Netanyahu Durdurulmalı
İsrail basını: Çok geç olmadan Netanyahu durdurulmalı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve liderliğini yaptığı Likud partisinin Filistin topraklarına yönelik işgal ve hukuksuz yerleşim politikaları, İsrail basınında “Dünya, çok geç olmadan Netanyahu’yu durduralıdır” başlıklı bir köşe yazısıyla eleştiri konusu oldu.
Haaretz’de yer alan Victor Kattan imzalı köşe yazısından aktardığı habere göre, bir ülkenin bir başka ülkenin toprağını ilhak etmesinin Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde kesin çizgilerle yasaklandığı hatırlatılarak “Durum böyleyken söylenecek başka söz var mı? Eğer Likud yanlısıysanız, söyleyecek çok fazla sözünüz olabilir tabii.” denildi.
“Arapları uluslararası hukukun öznesi olarak değil, birer nesne olarak görüyorlar”
İsrail’deki aşırı sağcıların, sırtlarını “Ürdün Vadisi’nden Akdeniz’e kadar uzanan coğrafyada yalnızca Yahudilerin hür iradeleri ve kendi kendilerini yönetme hakları olduğu” tezine yasladıkları kaydedilen köşe yazısında şunlar kaydedildi:
“Likud ekolü, Arapların vatandaşlık haklarıyla ilgili olarak ‘siyasi hak’ konusunu Balfour Deklarasyonu’na eklemedi; çünkü onları uluslararası hukukun bir öznesi olarak değil, birer nesne olarak görüyorlardı.”
“ABD, Filistinlilerin kendi kendilerini yönetebileceğine inanmıyor”
İsrail ile Filistin arasındaki onlarca yıllık soruna çözüm bulması için ABD tarafından hazırlanan sözde “Yüzyılın Anlaşması”nın mimarı olan Jared Kushner’ın Filistin’e bakışıyla ilgili önemli bilgiler paylaşan Victor Kattan, şu satırları kaleme aldı:
“ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı ve danışmanı olan Jared Kushner, Filistinlilerin kendi kendilerini yönetebileceklerine inanmıyor; ki bu insanlar 25 yıldan fazla bir süredir öyle ya da böyle Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni yönetiyorlar.”
“Likud partisi, Ürdün Haşimi Krallığı’nı ‘Filistin Devleti’ olarak görüyor”
İsrail’deki aşırı sağcıların Batı Şeria ve Gazze’deki Yahudi yerleşimlerini “ilhak” olarak tanımlamadıklarını belirten Victor Kattan, aşırı sağcıların inancına göre “o toprakların yerli halkının Yahudi olduğunu ve bölgedeki Arapların yalnızca birer göçmen olduklarını” kaydetti.
Likud ekolüne göre hâlihazırda büyük bir Filistin devleti olduğunu ifade eden Kattan, satırlarına şöyle devam etti:
“Likud’un kurmayları, Ürdün Haşimi Krallığı’nı zaten Filistin devleti olarak görüyorlar. Bu çerçevede Yahudi toplumuna tehdit oluşturabilecek şekilde Ürdün Vadisi’nin batısına yeni bir Filistin devleti kurmayı da gereksiz ve tehlikeli buluyorlar. Onların bakış açısına göre, bağımsız bir Filistin devleti diye bir şey yok ve tarih boyunca da hiç olmadı.”
“Bağımsız bir devletin toprağını ilhak etmekle Filistinlilerin toprağını ilhak etmek arasında fark var”
Netanyahu’nun ilhak ve işhal politikasına ABD Başkanı Donald Trump’ın yanı sıra Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Josep Borell’in de arka çıktığını ifade eden Victor Kattan, şunları kaydetti:
“Kendisine ‘İsrail’in Batı Şeria’yı ilhakının Rusya’nın Kırım’I ilhak etmesine benzetilip benzetilemeyeceği’ sorulan Josep Borell, İsrail hükûmetini son derece tatmin eden bir yanıt vererek ‘Bağımsız bir ülkenin toprağını ilhak etmekle Filistinlilere ait bir toprağı ilhak etmek arasında büyük bir fark var’ dedi.”
“AB ülkeleri Filistin’i tanımadıkları sürece ağızlarından çıkacak hiçbir söz ciddiye alınmayacaktır”
Filistin’in BM nezdinde “üye olmayan gözlemci devlet” olduğunu hatırlatan Victor Kattan, Avrupa Birliği ülkelerine çağrıda bulunarak şunları kaleme aldı:
“Filistin halkı da, tıpkı Yahudi halkı gibi kendi kendilerini yönetme hakkına ve hür iradeye sahiptir. Eğer AB ülkeleri İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmesine karşı gelmek istiyorlarsa, konuşmanın ötesinde harekete geçmelidir. Bu kapsamda, tıpkı İsveç’in yaptığı gibi ‘Batı Şeria’nın Filistin Devleti’nin bir parçası olduğunu tanımalılardır. Eğer ortak bir pozisyonda güç birliği yapıp Filistin’i resmen bir devlet olarak tanırlarsa, yaptıkları ve yapacakları açıklamalar Filistinliler, Trump yönetimi ve İsrail hükûmeti tarafından ciddiye alınmaya başlanacaktır.”