Hasan Karakaya
Ne şike, ne bedelli... Gündem, Dersim"e kilitlendi
Ne şike, ne bedelli... Gündem, Dersim"e kilitlendi | |
Hani, insanın "başı zonklar" veya "sırtı ağrır" da, bütün dikkatini oraya vermişken, bir anda "midesine inen kramp" ile kıvranmaya başlar ve dolayısıyla "zonklama"yı da, "ağrı"yı da unutur ya; "ülke gündemleri" de böyle bir şeydir... Kamuoyunun ve medyanın dikkati, herhangi bir olaya odaklanmışken, "gündeme aniden giriveren" bir olay, "diğer olaylar"ın önüne geçiverir, onları gölgede bırakır!.. |
Hani, insanın "başı zonklar" veya "sırtı ağrır" da, bütün dikkatini oraya vermişken, bir anda "midesine inen kramp" ile kıvranmaya başlar ve dolayısıyla "zonklama"yı da, "ağrı"yı da unutur ya; "ülke gündemleri" de böyle bir şeydir... Kamuoyunun ve medyanın dikkati, herhangi bir olaya odaklanmışken, "gündeme aniden giriveren" bir olay, "diğer olaylar"ın önüne geçiverir, onları gölgede bırakır!..
"Dersim olayı" da böyle oldu... Kamuoyu, bir yandan "Şike Yasası"nı, bir yandan "Bedelli Askerlik" konusunu tartışırken, "Apo"nun avukatları"na yönelik "KCK operasyonları" bir anda gündemin üst sıralarına tırmandı...
Gözaltına alınan ve Cumartesi sabaha karşı 33"ü tutuklanan "avukat"ların; "Apo"ya kuryelik" yaptıkları, "İmralı"dan Kandil"e mesaj taşıdıkları" ve böylece "Apo"nun PKK, KCK ve BDP"yi yönlendirmesini" sağladıkları ortaya çıktı... Dahası, bu avukatlardan bazılarının "KCK üst yönetiminde" oldukları da tesbit edildi.
Bazılarının, "PKK kamplarında eğitim" gördükleri, "atış talimleri"ne katıldıkları "fotoğraflarla" belgelenince; kimsenin diyecek bir sözü kalmadı.
İMRALI-KANDİL HATTINA DARBE
"Avukat"lara yönelik son "KCK operasyonu" ile, "İmralı-Kandil hattına darbe" indirildi ki, Akit"in 23 Kasım Çarşamba günkü sürmanşeti de, bunu haber veriyordu;
"Kandil-İmralı hattına darbe!"
"Gözaltı gerekçeleri" ortaya çıktıkça, "Apo"ya kuryelik" yapan avukatların, "PKK"ya" ve "BDP"ye" hangi talimatları taşıdıkları da tek tek görülüyordu.
Meselâ, Apo; BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş"ın bir açıklama yaparak, "Ben çocuğumu Türk okullarına göndermiyorum" demesi talimatı veriyordu...
Apo; 17 Eylül 2010"da, "avukatlar" vasıtasıyla bu talimatı verdikten 2 gün sonra, Demirtaş, "emrin gereğini" yerine getiriyordu:
"Ben çocuklarımı Türk okullarına göndermiyorum!"
"İmralı-BDP bağlantısı"nı ortaya koyan bu haberi, Akit"in 24 Kasım Perşembe günkü sürmanşetinde "Apo emretti, BDP uyguladı" başlığı ile verdik.
Malûm, ertesi gün de;
PKK tarafından Doğu ve Güneydoğu"daki yatılı bölge okullarına yönelik gerçekleştirilen saldırıların da, Öcalan"ın avukatları üzerinden verdiği talimatla yapıldığı haberini verdik...
Ortaya çıkmıştı ki;
"Çocukları yakın" talimatını veren de Apo"dan başkası değildir.
ARTIK MÜZAKERE YOK!
Peki, ne oldu da; düne kadar "İmralı ve PKK" ile görüşen, "Apo"nun avukatlarla görüşmesi"ne göz yuman devlet; hem avukatları gözaltına almaya, hem de askeri operasyonlara hız vermeye başladı?..
Bu operasyonlarla, devlet; "İmralı ile ilişkisini tamamen kopardığını" ilân etmiş oldu!.. Şu görüldü ki, devlet; "PKK"nın şartları"nı dikkate almak yerine, bundan sonra "kendi şartlarını" kabul ettirecek PKK"ya... PKK buna razı oluncaya kadar da, "müzakere" etmeyecek!..
Zaten, Başbakan Tayyip Erdoğan, bunun sinyallerini çoktan vermişti... ABD dönüşü, uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada demişti ki;
"Siyasetle müzakere
Terörle mücadele"
Sizin anlayacağınız;
"Terörle mücadele" devam ediyor.
Hem "hukukî" yönden,
Hem de "askerî" yönden!..
Ama, "müzakere" dönemi bitti!..
ERDOĞAN"DAN TARİHİ ADIM!
En başta dedik ya;
"Mide spazmı" gelince; ne baştaki "zonklama" düşünülür, ne de "sırt ağrısı!"
"Mide spazmı", hepsini unutturur!..
Başbakan Tayyip Erdoğan"ın, 23 Kasım Çarşamba günü, AK Parti İl Başkanları Toplantısı"nda, "Dersim belgeleri"ni açıklaması da aynı etkiye yolaçtı.
Gündemde ne "Bedelli askerlik" konusu kaldı, ne "Şike Yasası!"... Tabiî, "KCK operasyonları" da, ikinci-üçüncü sıraya indi!..
