a yardım edebilsek" dedi.
Duruşmaya bir süre ara verildikten sonra Kuzey Sina İl Emniyet Müdürlüğünden emekli tümgeneral Halid Muhammed Zeki'nin ifadesi dinlendi. Zeki, hapishaneyi basan silahlı gruplar ile İhvan arasında bağlantıya ilişkin bir bilgisi olmadığını söyledi.
Mısır'ın Refah kentinde 2011 yılında meydana gelen saldırılar hakkında Zeki, "28 Ocak (2011) akşamı, içinde 5-6 kişi bulunan 15 aracın Refah'ın ana caddelerini, polis karakolunu ve pasaport işlem bürosunu kundakladığını öğrendim. Gece 04.00'te Şeyh Zuveyd şehrine silahlı saldırı yapıldı ve polis ile saldırganlar arasında çatışma yaşandı. Polis, bölgeden 60 kilometreden fazla çekildi, güvenlik güçlerinin kontrol altına aldığı en uç nokta Ariş'in doğusuydu" ifadelerini kullandı.
Zeki, "Mısır ile Gazze arasında çok sayıda tünel vardı ve tamamen kontrol altına alamadık. Camp David anlaşması, güvenlik güçlerinin sayısını azaltmıştı. Mısır-Gazze arasında sınırda 60 kilometrelik bölge, geçen cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar silahlı grupların kontrolüne geçmişti. Bu süreçte de Ensar Beyt'ul Makdis, Özgür İslam Ordusu gibi silahlı gruplar kuruldu" diye konuştu.
Bunlar devlet sırrı
Mursi, tanığın sözünü keserek hakime, "Dava konusundaki tutumumu vurgulamakla beraber, madem neler olduğunu bilmek istediğini söyledin, tanığın sınır konusundaki bilgileri ve neler yaşandığı hakkındaki sözleri açık değil. Eğer gerçeği öğrenmek istersen seni kabul eder ve sana anlatabilirim. Bunlar, milli güvenlikle ilgili devlet sırlarıdır" dedi.
Duruşma, diğer bazı tanıkların ifadesinin ardından sona erdi.
"Vadi'n-Natrun Hapishanesi” olarak da bilinen davada, 105'i firari ve 26'sı tutuklu, 131 sanık, 25 Ocak 2011'de Hüsnü Mübarek'in devrilmesiyle sonuçlanan halk ayaklanmasında, "11 hapishane ve karakola saldırarak, 3 subayı kaçırmak" suçlamalarıyla yargılanıyor.