Ne İstediler de Vermedik” Denilmedi mi?

Ne İstediler de Vermedik” Denilmedi mi?

Taşgetiren: Ak Parti’de politika yapıp da “Gülen cemaati” denilen zamanlarda o yapı ile iltisakı olmayan birisi var mı?

Karar yazarı Ahmet Taşgetiren "İltisak' tanımlamasına ve 'Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım' etme suçlamasına takıldığını" söyleyerek “Bu kadar insanı içerde tutmanın ülkeye bir yararı olmaz, başka bir toplumsal yara açarsınız” sözlerini aktardı. "Yara yok mu?" diye soran Taşgetiren, "Ak Parti de biliyor ki, yara var. Ak Parti’de politika yapıp da şurasında burasında “Gülen cemaati” denilen zamanlarda o yapı ile iltisakı olmayan birisi var mı?" dedi. 

Bir kere daha yazayım

Birisi bana söylesin, gençlerle, öğrencilerle ilgilenip de yurt ya da ev gibi öğrenci barınma mekanları açmayan, ev-yurt abiliği, ev-yurt ablalığı gibi sistemleri olmayan bir cemaat ya da sivil toplum kuruluşu olsun. Ak Parti’nin TÜGVA’sı, TÜRGEV’i var, ÇYDD’nin de öğrenci birimleri vardı. Cemaatlerin tamamının da şu veya bu şekilde gençlikle ilgili programları, onu icra edecekleri mekanları, yapıları vardı.  

Ben gençliğimde Mücadele Birliği bünyesinde bulundum, orada da Kültür Çalışmaları vardı, evlerimiz vardı. 

Biri bana söylesin, parti, örgüt, cemaat ya da tarikat olup da, sohbeti bulunmasın.  

Biri bana söylesin parti, örgüt, cemaat ya da tarikat olup da, daha yoğun okuduğu kitapları, bir tür kudsiyet yüklediği (lider,  önder, şeyh vs gibi) simaları olmasın. 

Şimdi gelelim sorunlu alana. Bu yapıların liderliği sapıttığı zaman tüm mensuplarını tepe kadrolarla birlikte olan bitenden sorumlu tutacak mıyız?  

***

 

FETÖ konusu ilk başladığı zamanlarda Milli Güvenlik Kurulu “Legal görünümlü illegal yapı” tanımlaması yaptı. Ben dedim ki, “Bu sorunlu bir tanımlama, buradan yola çıkarsanız yarın bir kötü niyetli iktidar gelir Ak Parti’nin kapısına legal görünümlü illegal yapı” ilamını asar. Nitekim Anayasa Mahkemesi kalktı Ak Parti’yi “Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” diye mahkum etti, kapatmadı belki ama hazine yardımında kısıntı yaptı.  

Şimdi ne olacak? Ak Parti’ye oy veren herkes laiklik karşıtı eylemlerin odağı suçlamasından pay mı alacak? 

HDP’ye oy veren herkes hakkında PKK ile iltisakı sebebiyle “Legal görünümlü illegal yapı”ya mensubiyet suçlaması mı yapacağız?  

Şu “İltisak” tanımlamasına da acayip takılıyorum. “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte yardım” etme suçlamasına da …  

FETÖ’de liderlik sapıttı. Liderlik etrafındaki yüzlerce kişi kaçtı, Amerika’ya, Avrupa ülkelerine sığındı. Devlet onlara ulaşmakta zorlanıyor, çünkü Batılı ülkeler onları Türkiye’ye karşı kullanıyor. 

İçerde ne oluyor? İçerde, “iltisaklı, irtibatlı” gerekçesiyle on binlerce insan cezaevine girmiş durumda, yüz binlercesi de soruşturmaya tabi kılınmış, KHK ile ihraç edilmiş bulunuyor. 

FETÖ’nün gadrine uğramış Hanefi Avcı defalarca söyledi, “Bu kadar insanı içerde tutmanın ülkeye bir yararı olmaz, başka bir toplumsal yara açarsınız” diye… 

Yara yok mu? Ak Parti de biliyor ki, yara var. Ak Parti’de politika yapıp da şurasında burasında “Gülen cemaati” denilen zamanlarda o yapı ile iltisakı olmayan birisi var mı?  

“Ne istediler de vermedik” denilmedi mi? Yargıda, emniyette, akademi alanında bu kadar örgütlenme iktidarın bilgisi dışında mı oldu? Bunların sorumlusu, “iltisak” dolayısıyla içeriye aldığımız insanlar mı?  

O çok anti emperyalist, çok Amerikan karşıtı vatandaşlara bir şey söyleyeyim: Amerika var ya Amerika, Ak Parti iktidarı döneminde “dini zeminden gelmiş” bu kadar insanın içerde olmasından dolayı bayram yapıyordur: Niye? Çünkü “dindar” bir siyasi kadro ile kendi tabanı arasında uçurumlar oluşuyor. Amerika, Suud’la Mısır’la Türkiye’nin arasının açılmasından dolayı bayram yapmaz mı?  

Bana anti Amerikancılık dersi vermeye kalkanlara sadece “Dinime dahleyleyen bari Müselman olsa” derim. Arayın bakalım tüm yazı hayatımda şu veya bu emperyalist kanada dair en küçük bir güzelleme bulabilir misiniz?  

***

Sizin aranızdan birisi dün kalktı, “Rusların Kırım’ı ilhaklarını Türkiye tanımalı” diye açıklama yaptı. Hani kaçınız yazdınız o vatandaşın hezeyanını? Yazmazsınız çünkü şu sıralar o vatandaş yargıdaki çarpık yapılanmayı kutsamakla meşgul.  

FETÖ yargıyı iğfal etmiş de, geride yargıç kalmamış da o yüzden birtakım yanlışlıklar oluyormuş da… Eeee, yargıdaki yargıç-savcı probleminin bedelini vatandaş mı ödemeli? 

Ak Parti’nin yola çıkışında “Ülkedeki toplumsal yaraları sarma” hedefi vardı. Devleti dindar toplum kesimleriyle, Kürtlerle, Alevilerle barıştırmak, gayr-ı Müslimlerin sorunlarını çözmek gibi. Şimdi nereye geldik? Adımlar atıldı, atıldı, atıldı… Hiçbir şeyi yok farz etmiyorum, ama bir de sorunlu alanlara bakın… 

“Namaz kılana torpil olsun” gibi bir yaklaşımım tabii ki yok. O yazıdan böyle bir sonuç çıkarabilmek zaten akla ziyan. Darbecinin, soru çalanın, yargıya, polise fesat karıştıranın canı cehenneme! Ama toplumla ilgili şu veya bu projesi bulunan her cemaat, her tarikat, her vakıf, her örgütle ilişkisi olan kadar ve FETÖ’nün FETÖ olmadığı zamanlarda ilişki kuran insanları cezaevlerine doldurmak… Bu toplumsal bir yaradır diyorum ve bunun bedelini ülke de öder, Ak Parti de öder, diyorum.  

Geç anlaşılmak beni de üzüyor ama, geç anlayanlar daha çok üzülüyor. Çünkü ülke bedel ödüyor.