Özür Tamam da, Çözüm Ne Zaman?
Konya İnanç ve Özgürlük Platformu üyeleri 8 Aralık 2007 tarihinde Kayalıpark'ta saat 12 00'de bir araya gelerek 13. kez Türkiye'deki başörtüsü yasağını bir basın açıklamasıyla protesto etti.
İnsan Hakları ve Özgürlükleri (İHÖD) başkanı İsmail Özdemir'in platform adına okuduğu bildiride bu anlamsız yasağın kalkması gerektiğine vurgu yapılarak, başörtüsü anketleri üzerinden yapılan örtünme düşmanlığına dikkati çekti. Başörtülülerin sayıca artmasının endişe değil sevince yol açması gerektiğini söyleyen Özdemir, inananların bundan asla gocunmayacaklarını söyledi. Filistin intifadasının da selamlandığı protesto gelecek hafta aynı yerde ve saatte tekrar buluşmak dileğiyle son buldu. Basın açıklamasının tam metni:
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU 13. HAFTA BASIN AÇIKLAMASI
ÖZÜR TAMAM DA, ÇÖZÜM NE ZAMAN?...
İslam dini, akıllı insanlara hitap eder. Aklı olmayan insanları dini
hükümlere uymamaktan sorumlu tutmaz. Dinin başörtüsü emri ile yükümlü
tuttukları akil ve baliğ olanlardır.
Başörtü takan insanlar toplumun içinden, ne yaptığını ve neden yaptığını
bilen insanlardır. Ama genelde standart dışı unsurlar için yapılan
araştırmalara konu edilmekte, sanki anormal bir şey yapıyorlarmış gibi
anketlere muhatap olmaktadırlar.
İyi bilinsin ki, başörtülü kadılar, araştırmacılara malzeme, anketörlere
denek değildir. Tek amaçları Yüce Yaratıcının emirlerini yerine getirmek
olan izzetli ve şerefli insanlardır. Başörtülü kadınlar üzerinden reyting
yapmaya çalışan araştırmacıları, anketörleri, bu araştırma ve anketleri
yayınlayan kurum ve kuruluşları protesto ediyor, hadlerini bilmeye
çağırıyoruz.
Başörtülüler, başkalarının isteklerine göre şekillenen hayatın en büyük
zillet olduğunu bilirler. Başörtüsünü Allah' ın emri olduğu için
örterler, hayatlarını Allah'ın emirlerine göre şekillendirmeye
çalışırlar.
Başörtülü sayısının artmasından sevinç duyuyoruz. Yıllardır süren baskı ve
saldırıların sonuçsuz kalması ve dinin emirlerine bağlılığın artması normal
sonuçtur. Baskı ve dayatmacılar, takip ettikleri metodun yanlışlığını
görmeli ve yanlışlardan vaz geçmelidirler. Başörtülü sayısındaki artışı daha
fazla baskı, daha fazla dayatmanın gerekçesi yapmaya çalışırlarsa yine
kaybedeceklerdir. Zira başörtüsü Allah'ın emridir. Allah 'ın
emirlerine karşı çıkanlar Allah'a karşı gelmektedirler. Allah' a
karşı gelenin kazanması mümkün müdür?
Başbakanın, Adana Kozan ve Rize'de başörtülü öğrencilerin maruz
kaldığı saldırılardan sonra kendilerini aramasını ve teselli etmesini olumlu
buluyoruz. Ama önemli olan teselli değil çözümdür. Kendisinin mazeret
üretecek ve teselli edecek değil çözüm üretecek ve hesap soracak durumda
olması gerektiğini hatırlatıyoruz.
Cumhurbaşkanının, başbakanlığı ve dışişleri bakanlığı sırasında şerh koyduğu ve yargı denetimine açılmasını istediği Yüksek Askeri Şura 'nın
kararlarını hiçbir şerh koymadan imzalamasını doğru bulmuyoruz. Makamların büyümesi, doğru tavırların değiştirilmesinde değil yanlış uygulamaların düzeltilmesinde bir basamak olmalıdır. Hak ve adaleti savunup yanlış kararlara imza atmak güven sarsıcı ve erdemli olmayan davranışlar olmalıdır.
Bu vesile ile, 8 Aralık 1987 tarihinde başlayan Filistin intifadasını
selamlıyor, Mescidi Aksa'nın ve Kudüs'ün özgürlüğe kavuşacağı
günler için üzerimize düşenleri yapmaya devam edeceğimizi belirtiyoruz.
Gelecek Cumartesi günü saat 12.00 de buluşmak üzere Allah' a emanet
olunuz.
İNANÇ ÖZGÜRLÜĞÜ PLATFORMU