Provokasyon İçin Fadime Şahin Lazım
İki olayla insanların “Türkiye'de irtica tehlikesi var” diye düşünmeleri bekleniyor. Kesmiyor efendim, hiç kesmiyor…
Taha Kıvanç/Yeni Şafak
Bunlar provokasyon mu?
Ak Merkez'de mağaza önünde namaz kılan karı-koca görüntüsü nelere yol açtı, farkında mısınız? Belki de birilerinin iddia ettiği gibi 'Suudlu bir aile' koca çarşıda mescit olmadığı için çareyi koridorda namaz kılmakta bulmuştur.
Hepimiz öylesine pimpirik hale geldik ki, hemen 'provokasyon' ihtimali üzerinde durduk. Ak Merkez'den bir tanıdığım arayıp “Mağazanın önüne gittim, kıbleyi yanlış hesap etmişler” bilgisini verdi. Provokasyon ihtimalini büyüten bir bilgi bu...
Eskiden olsaydı, bu arada birkaç cinayet işlenmiş, bir-iki skandal patlamış olurdu. Çeteler sokaklarda ellerini kollarını sallayarak dolaşamıyor şu günlerde, herhalde bunun etkisi de var; sonuçta provokasyon ihtimali sınırlı oluyor. Mersin/Tarsus'ta okul kıyafetleriyle dolaşan iki küçük kıza, mini etekli oldukları için asit atıldığı iddiası zavallı bir girişim.
Emre Aköz 'deli saçması' diyordu bir başka iddia için: Ev bakmaya giden çift, “Bizde kadını başı örtülü olmayan aileye ev kiralanmaz” diyerek kapıdan döndürülmüş. “Çüş” denilecek bir durum, Sabah yazarı, bu tür iddiaları inanarak yayanlara 'dnglk' demiş zaten.
Nostaljik takıldığımdan değil, ancak geçmişte çok daha ustaca provokasyonlar yapıldığını hatırlatmak görevlerim arasına giriyor. Bir Fadime Şahin bulup çıkaramıyorlar bugün. Sosyetik eşi Emire'nin şifa niyetine kirli çoraplarını kaynatıp içtiği Ali Kalkancı türü bir şeyh de yok ortalarda. Ellerindeki sopaları ritmik seslerle yere vuran, her biri tornadan çıkma uzun-boylu derviş kıyafetli kişiler de öyle.
Sahi şimdilerde Show-TV'nin haberlerini sunan Ali Kırca, o eski 'güzel' günlerin hatırına Fadime Şahin'i bulup yeniden ekrana çıkarsa ya! Ya da, Kur'an okumasını bilmediği halde 'şeyh' diye tanıtılan Ali Kalkancı nerede, ne iş yapıyor, 32. Gün'ün müzmin izleyicileri merak etmiyorlar mı? Ak Merkez'de namaz kılan karı-koca, ısırgan otuyla bacakları dağlanan küçük kız görüntüleri kesmiyor çünkü... Ülkede Meclis başörtüsü yasağını kaldırıyor ve bu iki olayla insanların “Türkiye'de irtica tehlikesi var” diye düşünmeleri bekleniyor.
Kesmiyor efendim, hiç kesmiyor...
Sisi, ya da nâm-ı diger Seyhan Soylu'yu da mı bulup yeniden hizmete koşamıyorlar? Seçimle işbaşına gelmiş iktidarı düşürmek için vatan hizmetine koşan Sisi, o olmuyorsa aynı hislerle dolu bir yenisi devreye sokulabilir oysa. Kaldı ki, Sisi, Nuriye Akman'a verdiği röportajda, “Devletim yine görev versin, seve seve yaparım” demiş biri. Hizmete her an hazır bir vatan evlâdı yani.
Nuriye Akman Zaman'daki pazar konuşmalarına konuk ettiği Sisi için, “1990'lı yıllar boyunca 'Travestiler Kraliçesi' olarak anıldı” bilgisini sunuyor. Travestiler Kraliçesi'nden irticaya karşı haçlı seferi açan bir kahraman çıkarmak bize mahsus bir başarı işte. Röportajda, Sisi, “28 Şubat'ın gizli kahramanıyım” diyordu. Yalnız biz röportaj okurları değil, röportajı yapan Nuriye Akman da hayret ve dehşet içinde kalmıştı işittikleri karşısında.
Sisi'nin açıkladığına göre, Jandarma İstihbarat Teşkilatı o zamanlar 'Strateji' diye bir dergi çıkarırmış. “Jandarma İstihbarat Teşkilâtı'nın yayınlarında genel koordinatörlük yaptım” diyen Sisi, o dönemin ekran simalarını bulup cepheye sürenin kendisi olduğunu da fâş ediyor...
Ne dediğini öğrenmek istersiniz herhalde. Okuyalım: “Ali Kalkancı tarikatı için tesettüre girdim. Adı Strateji, JİTEM kaynaklı bir dergi bu. O yüzden de istihbaratçılarla, emniyetçiler vardı içinde. Askeriyeden emekli olan insanlar vardı. Böyle bir çalışma içine girdik ki o tarihte Refah Partisi'nin oyu yüzde 38'di. Ali Kalkancı ve Emire Kalkancı olayını yakaladık. Aczimendi liderinin yakalanmasını, Fadime Şahin ile Emire Kalkancı'nın ekrana çıkarılmasını sağladık. Tarikat içerisinde yaşanan çarpık ilişkileri deşifre etmek, dini insanları sömürme aracı olarak kullananların maskelerini düşürmek için böyle bir şey hazırladık.”
Her akşam haberleri sunmak için karşımıza gelenlerin büyük gazetecilik becerisi diye yutturdukları görüntüler Sisi ve arkadaşlarının prodüksiyonuymuş, sizin anlayacağınız. Bu hizmetinin karşılığı olarak devlet töreniyle gömülmeyi bekliyor Sisi. Belki de mesai arkadaşları böyle bir söz de vermişlerdir kendisine…
Kimse “Nereden bulacağız?” mazereti arkasına saklanmasın. Nuriye Akman'ın “Emire ve Fadime neredeler?” sorusuna verdiği cevaptan Sisi'nin eski dostlarını yakın takipte tuttuğu anlaşılıyor. “Emire'nin Kadıköy civarında bir pastanesi var. Fadime Akdeniz bölgesinde bir yerde yaşıyor. Ali Kalkancı ise cezaevinden çıktıktan sonra yine aranmaya başlandı.”
Provokasyon dediğin Sisi'ninki gibi olur.