Mehmet GÖKTAŞ
Normalleşme mi Yeni Bir Diriliş mi?
Bugünlerin en çok kullanılan kavramı hiç şüphesiz normalleşmedir.
Bu günleri hepimizin sevinçle karşıladığında hiç şüphe yok. Hasret kaldığımız hayat tarzımıza kavuşmanın mutluluğunu yaşayacağız.
Normalleşme denilince de akla ilk gelen; “nerede kalmıştık, ne diyorduk, ne yapıyorduk...?” gibi düşüncelerdir.
Doğal olarak daha sonra da yapılacak şey; bu süreçte kaybedilen ne varsa bir listesinin çıkarılıp telafi planının yürürlüğe konmasıdır.
Her ne kadar bu telafi meselesi daha çok ticaret, sanayi ve üretimin bir numaralı gündemi olsa da telafi denilince hayati konuda olan eğitim dünyasıdır. Kayıplar nasıl telafi edilecek hep beraber göreceğiz.
Fakat ben bu telafi düşüncesinin aşılması gerektiğine inanıyorum. Sanki pandemi önceki tempomuz çok iyi imiş de pandemiyle sekteye uğramış düşüncesini çok yanlış buluyorum.
Aslında bu pandemi gerek bireysel hayatımızda olsun gerek toplumsal ve devlet hayatımızda olsun mevcut çalışmaların yetersizliğini açığa çıkarmıştı.
Böyle olunca telafi kelimesi bizi asla kurtarmaz. Yani biz bu normalleşmeyle birlikte kaldığımız yerden devam edemeyiz, etmemeliyiz.
Pandemi bizi nasıl yakaladı, hangi ihmallerimizi, hangi yetersizlikleri yüzümüze çarptı, onları bulup oradan başlamalıyız.
Onun için diyorum ki telafi kelimesi bizim için yeterli değil, bizi kurtaramaz, onun yerine biz kendimize başka bir kavram bulmalıyız. Atılım mı dersiniz, diriliş mi dersiniz bilmem. Hem mesele sadece yeni bir kavram bulmak değil içini doldurmaktır.
Mesela bir Müslüman olarak sadece hasret kaldığımız mutad ziyaretlerimizin telafisinin yanı sıra, birbirimizin kadrü kıymetini idrak etme anlamında yeni ve canlı bir ziyaretleşme trafiği başlatmalıyız.
Mesela, çoğunlukla evde kaldığımız bu günlerde zannedersem okumaya daha fazla zaman ayırmıştık. Şimdi bunu daha da verimli hale getirmeliyiz.
Sözün özü, kapitalist dünyanın pandemi sonrası hangi şeytani atılımlara hazırlandığını ibretle izliyoruz.
Müslümanlar da kendilerine yakışan güzellikleri ortaya koymalıdırlar.
Fakat mevcut temponun bunun için asla yeterli olmadığını aklımızdan çıkarmamalıyız..