Tahran cuma İmamı Ayetullah Haşimî Refsencanî, "UAEA sözleşmelerinin altına imza atarak, altına imza attığımız sözleşmelerimizden doğan haklarımız olmuştur. Bu durumda, bizim barış amaçlı, nükleer santrale sahip olmak için ajans tarafından desteklenmemiz gerekir" diye konuştu.
"İran İslam cumhuriyetinin, konvansiyonel silahlar kullanmadığını ispat etmiştir" hatırlatması yapan Haşimi Refsencanî, "Biz, Irak'ın bize saldırısıyla başlayan mukaddes savaş döneminde, Irak'a karşı kimyasal silah kullanabilirdik. Ama kullanmadık. Irak bizim şehirlerimize füze saldırısı düzenlediği zaman, biz de, rahmetli İmam Humeyni"nin emriyle, Irak yerleşim birimlerine saldırı yapacağımız zaman, 48 saat öncesinden bunu bildiriyor ve bölgenin sivil insanlardan arındırılmasına çalışıyorduk" diye konuştu.
Rafsancani konuşmasında, "Biz inkılab hareketi döneminde İmam Humeyni çok rahat radikal ve sert bir yol izleyerek de zafere ulaşabilirdi. Ama, yumrukları birleştirdi, halkı demir gibi bir araya topladı ve inkılab zafere ulaştı" ifadesini kullandı.
Tahran cuma imamı Haşimi Refsencanî, hutbesinde İran halkına karşı yürütülen baskı ve haksızlıkların Amerika tarafından organize edildiğini belirterek, "Allah, Amerika"ya, Afganistan ve Irak'ta oldukça net bir cevap verdi. Amerika büyük bir güç, ama küçük bir sorunla baş edemiyor " diye konuştu.
Amerikan kongresinde Irak'taki Amerikan güçlerinin yıl sonuna kadar geri çekilmesi tasarısının kabul edildiğini, tasarının da Bush tarafından veto edilebileceğini dile getiren Haşimi Refsencanî, "Amerikan askerleri bu gün, Irak sokaklarında bir kaç sıra, muhafızlar eşliğinde, konvoylar halinde olmazsa hareket edemiyorlar, her gün kayıp veriyorlar, verdikleri kayıp sayısı her gün artıyor bu şartlarda, hedeflerine ulaşmadan, Irak'tan çekilmek zorundalar. Amerikalıların, Vietnam''da kaçma tecrübeleri bulunuyor, Irak''ta da daha kötü şartlarda çekilecekler" dedi.
Refsencanî Afganistan'da da Amerikalıların hiç bir can güvenliklerinin bulunmadığını belirterek, "Amerikalılar, Irak'ta güvenliklerinin olmadığını ve istedikleri hedeflere ulaşmadıklarını itiraf ediyorlar. Lübnan'da da rezil bir yenilgi aldılar ama mazlum ve direniş hareketi Hizbullah'a baskı yaparak zarar vermek istiyorlar; Filistin ve Lübnanlılar arasında ihtilaf çıkarmaya çalışıyorlar. Ama bunların hiç birinde de başarılı olamadılar" dedi.
Tahran cuma hatibi hutbesinde, İslam inkılabı hareketinin zafere ulaşmasıyla İslam dünyası ve müslümanların yeniden bilinçlenme ve uyanış hareketine başladığını hatırlatarak, "ABD ve Batılılar bölgede yaşanan olaylardan ders almak durumundalar, İran halkına karşı baskılara son vermeliler" uyarısında bulundu.
Irak'ın saldırısıyla başlayan ve 8 yıl süren savaşın sona ermesini ön gören BM Güvenlik Konseyi"nin 598 sayılı kararnamesinin kabulünün yıldönümüne de işaret eden Haşimi Refsencanî; "BM Güvenlik Konseyi 598 sayılı kararnamesinde, Irak diktatörü Saddam'ın savaş suçlusu olarak tanımakta ama İran savaş tazminatı istediğinde Güvenlik Konseyi bu kararının sonuçlarını tanımaktan kaçıyor" dedi.
Irak diktatörü Saddam'a tehlikeli silah ve teçhizatların büyük güçler tarafından temin edildiğini belirten Haşimi Refsencanî , "o dönemde, savaşın sürdürülmesini uygun görmeyen büyük güçler, 598 sayılı kararnameyi kabul etmek durumunda kalmışlardır" dedi.
Lübnan'daki gelişmelere ve 33 günlük savaşın yıldönümüne de temas eden Haşimi Refsencanî, "İsrail karşısında, 33 günde büyük bir başarı kazanan Hizbullah, tarihte benzersiz bir zafer kazanmıştır. İsrail ordusu, Arap orduları karşısında savunma ve direniş gösterecek şekilde organize edilmiştir. Büyük bir gurur ve yenilmezlik düşüncesinde iken, bir ordu ve bir devlet değil, bir direniş hareketinden büyük bir yenilgi almıştır. Bunu İsrailliler de itiraf etmişlerdir" dedi.
33 günlük savaş süresinde, İsrail şehirlerinin güvensiz olduğunu, İsrail'in büyük güç olduğu şeklindeki düşüncenin de yok olduğunu belirten Haşimi Refsencanî, "O zaman Amerikalılar, hava köprüsü oluşturarak, İsrail'in ihtiyaç duyduğu bütün teçhizatları temin ettiler, bütün bunlara rağmen, İslami direniş karşısında yenilgi almayı durduramadılar. İsrail'de hala da siyasi sarsıntı devam ediyor" şeklinde konuştu.

MNA