NATO, Arap Birliği ve Yezid Birlikleri
Özgür Suriye Ordusu tarafından internet üzerinden yapılan bir operasyon açıklamasında, operasyonun Yezid ibn-i Muaviye Seriyyeleri tarafından gerçekleştirildiği duyuruluyor...
Bir önceki editör yazımızda, "İslamcılarımız Suriye Sahnesinde NATO'nun Gönüllüleri Mi Oluyor?" diye sorduğumuzda, doğal olarak, "bir Müslüman NATO için gönüllü olabilir mi?" diye sorulup bu sorumuzun Suriye devrimine karşı bir karalama olduğunu söyleyenler oldu.
Amiyane tabirle, "bu hamur çok daha su götürecek" sözünde olduğu üzere, yaşadığımız bu süreç önümüze çok daha sürprizler çıkaracak.
Bilindiği üzere, Arap Birliği üyeleri Suriye yönetime ile daha önce görüşerek bir anlaşmaya varmışlar, ardından da "Suriye yönetimi göstericilere karşı katliamlarını sürdürüyor" gerekçesiyle, Suriye'yi Arap Birliği üyeliğinden çıkarma kararı almışlardı.
Bu ilk anda anlaşılabilir, makul bir tavır olarak algılanabilir. Çünkü, Arap Birliği'nin Suriye yönetimi ile vardığı anlaşmanın ardından sürekli yeni katliam haberleri aldık; bu durumda, sözünde durmayarak halkı katletmeyi sürdüren bir yönetime karşı başka nasıl karar alınabilirdi ki?
Çünkü bize ulaşan/ulaştırılan haberler bu tavrın doğruluğunu ve yerindeliğini gösteriyordu.
Ancak, bir de gösterilmeyen başka bir gerçek vardı; bu son iki hafta içerisinde, "Özgür Suriye Ordusu" adı altında Suriye güvenlik güçlerine karşı gerçekleştirilen saldırılar sonrasında ortaya çıkan rakamlar da giderek yükseliyordu.
Eğer Suriye'de "kanın dökülmesini durdurmak" yönünde bir adım atılacaksa, ya da "kan dökülmesi"ni kınamak yönünde bir açıklama yapılacaksa, her iki tarafın da durdurulması, yönetim ile muhalefet arasında makul bir görüşme ve uzlaşma zemininin sağlanması gerekirdi.
Burada, ne yazık ki medya-propaganda üzerinden oynanan oyunda, "ölü"ler sürekli tek taraflı "sivil insanların katli" şeklinde sunuluyor. Dolayısıyla, "Özgür Suriye Ordusu" adı altında gerçekleştirilen saldırıların hiç birine yer verilmediği gibi, Suriye güvenlik güçleri ve bunun yanısıra "Esad yanlıları" (!) adı altında öldürülen siviller, söz konusu edilmiyor.
Bunun anlamı şu:
Suriye yönetimi geri çekilmeli ve özgür Suriye ordusu adı altındaki güçler insiyatif almalı. Yani aslında istenen gerçekte kanın durdurulması değil, Suriye yönetiminin elinin bağlanarak güvenlik güçlerine karşı saldırılar düzenleyen "Özgür Suriye Ordusu" adlı grupların önünün açılması.
Riyad el Esed adlı ordudan ayrılma bir subayın komutası altındaki "Özgür Suriye Ordusu" adı altında yapılan açıklamalara baktığımızda, Suriye'nin birçok bölgesinde geceli gündüzlü saldırılar düzenleniyor. Bu saldırıların bir kısmının videoları da yayınlanıyor.
Bu yayınların haftalık bilançosunu çıkardığımızda, bir hafta içinde öldürülen "güvenlik güçleri" ve "Esad yanlıları"nın sayısı yüzleri çoktan aşıyor.
Şimdi, Eğri oturup doğru konuşalım.
Kendilerini "Özgür Suriye Ordusu" diye tanımlayan silahlı bir grup gerçekten var mı? İnternet üzerinden yaptıkları açıklamalar gerçek mi, yoksa, bir sanal aldatmaca mı söz konusu?
Bunun için, Cisr Şuğur'da 120 asker ve polisin öldürülmesi olayını üslenen ve kendisini "Özgür subaylar ordusu" komutanı olarak tanıtan Hüseyin Harmuş'tan, şimdilerde "Özgür Suriye Ordusu"nun komutanlığını yaptığını söyleyen Riyad el Esed'e kadar ortaya çıkan silahlı grupları masaya yatırıp, bunların ne olduğunu, kimlerle nasıl bağlantılarının bulunduğunu, kendisini sürekli televizyonların canlı yayın programlarında gördüğümüz Şeyh Adnan Arur'un bu silahlı grupları nasıl yönettiğini, nasıl talimatlar verdiğini, şimdilerde de "Askeri Konsey" adı altında nasıl bir yapılanma oluşturmaya çalıştıklarını görmemiz ve anlamamız gerekiyor.
Türkiye'de oluşturulan "Suriye Ulusal Konseyi"ni tanımadığını belirten Şeyh Adnan Arur'un Suriye'deki olaylardaki yeri ve rolünün ne olduğunu bilmeden, Özgür Suriye Ordusu'nun kimliği, siyasi-ideolojik yapısı hakkında bilgi sahibi olmadan, Suriye ile ilgili gerçekçi ve makul bir tavır koymamız mümkün olabilir mi?
