Yasağın Sebebi İslam Düşmanlığı mı?
Konya İnanç Platoformu üyeleri 29Eylul2007 tarihinde Kayalıpark'ta saat 12:00'de bir araya gelerek başörtüsü yasağını protesto etti.
Hatice Coşkun'un okuduğu bildiride başörtüsü yasağı yanında, yeni anayasa hazırlıklarına, Filistin, Irak ve Afganistan'daki zulümlere de dikkat çekildi. Basın bildirisinin tam metni şöyle:
YASAĞIN SEBEBİ İSLAM DÜŞMANLIĞI MI?...
Yine buradayız, ihlaller bitene kadar haklarımızı aramaya devam edeceğiz. İnancımızı kimsenin keyfine, inisiyatifine ipotek vermedik, vermeyeceğiz. Başörtüsü yasakçılığının ardında İslam düşmanlığı olduğunun bilincindeyiz. Bizim üzerimizden bir takım hesaplar, planlar yapıldığının farkındayız. Bu yasağın devamında bir takım çıkar çevrelerinin menfaatleri olduğunun da idrakindeyiz. Bu yasağın en çok kimlerin işine yaradığı görülmeli, hakları gasp edilen Müslüman kadınların toplum mühendislerinin dönüştürme projelerinin bir parçası olmayacakları bilinmelidir. Sivil Anayasa tartışmalarının statüko bekçilerinin uykularını kaçırdığının farkındayız. Daha ne kadar sivil olacağını göremediğimiz bir Anayasa'nın tartışılmasına bile tahammül edilemiyor. Bu tartışmaların aktörleri yıllardır "sivil anayasa" çağrısı yaptıklarını unutuyor. Yasağın baş aktörlerinden olan, YÖK Başkanı Erdoğan Teziç 1992 yılında TÜSİAD'ın isteği üzerine hazırladığı Anayasa taslağında 1982 Anayasasının kutsal ve otoriter devlet anlayışını eleştirdiği, hatta milletvekili ve cumhurbaşkanı yeminlerinde Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık kelimelerinin olmadığı, rejimsiz, liberal ve demokratik bir Anayasa istediğini unutmuş görünüyor.
Anayasa değişikliği ile başörtüsü sorunun çözülmesi konusunu gündeme taşıyanlara hatırlatıyoruz; inancımızı asla pazarlık konusu yapmayız. Başörtüsü, hayatımızın bütün alanlarında inancımızın emridir. Sadece üniversitelerde serbest bırakılması gibi bir durumun sorunu çözmeye yetmeyeceğinin bilinmesini istiyoruz. Başörtüsünün önündeki tüm engeller kayıtsız şartsız ve hayatımızın her alanını içine alacak şekilde kaldırılmalıdır. Hazırlanacak anayasa, temel hak ve özgürlükler konusunda açık ve net olmalıdır. Muğlak ifadelerin keyfi yönetmeliklere ve hak ihlallerine zemin hazırlayacağı unutulmamalıdır. Kaldı ki başörtüsünün meşruiyetinin kaynağı anayasalar veya yasalar değil Kur'an dır. Bu sebeble hazırlanacak anayasada başörtüsü yasağını kaldıran bir hüküm olursa bu meşruiyetin kaynağı değil hakkın teslimi olacaktır. Aksi bir durumda, başörtüsünü yasaklayan anayasalar veya yasalar konulsa da bizler başörtüsü takmaya devam edeceğiz. Başörtüsünü emreden Kur'an'ın tüm anayasalardan ve yasalardan üstün olduğuna ve Kur'an'ın emrine uymanın bizler için vazgeçilmez bir zorunluluk olduğuna iman ediyoruz.
Bu vesile ile, büyük şeytan ABD.nin Müslümanların yaşadığı coğrafyaları kan gölüne çevirmesini, Irak'ın üçe bölünmesine ilişkin hazırladığı planı, Irak ve Afganistan halkı üzerindeki zulümlerini şiddetle protesto ediyor, yaptığı katliamların kendisini ayakta tutmaya yetmeyeceğini hatırlatıyoruz. Keza, İsrail terör devletinin Filistinli Müslümanlara yönelik saldırılarını nefretle kınıyor, tank paletleri altında başı ezilen Filistinli küçük mücahide ve tüm şehidlere Allah'tan rahmet diliyoruz. Bizlerden dua beklentilerini seslendiren Çeçenistanlı kardeşlerimize de hayır dualar ediyoruz. Önümüzdeki cumartesi günü aynı saatte buluşmak üzere katılan ve destek verenlere teşekkür ediyor, tüm halkımıza hayır dolu ramazanlar temenni ediyoruz.
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU