Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Putin’inkine benzer bir soru – cevap programı

Rusya devlet başkanı Putin “otoriter” bir lider olarak bilinir. Ülke liderlerindeki otoriterleşme ve uzun süre iktidarda kalabilme de “Putinizm” diye tanımlanır. Zaman zaman Erdoğan yönetimine yönelik eleştiriler Türkiye’nin de “Putinizm”e doğru yol aldığı şeklinde yorumlara yol açar.

Putin belli zamanlarda kameraların karşısına geçiyor ve tüm halktan gelen sorulara cevap veriyor. Bu sene de yıl sonu itibariyle “Doğrudan hat” isimli programda kameraların karşısına geçip gazetecilerin ve halkın sorularını cevaplandırmış. Sorular, tahmin edileceği gibi bir miktar “Denetim”den geçmiş. Buna rağmen ekrana “Putin otoriterliği”yle bağdaşmayacağı düşünülecek soruların gelmesi de, bunların ekrana yansıtılması da engellenmemiş. Putin’e 4 saat süreyle 2 milyon 800 bin soru sorulmuş. Mesela şu soruları bizim halkımızın da ilginç bulacağından eminim.

- Sayın başkan, Rusya ne zaman televizyondaki Rusya gibi olacak?

- Enflasyon yüzdesini ne kadar daha manipüle etmeye devam edeceksiniz?

- Salatalığın kilosu 900 ruble, domatesin kilosu 950 ruble, marul ise 1.500 ruble. Meyve fiyatını gündeme bile getirmeyeceğim. Bize normal fiyatlar verin!”

- Neden sizin gerçekliğiniz bizim gerçekliğimizle örtüşmüyor?

- Kamu görevlilerinin yurt dışında hesapları, mülkleri var, çocukları da orada okuyor. Rusya’nın çıkarlarını önemsiyorlar mı ve nasıl bu kadar yüksek mevkilere gelebiliyorlar?

- Merhaba, Kanal 1’de bahsettikleri Rusya’ya nasıl taşınabilirim?

- Gazprom’daki yolsuzluğa daha ne kadar tahammül edilecek? Tüpgazın litresi 16 rubleden 34 rubleye çıktı. Fiyat nasıl yüzde 200 artabilir?

- Sayın Başkan, gerçek Rusya ne zaman televizyondaki Rusya gibi olacak?

- Rusya’da iktidar ne zaman seçimle değişecek?

- Çin’e, Avrupa’ya gaz gönderdik, Khakassia [Sibirya, Rusya bölgesi] ne zaman gaz alacak?

- Vladmir Vladimiroviç! Söyler misiniz, ne zaman daha iyi yaşamaya başlayacağız?

- Sizden sonra başkan kim olacak?”

İlginç sorular değil mi?

Karar gazetesi bu haberi verirken, araya “Gel de bu soruları Türkiye’de sor” şeklinde bir cümle yerleştirmiş:

Tabi biz Rusya değiliz. Ne bileyim, oraya göre daha “demokrat” sayılmamız lazım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Putin’le özdeşleştirilmesi yakışık almaz.

Ama şu Putin’in yaptığına benzer bir tv programı bizde yapılabilir mi, diye sorulursa da “Neden olmasın!” gibi bir cevap vermek mümkün değil.

Yani bir program düzenlensin, bütün tv kanalları canlı yayınlasın, ülkenin her yanından sansürsüz sorular gelsin ve sayın Cumhurbaşkanı da cevaplasın!

Yani, iktidarın etki alanındaki tv kanallarında yapıldığı gibi, belirlenmiş gazetecilerin belirlenmiş sorularına belirlenmiş cevapların verildiği ve halkın gerçek sorunlarının gündeme gelmediği kurgulanmış programlar olmasın!

Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tayin edici konumu biliniyor. Bakanlar, onun talimatı çerçevesinde hareket ettiklerini özellikle ifade etmekte ısrar ediyorlar. Onun için de kritik konularda sahici açıklamalar yapmak yerine “Gündem Filistin” gibi sözlerle Filistin’e bile nasıl yapay baktıklarını ortaya koyarak top çevirmeyi tercih ediyorlar.

Onun için bizzat sayın Cumhurbaşkanı kameraların karşısına geçip, halkın sahici sorularını cevaplandırmalı. Ben gelebilecek sorulardan bir demet yapmayı deneyeceğim. Sizler de yorumlarınıza, tabii ki saygıyı gözeterek sorular ekleyebilirsiniz. Hadi soralım:

-Asgari ücretle, ya da en düşük – en yüksek emekli maaşı ile bir hafta yaşamayı denediniz mi?

-Tebdil-i kıyafetle çıkıp İstanbul’da bodrumda bir oda kiralamayı düşünseniz kaç liraya kiralayabileceğinizi tahmin ediyorsunuz? (Brüt 161 bin lira maaş alan MB Başkanı Hafize Gaye hanım kiralık ev bulamamış, annesinin yanına yerleşmiş. ‘Bir kişinin on evi değil, on kişinin bir evi olmalı’ diyor. İstanbul’da bir profesör nasıl yaşasın?)

-Ekonominin bu hale gelmesinde zat-ı alinizin payının ne kadar olduğunu düşünüyorsunuz?

-Ekonomiyi daha önce zat-ı aliniz yönetti, şimdi her şeyi Mehmet Şimşek’e ve Hafize hanıma mı emanet ettiniz? 2026’da gerçekten enflasyonun tek haneye düşeceğinden emin olduğunuz için mi faizlerin böyle yukarı doğru seyrine razı oldunuz?

-Bu kadar mafyacı ne zaman doldu bu ülkeye, nasıl vatandaşlık aldılar, Ali Yerlikaya İçişleri Bakanı oluncaya kadar bu ülkede bir İçişleri Bakanı yok muydu, memlekete bu adamların doluştuğunu size bildiren kimse olmadı mı?

-Peş peşe bu kadar gayrı meşru para ilişkisinin ortaya çıkmasında ülke yönetiminin hiçbir sorumlululuğu yok mu?

-Önümüzde mahalli seçimler var, “Cumhur’un başkanı” olarak partinizin adayları için yine yollara düşecek misiniz, toplumda bunun yadırgandığı gibi bir yaklaşım zat-ı aliniz için hiç mi önem arz etmiyor?

-Filistin – Gazze acısına sizden beklenen en yüksek tonda sahip çıktınız, dünyayı sorguladınız. İnsanlık vicdanını uyandırmaya çalıştınız. Ama İsrail ile derinden akan ticari ilişkiler konusu örtülü kaldı. Ne oluyor oralarda, makul bir gerekçe var mı?

İşte böyle sorular. Buraya not ettiklerim gene de halkın yaşadıkları açısından bakıldığında çok naif kalabilir. Diyelim deprem bölgesinden çok sert sorular gelebilir. Bence böyle bir soru – cevap kapısı açıldığında sayın Cumhurbaşkanı gerçek Türkiye fotoğrafını görmüş olur. Denemekten kimseye zarar gelmez. Ne de olsa yeni bir seçime daha dört yıl var.

Bu yazı toplam 420 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar