Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Ne oldu ise..

Paralel yapı son günlerde aniden hareketlendi..

Tamam ekim ayı, HSYK seçimleri yaklaşıyor, Emniyetteki tasfiye işlemleri ve operasyonlar devam ediyor, ama bu hareketlilik pek hayra alamet değil..

Haber vereyim, yeni dalga bu işin media, sermaye, STK ayağına olacak.. Aslında bu bilinmeyen bir şey değil..

Bu işin uluslararası bağlantısı da sırada.. Asıl kızılca kıyamet o zaman kopacak.. Birçok ülkede yüzlerce dava açılacak..

Belki de o kara gün gelmeden bir şeyler yapmak istiyorlar..

Bu kadar deşifre olduktan sonra yola devam etmeleri mümkün değil. Ama sanırım bu şekilde iki şey yapmak istiyorlar. Bir; intikam almak istiyorlar.. İki; üzerlerine daha fazla gelinmesini istemiyorlar.. “Bana daha fazla zarar verirseniz, yakarım” isyanı..

Ama bu arada yedekleri de yardıma çağırarak topyekûn saldıralım derken, topyekûn deşifre oluyorlar..

Karanlık ve karmaşık ilişkiler ağı tek tek çözülüyor..

Şu ana kadar hiçbir planları tutmadı. Tek sığınakları kaldı, o da HSYK.. 3 kuvvetten birini ellerinde tutarlarsa direnebileceklerini düşünüyorlar. Bir de derin devleti/zinde güçleri harekete geçme konusunda uluslararası sponsorlarını harekete geçirmeye çalışıyorlar..

Ama yenilen ve yenilecek bir ata, kaybedecekleri belli olan bir mücadelede kim, niye yardım etsin ki.. Bu işin tek bir mantığı var, her iki tarafa da daha fazla zarar vermek.. “Yesinler birbirlerini” anlayışı ile hareket etmek.. Batılılar bunu yapıyor olsalar gerek.. Arkalarından ağlamayacaklar..

Türkiye’de yeni bir Sisi hayali, ham bir hayalden başka bir şey değil.. Türkiye’yi Suriye’ye ya da Mısır’a benzetme hayali kuranlar, bu hayallerinin altında ilk ezilenlerin kendileri olacağını bilmeleri gerek..

Kılıçdaroğlu, savaş şartları oluşmadıkça Cumhurbaşkanı ile konuşmayacağını söylerken, içinde bulunduğu haleti ruhiyeyi de gösteriyor aslında. CHP ile paralel yapı arasında bu haleti ruhiye açısından bir fark yok.. TBMM’de içtüzük fırlatma olayını savunurken nefsi müdafadan yola çıkarak, adam öldürmenin bile mümkün olabileceği örneğini veriyor. Açık ve yakın bir tehdit varsa, size silah çekmişler de siz de canınızı korumak adına savunma yapıyorsunuz. İyi, burada saldırıya uğrayan Cemil Çiçek, o da nefsi müdafaa diye masasındaki mikrofonu alıp Kılıçdaroğlu’nun kafasına fırlatsaydı. Adamlardaki anlayış bu. Bu adam genel  başkancılık oynuyor..

Baykal’ı gönderen irade, geçici olarak yerine Kılıçdaroğlu’nu oturttu. Ama aza koydular dolmadı, çoğa koydular almadı, bir türlü Baykal’ın yerine birini bulamadılar.. Geçici olarak oraya oturtulan adam kalıcı oldu.. Kılıçdaroğlu’nun oraya getirilmesinin sebebi sosyolojik, tabanı yok. Giderse arkasından ağlayanı olmaz.. Bir de Baykal’ın tasfiyesi operasyonu Cemaat eliyle onun üzerinden yapıldı ya.. Beraberlikleri aynı senaryonun figüranı olmaları..

Kılıçdaroğlu gibi CHP’de yarım düzine adam ya çıkar, ya çıkmaz.. En alt segment bu ekip.. Kılıçdaroğlu paralel yapı ile birlikte parti tabanında delege açısından iyi örgütlendi. Komitacılıktan anlıyor.. Ekmel bey senaryosunda paralel yapı ile birlikte çalıştılar zaten.. Aynı kaptan yiyorlar, aynı davaya hizmet ediyorlar bugün..

Sahi Ekmel beyin o günden beri sesini duyan var mı? Bu büyük devlet adamına akıl soran, davet eden.. Oyun bitti değil mi!

CHP kongresi ile ilgili size bir şey söyleyeyim. CHP’nin başına daha kötü bir yönetim gelemez. Çünki daha kötüsü yok.. Ya daha iyisi gelecek, ya da o daha iyimsitırakımsılar CHP’den ayrılacaklar.. CHP erimeye devam edecek..

Hele şu derin devlet davaları bir yeniden başlasın.. Bakın o zaman daha neler öğreneceğiz..

Şimdi Ergenekonculardan bir kesim de, durumdan vazife çıkartarak, paralel yapıya karşı bir intikam savaşı başlatmış durumda.. Zirve davası ile paralel yapı arasında ilişki suçlaması yapılıyor..

Aslında bu derin alemde kimin eli kimin cebinde belli değil.. Derin devlet ve paralel yapı aynı kaynaktan besleniyor. Zaten paralel yapı, ılımlı İslamcıların derin yapıya entegre ve enjekte edilme projesi değil mi idi.. Ergenekon ve Balyoz ise, derin yapı içindeki ılımlı İslamcıların sisteme entegre ve enjekte edilmesine karşı çıkan laikçi, Kemalist, ulusalcı sol kanat değil mi idi..

Düşünelim, CHP’yi, MHP’yi, TSİP’i, paralel yapıyı, Ekmel beyi kim bir araya getirdi? İşte  bugünkü iktidara yönelik saldırı ve tehditlerin arkasında da aynı koalisyon var.. İç içe geçmiş bir hesaplaşma yaşanıyor.. Ergenekon’un ulusalcı kanadı paralel yapıya saldırıyor bu arada..

Bakarsınız yarın yepyeni iddialar ortaya atılır, sürpriz bilgiler, belgeler, tanıklar ortaya çıkar..

İktidar kanadı henüz son sözünü söylemedi.. Cemaat ise her adımda biraz daha batıyor.. Sanki sınav soruları çalınmadı bu memlekette, sanki Dışişleri Bakanlığı dinlenmedi, devlet arşivleri ve kripto bilgiler yabancılara servis edilmedi, MİT’e operasyon çekilmedi.. Daha yüzlerce olay, örnek..

Demek ki, insanlar görmek istemeyince görmüyorlar.. Bu gidişle düne dair birçok davanın da yeniden görülmesi gerekebilir.. Selâm ve dua ile.

yeniakit

Bu yazı toplam 1014 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar