Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Paralelde sona doğru

Paralel devlet hesaplaşmasında sona yaklaşılırken, gözler HSYK seçimlerine çevrildi..

Seçimlerden hemen sonra yasama, yürütme yargı, iş, finans, media dünyasında operasyonlar başlayacak diye konuşuluyor..

Poliste önemli bir değişiklik de yapıldı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün başına yeni bir isim getirildi. MGK Genel Sekreterliği’nde de değişikliğe gidildi. KGM’ye de yeni bir yönetici atanacak..

Bayram sonrası bir çok şey netleşmiş olacak..

Bu arada de TRT Genel Müdürü Samsun Valisi oldu ve TRT’ye yeni bir genel müdür atanacak..

Bir yandan HSYK seçimleri beklenirken, öte yandan Asya Finans ile ilgili gelişmeler de merakla izleniyor.. Aslında merak edilen Asya Finans’ın akıbeti değil, cemaatin / Paralel yapının para trafiği..

İlginç iddialar var bu konuda. Paralel yapının merkezi hükümet, yerel yönetimler, özel kuruluşlar, Türkiye’ye yönelik uluslararası fonları geniş ölçüde kullanmış.. Teşvikler büyük ölçüde paralel yapının vakıf, dernek ve şirketlerine gitmiş.. Ve yılardır, kamu kaynaklarının bu yapının hizmetine sunulduğu iddiaları dolaşıyor ortalıkta.. Bu işte, paralel yapıya yardım ve yataklık edenlerle, bu yapı tarafından aldatılan ve kullanılanların ayrıştırılması gerek..

KOSGEB, TÜBİTAK teşvikleri, krediler bir şekilde ve önemli ölçüde paralel yapıya aktarılmış.. Paralel yapıya himmet verenlere devlet üzerinden sağlanan imkânların da bu çerçevede araştırılması gerek.. Başka kişi ve kuruluşların verdikleri projeler reddedilirken, aynı proje başka kuruluşlar üzerinden fonlanmış. Bir bölgede desteklenen bir proje başka bölgelerde de tekrar tekrar fonlanmış.. Aynı projeye farklı kuruluşlardan tekrar tekrar fon desteği sağlanmış..

Paralel yapının okul, yurt projelerine arazi tahsisleri, kamu kaynak, imkan ve fonlarının kullandırılması, hatta imar planında yapılan değişikliklerle büyük ölçüde rant sağlandığı da iddialar arasında.. İktidar, belediyeler, devlet, bu anlamda kendi içine bir baksın.. Ağaç kurtlarından kurtulsun.

Siverek’te, Fırat’ta nehre bağlı, halen lokanta olarak kullanılan bir tekne (gemicik) hikayesi var ki, inanılır gibi değil.. Fırat üzerinde turistik turlar için teşvikle satın alınan gemi şimdi kıyıya bağlı lokanta hizmeti veriyor. Gemi Mersin’den çok ucuz fiyata alınmasına rağmen, kat kat fazlasına devlete fatura edilmiş.. Ve buna benzer bir sürü hikâye anlatılıyor..

Yolsuzlukların sayısı ve miktarı, batık banka operasyonu ile bile kıyaslanamayacak ölçüde..

Böyle bir yapının hâlâ yolsuzluktan sözetmesi de ilginç.

Bu paraların, kimler tarafından, nerede ve nasıl kullanıldığı da meçhul.

Bu paraların ödenmesine sorumluluğu bulunan kişiler hâlâ kamuda görevli..

Vali, belediye başkanı, ilgili müdürler hepsi bu soygunda sorumluluk sahibi aslında..

Bu işlerin kılıfına uydurulması için yüzlerce dernek ve şirket kurulmuş.. “Himmet” sahipleri bu kirli işlere ortak yapılmış..

Şimdi bu kirli işlere bulaşan kişilerin ve şirketlerin, derneklerin araştırıldığı haberleri geliyor..

O günlerde bu yapı, icazetli ve kayırılan bir konumda idi. Onun için, hâlâ bu yapı ile ilişkileri olup olmadığının soruşturulması gerek..

Bir de kişilerin yakalanıp cezalandırılmasının yanında, bu gasbedilen para, arazi, binaların tekrar kamuya intikali konusunda bir çalışma başlatılması gerek.. Bu konuda vali ve belediye başkanlarından, imar müdürlükleri, Ffon, teşvik ve muafiyet sağlayan kurumlardan en azından son on yıllık bilgi ve belgelerin istenmesi ve bunların incelenmesi gerek..

Eğer bu mali kaynaklar kontrol altına alınmaz ise, onlarda bu para, iktidarda bu yetkiler ve kaynaklar olduğu sürece bunlar rahat durmayacaktır..

Bu yapı, aynen derin devlette olduğu gibi, media, mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK içinde ve uluslararası örgütler ve ülkelerle iç içedir.. Operasyon uzadıkça kripto kişiler ülkeyi terk etmeye, belge ve mali kaynakları yurt dışına transfer etmeye devam edeceklerdir..

Bir takım kişilerin Nijer’e gittikleri iddiasının da soruşturulması gerek bu arada..

Bu yapı, özellikle Türkiye elçiliğinin bulunmadığı ülkelerde, Türkiye aleyhine ciddi bir lobi yaptıklarını da hatırlatmak gerek.. Yine yurtdışındaki okullardaki etkin kişilerle çocukları üzerinden kurdukları iletişim sonucu bu yapı, Türkiye aleyhinde kara propaganda merkezine dönüşmüş durumda..

Paralel yapı, el attığı her yerde bir karanlık oda oluşturmuş.. Bu yapının yurtdışında örgütlendiği ülkelerden gelen Türk öğrencilerin diplomalarındaki denklikleri inceleyin ya da o okullardan Türkiye’ye gönderilen çocukları izleyin.. Akraba Topluluklar ve TİKA’nın ve mülakat için o ülkelere giden heyetlerin bu yapı tarafından nasıl baskılandığını araştırır. O ülkelerle para trafiği, iş ilişkilerini araştırın..

Valiliklerin, kaymakamlıkların, bilgi işlem, basın, özel kalemlerine ve şoförlere, yakın korumalara bakın bakalım.. Himmet paralarını kimler taşımış, kimler kuryelik ya da örgüt ajanlığı yapmış..

Siz HSYK ile uğraşmaya devam edin de, mahkeme kâtipleri, arşiv görevlileri, mübaşir ve gardiyanları ne yapacaksınız.. Oralarda da bir sürü kripto adam var. İyi adamları getirseniz bile, kısa sürede adamı oyuncak haline getirebilirler.. Sahte evrak yapma uzmanı, evrak imha, kaybetme uzmanı bunlardan bazıları, cemaat dediğiniz yapı, içine ağunun içine katıldığı baldır aslında.Ve o anlatılan manevi güzellikler ise altın tas hükmündedir.. Ve de, ol mahiler ki, derya içredirler de deryayı bilmezler aslında..  Ha, bütün bu yaşananlar bize ders olsun! Din büyüklerimizi ilah ve Rab edinmeyelim, aklımızı kiraya vermeyelim, lanetli şeytanın bizi Allah’la (cc) aldatmasına fırsat vermeyelim..

Paralelde sona yaklaşılıyor ama, arkada bıraktıklarınız sorun olmaya devam edecek.. Onun için ince eleyip sık dokumanız gerek.. 

Selam ve dua ile..

yeniakit

Bu yazı toplam 1055 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar