Myanmar'da "soykırım" yapılıyor
Avrupa Rohingya Konseyi, Myanmar'da yaşayan Müslümanların, güvenlik güçlerinin ve hükümetin bilgisi dahilinde soykırıma tabi tutulduğunu belirtti.
Avrupa Rohingya Konseyi, Myanmar hükümetini ülkenin batısındaki Rakhine (Arakan) eyaletinde yaşayan Rohingya Müslümanlarına uygulanan "soykırıma" suç ortaklığı etmekle suçladı.
Avrupa merkezli insan hakları örgütü, Myanmar'a komşu ülkelerden Bangladeş'in başkenti Dakka'da düzenlediği basın toplantısında, uluslararası topluma ve Bangladeş hükümetine insan hakları ihlallerini sona erdirmek için eyleme geçmesi çağrısında bulundu.
Konsey tarafından yapılan basın açıklamasında, "Rohingya Müslümanları, güvenlik güçleri ile Myanmar devleti tarafından desteklenen aktörler tarafından öldürülmekte, evleri ve köyleri yok edilmektedir. Müslüman kadınlar, uygulanan etnik temizlik kapsamında sistematik olarak tecavüze maruz kalmaktadır. Hükümetin bilgisi dahilinde, Rohingya halkını yok etmek için işlenen tüm bu suçlar, giderek hız kazanan bir soykırımdan başka bir şey değildir" denildi.
Uluslararası topluluğun Myanmar hükümetine Rohingya Müslümanlarını ülke vatandaşı olarak tanıması ve mültecilerin komşu ülkelere dönmesine izin vermesi için baskı yapması gerektiğine işaret eden Avrupa Rohingya Konseyi, Birleşmiş Milletler'den de Arakan eyaletindeki insan hakları ihlalleri ile ilgili soruşturma düzenlemesini istedi.
Konseyin sözcüsü Muhammed İbrahim, "Bangladeş hükümeti ve halkının, uzun süredir devam eden Rohingya sorununa adil ve kalıcı bir çözüm bulunması sürecinde aktif rol oynamalarını bekliyoruz" dedi.
Müslüman Rohingyalara şiddet sona ermeli
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Samantha Power, Myanmar hükümetine, Arakan eyaletinde on binlerce Müslüman Rohingya'nın ülkeden ayrılmasına neden olan şiddeti sona erdirmek için acil adımlar atması çağrısında bulundu.
Power, Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Myanmar özel danışmanı Vijay Nambiar ile BM Güvenlik Konseyi’ndeki basına kapalı kısa toplantının arından Myanmar konusunda yaptığı açıklamada, Arakan eyaletinde süregelen karışıklığını ülkenin demokrasi ve refaha ulaşmasını tehlikeye atacağı uyarısında bulundu.
Yaptığı açıklamada Myanmar’ın eski adı olan Burma’yı kullanan Power, ABD’nin bu ülkedeki reformları desteklediğini ancak “Arakan’daki şiddet olaylarının, hükümetin etkili olarak müdahale etmemesi durumunda daha da kötüleşeceği, can kayıpları yaşanacağı ve bölgede ciddi şekilde ihtiyaç duyulan insani yardımlara devam edilemeyeceği konusunda ciddi kaygılar taşıdıklarını” belirtti.
BM Güvenlik Konseyi’nin Myanmar’ın son 3 yılda kaydettiği büyük gelişmenin öneminin farkında olduğuna işaret eden Power, “Burma halkı demokrasi ve herkes için insan haklarının olduğu bir geleceği seçme ve istismar, korku ve bölünmeyi reddetme hakkına sahiptir. Hükümet daha fazla şiddet olayının yaşanmasını önlemek ve ülkenin önündeki demokrasi ve refah yolundaki aksamalara engel olmak için acil adımlar atmak zorundadır” ifadesini kullandı.
Ülkede 50 yıl işbaşında olan askeri yönetimden sonra 2011 yılında demokrasiye geçme yolunda önemli ilerlemeler kaydeden Myanmar’daki demokratik dönüşüm, Arakan eyaletinin batısında meydana gelen dini şiddet nedeniyle bozuldu. Meydana gelen şiddet olayları sonucu sayıları 140 bini bulan Müslüman Rohingyalar, hijyenik şartların sağlanmadığı, aşırı kalabalık kamplarda yaşamaya zorlanıyor ve ülkede çoğunluğu oluşturan Budistlerden ayrı tutuluyor. Bu nedenlerle 2012 yılı ortalarından beri on binlerce Müslüman Rohingya Myanmar'ı teknelerle terk etmiş bulunuyor. Myanmar, Rohingyaları, bu ülkede nesiller boyunca yaşamış olmalarına karşın komşu Bangladeş’ten yasa dışı yollarla ülkeye giren göçmenler olarak kabul ediyor.
İngiltere’nin BM Daimi Temsilcisi Wilson’dan da Rohingya ve anayasa uyarısı
İngiltere’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Peter Wilson da Myanmar’daki gelişmelere ilişkin bir mesaj yayımladı.
Mesajında tıpkı Power gibi Myanmar’ın son 3 yılda kaydettiği büyük gelişmenin önemini takdir ettiklerini ifade eden Wilson, buna karşılık uluslararası toplumun Rohingyalara olanları ve Myanmar anayasası konusunda yürütülen müzakereleri mutlaka önemsemesi gerektiğine işaret etti.
Nobel Barış Ödülü sahibi muhalefet lideri Aung San Suu Çiii’nin yabancı tabiiyetten biriyle evli olması nedeniyle 2015 yılında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine girmesine izin vermeyen yürürlükteki Myanmar anayasasında reform yapılması çalışmaları sürüyor. Anayasal reformlar, ordunun siyasi gücünü azaltması ve etnik azınlıklarının özerklik taleplerinin karşılanması için de gerekiyor. Ancak bu reformların cumhurbaşkanlığı seçiminden önce mi yoksa sonra mı yapılacağı konusu henüz belirsizliğini koruyor.