'ORDUNUN YÜZDE 85'İ ULTRA LAİK'

'ORDUNUN YÜZDE 85'İ ULTRA LAİK'

Hürriyet gazetesi yazarı Verda Özer, halen Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi eski asker Dç. Dr. Metin Gürcan'ın TSK içinde yaptığı araştırmayı köşesine taşıdı.

Artık 'milli güvenlik uzmanımız' haline gelen Metin Gürcan'la konuşuyorum. Gürcan eski bir asker ve Sabancı Üniversitesi'ne bağlı İstanbul Politikalar Merkezi'nde (IPC) araştırmacı. Doktorasını da 'TSK'nın kurumsal dönüşümü' üzerine yapmış.

 

Gürcan, doktora tezi sırasında ordu içinde geniş çaplı bir anket yapmış. Öncelikle şöyle genel bir eğilim olduğunu söylüyor: Atatürkçülük, subayların yüzde 85'inin temel değeri, yaşam felsefesi. Ancak alt rütbeler (yani yüzbaşı ve altı) daha kariyerist, yani kendi kariyerlerine dönükler. Rütbe yükseldikçe (binbaşı ve üstü) askerlerin siyasi görüşü ve değerleri daha öne çıkıyor. Dolayısıyla üst rütbelerde laiklik hassasiyeti çok daha yüksek."

'ORDUNUN YÜZDE 85'İ ULTRA LAİK'

 

"Gürcan, ordunun yüzde 85'inin 'ultra-laik' olduğunu söylüyor. Bu tanımı dolduran ise 'dindarlık' anlayışı. Bunu da anketinde 4 kriter üzerinden sorgulamış: Oruç tutma, ahiret inancı, faiz algısı ve din-bilim ilişkisi. Bu yüzde 85'lik kesim, dinin kamuda görünür olmasına özellikle karşı. Alt rütbelere indikçe laiklik hassasiyeti zayıflıyor.

Gürcan'a göre Kemalist, NATO'cu, Avrasyacı, ülkücü gibi tüm kategoriler bu yüzde 85'in içinde. Yani hepsi Atatürkçü ve ultra-laik; sadece kimi merkez sağa, kimi ise merkez sola daha yakın."

'YÜZDE HALA 15 FETÖ'CÜ'

"Bununla birlikte Gürcan, ordunun genelinde siyaseten sağa doğru bir kayış olduğunu gözlemliyor. Anlaşılan hem Irak ve Suriye'deki gelişmeler, hem de 15 Temmuz sonrası süreç milliyetçi damarı güçlendirmiş. Bu anlamda terörle mücadelede başı çektiği için Kara Kuvvetleri'nin 'en merkez sağda' olduğunu söylüyor. Deniz Kuvvetleri de —daha çok sahil bölgelerinden asker aldığı için- laiklik hassasiyeti en yüksek kuvvet. Hava Kuvvetleri ise 'ortada'© AFP 2017/ BARBARA SAX

 

Bu oranlara baktığımızda ise AK Parti'yi destekleyen kesimin hakikaten yüzde 1 civarında olduğu ortaya çıkıyor. Dolayısıyla bu rakamlar, TSK'nın toplumun ciddi bir bölümünün eğilimini yansıtmadığını gösteriyor."

suputnik