Eğer Suriye'de kan dökülmesine karşı tepki gösterirken, şimdiye kadar silahlı gruplar tarafından yapılan açıklamalarda da belirtildiği üzere- 2.000'e yakın güvenlik görevlisinin nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğünü hesaba katmazsak, dökülen kanlar hakkında gerçekten haklı bir yaklaşım içine girebilir miyiz?
Arap Birliği'nin Suriye'ye karşı aldığı karar, aslında, NATO'nun Suriye'ye karşı izlediği stratejinin aşamalarından birini oluşturuyor. Verilmek istenen görüntü şu:
"Suriye'deki sivil katliamların durdurulması için yapılan tüm girişimler başarısızlıkla sonuçlandığı; Suriye yönetiminin savunmasız göstericileri katletmesini önlemek için askeri müdahaleden başka bir seçenek kalmadığı için, BM Güvenlik Konseyi tarafından Libya'da örneğinde olduğu üzere, "sivil halkı katliamlardan koruma amaçlı" operasyon kararı alınmıştır."
Nitekim Arap Birliği bir taraftan Suriye'nin üyeliğini askıya alırken, diğer taraftan da "dış müdahale" çağrısına yer veriyor.
Böylelikle, "İslam ülkeleri" (!) nin kararı ve isteği üzere, Suriye'ye yönelik bir NATO operasyonunun ayak sesleri duyuluyor.
Arap Birliği ülkeleri böyle bir inisiyatifi daha önce kullanmış mıydı? ABD işgallerine, siyonist rejim katliamlarına karşı bir tavır içine girmiş miydi?
Bugüne kadar sürekli olarak BM Güvenlik Konseyi'ni kendi emperyalist amaçları için kullanan Amerika'nın Arap Birliği'ni devreye sokması ABD'nin bölgemize yönelik açtığı yeni bir kart olarak karşımıza çıkıyor.
İşte bu dönemde "Özgür Suriye Ordusu" adına "NATO müdahalesine evet" açıklaması geliyor.
Doğrusu eş zamanlı olarak "çok aktörlü ve çok amaçlı" bir oyun sergileniyor. Ancak bu aktörlerin çok azı sahne önünde. Asıl oyuncular ise perde arkasında. Ama zaman içinde de onlar da sahneye girmeye başlıyor"
YEZİD İBN-İ MUAVİYE SERİYYESİ
Daha önce, bu Şeyh Adnan Arur adlı kişinin Suriye'deki gelişmeler üzerindeki rolü hakkında değişik haberler yapmıştık. "İslam alimi" (!) görüntüsü altında sahneye çıkan/çıkartılan bu kişinin söylemleri, onun hangi rolü üslendiğini gözler önüne seriyordu.
Hüseyin Harmuş'tan Riyad el Esed'e kadar "Özgür Suriye ordusu" adlı silahlı grupların kendisini Müslümanlar arasında meşrulaştırması, ilgi ve destek bulması için, kurdukları birliklere çeşitli isimler verdiklerini yaptıkları açıklamalardan öğreniyoruz.
Hz. Resulüllah'ın ashabının isimlerini birliklerine veren Özgür Suriye Ordusu'nun şimdilerde de yeni bir birlik ismiyle karşımıza çıkması gerçekten oldukça anlamlı.
Özgür Suriye Ordusu tarafından internet üzerinden yapılan bir "operasyon" açıklamasında, operasyonun "Yezid ibn-i Muaviye Seriyyeleri" tarafından gerçekleştirildiği duyuruluyor. Yani; "Yezid Birlikleri" Suriye yönetimine karşı operasyon düzenliyor.
Açıklamanın orjinal hali:
Müslümanlar olarak, zulme, zalime, tağuta karşı mücadelelerimizi, birlik ve operasyonlarımızı "İslami" şiar ve isimlerle adlandırmak gibi güzel bir geleneğimiz vardır. Bütün Müslümanlar nezdinde ayrı bir değer ve hürmete sahip isimlerle yaptığımız bu adlandırmalara, "Yezid birlikleri" ifadesinin eklenmesine ilk defa şahit oluyoruz.
Bugün "Yezid ibn-i Muaviye seriyyeleri" ismini kullananların yarın "Ubeydullah ibn-i Ziyad Seriyyeleri" "Ömer ibn-i Saad Seriyyeleri" isimlerini de kullanmayacağını söylemek mümkün mü?
"Merdi kıpti cesaret arz edeyim derken sirkatini söylermiş" sözünü hatırlıyoruz şimdi.
Umarız artık bazı şeyler çok daha iyi anlaşılmaya başlar..!
Sonuç olarak;
NATO-ABD bağlantılı haçlı stratejilerin yeşile boyanıp "alim-İslamcı-direnişci-devrimci" kılıfıyla pazarlandığı bir dönemde, zor da olsa bu oyun ve komplolara karşı yüksek sesle "hayır" demeye devam edeceğiz"
Varsın birileri şimdiden adını koymadan "yaşasın NATO, Yaşasın ABD" diyedursun, bizler de bu büyük şeytana karşı "ölüm" demeye devam edeceğiz...
VELFECR EDİTÖR