Erdoğan"ın açıkladığı "belge"ler ve "Devlet adına özür" dilemesinden sonra, Dersim konusu, "gündemin tam ortasına" oturdu ve bütün herkes "Dersim katliamı"nı konuşmaya başladı.
Kimisi, Başbakan Tayyip Erdoğan"ın attığı "tarihi adım"ı takdirle karşılarken, kimi de aynı tavrı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu"nun da sergilemesi gerektiğini söyledi... Ancak, Kılıçdaroğlu, bir "Dersim mağduru" olmasına rağmen, "özür" dilemeye yanaşmadı... Çünkü, "CHP Genel Başkanlığı koltuğu"nda oturuyordu...
Eğer, "CHP"nin yaptığı bir katliam"dan dolayı "özür" dilerse, CHP Genel Başkanlığı"nda bir saniye bile kalmaması gerekirdi!..
YA DERSİM, YA CHP!
İşte bu yüzden, 25 Kasım Cuma günü şöyle seslendi Kılıçdaroğlu"na;
"Ya Dersim, ya CHP."
Öyle ya;
Bundan sonra; ya "mağduriyet edebiyatı" yapmayacak, ya da "CHP Genel Başkanlığı"ndan istifa edecek!.. Hem "Dersimli" olduğun için "mağdur" edildiğini söyleyeceksin, hem de bu mağduriyete yol açan CHP"nin başında oturacaksın!..
Bu, bir "çelişki" değil mi?..
Uzun lâfın kısası;
CHP"de tam bir deprem yaşanıyor...
Ki, bu deprem; "Van depremi"ni bile unutturdu...
Kemalist statüko korku içinde.
Yıllardır kurdukları ve korudukları sistem sallanmaya başladı.
Dokunulmazlar, tabular oluşturulmuş ve onların etrafına kalın zırhlar örmüşlerdi. Küçük çocukların kafası, daha 5-6 yaşlarındayken uydurulmuş tarihi bilgilerle dolduruluyor, sistem kendi doğrularını her yerde herkese dayatıyordu.
Koruma kanunları adı altında düzenlemeler yapılıyor, birçok insan bu gerekçe ile eziyete uğratılıyordu.
Ama şimdi Dersim üzerinden çok şeyler tartışılıyor, çok şeyler sorgulanıyor.
"İstiklâl Mahkemeleri" sorgulanıyor, "İskilipli Atıf Hoca cinayeti" sorgulanıyor, "Şeyh Said"in idamı" sorgulanıyor.
Kısacası, "devleti kuran parti" olmakla övünen CHP"nin "vukuat"ları sorgulanıyor!..
APO"NUN EL YAZISI!
"Dersim katliamı" üzerindeki tartışmalar devam ederken; Akit, yine bir "ilk"e imza attı... Ankara Temsilcimiz Yener Dönmez, PKK elebaşı Abdullah Öcalan"ın PKK ve KCK"ya talimatlar yağdırdığı 27 Temmuz 2011 tarihli bir mektubuna ulaştı... Apo, bu mektubunda; "örgüte pasiflikten çıkıp, aktif eylemler yapmasını" emrediyordu.
Yener Dönmez, 26 Kasım tarihli manşetimizde, "mektubun kaynağı"nı ve "sonraki gelişmeleri" de şöyle açıklıyordu:
"10 sayfalık Öcalan mektubu, Siirt Pervari"de 19 Ağustos 2011"de güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada ölü ele geçirilen sözde Botan Eyalet Sorumlusu Zerdeşt kod adlı Ali Gezer"in cebinden çıktı. PKK yöneticisi Gezer"in bu mektup üzerine eyleme geçtiği öğrenildi.
Öcalan, mektubu avukatları aracılığı ile örgüt yöneticilerine ulaştırdı. Öcalan mektubu avukatlarına 27 Temmuz 2011"de verdi. Şok mektupta teröristbaşı, PKK militanları ve KCK yöneticilerine talimatlar yağdırdı. Başbakan Erdoğan, talimatlarla dolu mektuptan haberdar edildi. Devletin zirvesinde bir dizi görüşme gerçekleştirildi ve Öcalan"ın avukatları ile görüşmesinin engellenmesi kararı alındı."
Yener Dönmez"in bu haberi, büyük yankı uyandırdı... Bütün internet siteleri, "Apo"dan el yazılı talimatlar" haberini "birinci haber" olarak verdi.
Yener Dönmez, gerçekten de, "büyük bir gazetecilik başarısı" göstermişti... Zira, bugüne kadar "Apo"nun sözleri" hep haber yapılmıştı ama, "Apo"nun el yazılı talimatları"nı, "Türk basınında ilk defa Akit yayınlıyor"du!.. Bu, "Türk basınında bir ilk"ti... Ankara Temsilcimiz Yener Dönmez"i, bu başarısından dolayı bir defa daha tebrik ediyoruz.
UMRE KUR"ALARI BUGÜN!
Gelelim, "özel gündem"imize...
Akit"in düzenlediği ve "50 okurumuz"un Mekke ve Medine"ye gönderileceği kampanyamızın talihlileri, bugün "kur"a" ile belirlenecek... Okurlarımızın heyecanla beklediği kur"a çekilişi, bugün saat 14.00"te Bağcılar Halk Sarayı"nda, noter huzurunda gerçekleştirilecek.
Bütün okurlarımıza şans dilerken, Cumartesi günü başlayan "Hicrî Yılbaşı"nın da, İslâm Alemi ve insanlık için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah"tan niyaz ediyoruz.
Selâm ve saygılarımızla...
yeniakit