Mehmet GÖKTAŞ
O’nun kapısı 7/24 açıktır
Önce şunu unutmayalım;
Hangi kapıya varırsanız varın mutlaka size “niye gelmiştiniz?” denir.
Sadece O’nun kapısı hariç, O’nun kapısına vardığınızda size “niye gelmediniz?” denir.
Kimin kapısına varırsak varalım, mutlaka bizden bir şeyler eksilir, ister istemez onurumuzdan, şahsiyetimizden bir şeyler kaybederiz, duruşumuz, değişir, ellerimiz, ayaklarımız farkında olmadan birbirine dolaşır, yüzümüzün rengi değişir, bakışlarımız tedirgin bir hâl alır, sesimiz bir başka çıkar, kelimelerimiz ürkekleşir.
Kısaca hiç de iyi bir şey değildir başkalarının kapısına varmak öyle değil mi? Hatta birilerinin kapısına varma işini çoğalttığınızda onları usandırırsınız, sizin de yüzünüzdeki hayâ perdesi yıpranır.
Fakat O’nun kapısı hiçbir kapıya benzemez, her şeyden önce 7/24 açıktır, “acaba evde var mıdır yok mudur” diye hiç tereddüt etmezsiniz, O hep oradadır., “O’nu ne uyuklama tutar ne uyku”. Daha da önemlisi O hep sizi beklemektedir. Sizin gelmeniz O’nu öylesine sevindirir ki.
O’nun kapısına vardığınızda diğer kapılarda olduğu gibi ne bir eziklik hissedersiniz ne şahsiyetinizden bir şey kaybedersiniz, tam aksine yüceldikçe yücelirsiniz, ruhunuz genişler, kalbiniz bir başka atar.
Ramazanın sona ermesiyle O’nun kapısı kapanmaz, “geçti o fırsat, önceden gelecektiniz, artık gelecek yılı bekleyin” denmez size. O’nun için “son müracaat tarihi” diye bir sınır yoktur, yeter ki nefes alıyor olun tamamdır. Ama mutlaka varın O’nun kapısına.
Hele içinizin yandığını, pişmanlığınızı gösterin bir hele, o anda anlarsınız elinizin boş dönmeyeceğini. Çünkü O’nun şanına yakışmaz kapısına varanı boş çevirmek.
O’nun kapısı ne güzel kapıdır, O’nun kapısında izzet ve şeref dağıtılır, huzur ve mutluluk dağıtılır, başkalarının kapılarından ayrılmayanlar zilletten kurtulamazlar ama O’nun kapısına varanlar sultan olur.
Bu düşüncelerle son teravihinizin, yarınki son orucunuzun, arefe gününüzün, bayramınızın mübarek olmasını, O’na yaklaşma vesilesi olmasını niyaz ediyorum.