Hakan Albayrak
Ramallah, Kahire ve Ankara'dan beklediğimiz açıklamalar
İsrail, "Gazze'ye Özgürlük Filosu"nu daha yola çıkmadan durdurmak için elinden geleni yaptı. Bunda bir tuhaflık yok da, Kahire ve Ramallah'ın tavrına ne demeli?
Baştan alalım: Gemiler Gazze'ye ulaşırsa abluka yarılmış olacak; İsrail'in gayri meşru otoritesi sarsılacak, fiyakası bozulacak. İnsani yardımlarla yüklü gemiler İsrail donanması tarafından durdurulduğu ve yardım gönüllülerine fiziki müdahalede bulunulduğu takdirde ise İsrail'in vahşi imajı iyice vahşileşecek. İki ucu kirli değnek. Onun için İsrailliler, "Gazze'ye Özgürlük Filosu" organizatörlerine "Gelin anlaşalım; yardımları bize verin, Gazze'ye biz ulaştıralım" diye haber gönderdiler. Sanki bütün mesele sadece ve sadece o bir miktar ilaç, tıbbi cihaz ve inşaat malzemesinin Gazze'ye girmesinden ibaretmiş gibi. Değil işte!
"Gazze'ye Özgürlük Filosu" organizatörleri dünyaya şunu anlatmaya çalışıyorlar: Demokratik seçimlerde tercihlerini HAMAS'tan yana kullandıkları ve "HAMAS yönetimini devirmelisiniz" telkinine uymadıkları için Gazzelileri cezalandıran ve onlara diz çöktürmeye çalışan İsrail'in ambargosu / ablukası gayri ahlaki ve gayri meşrudur. Nazi rejimi Varşova Gettosu'nda nasıl İNSANLIĞA KARŞI SUÇ işlediyse, İsrail de Gazze'de İNSANLIĞA KARŞI SUÇ işliyor. Bu suça göz yumulamaz ve bu suçluya taviz verilemez. İsrail'in Gazze üzerinde söz hakkı yok. Uluslararası sulardan geçip Gazze açıklarına intikal etmek ve Gazze limanına yanaşmak için İsrail'in izni veya onayı gerekmez, zira İsrail'in uluslararası sular ve Gazze açıkları üzerinde de söz hakkı yok. 1860 sayılı Birleşmiş Milletler kararının Gazze üzerindeki ablukanın kaldırılmasını öngörmesi de cabası. Bunlar bir yana; büyük bir meydan okuma olarak gördüğü ve baş edememekten korktuğu "Gazze'ye Özgürlük Filosu" organizasyonunu durdurmak için "Yardımlarınızı Gazze'ye ben ileteyim" diyen İsrail'in teklifinin kabul edildiğini ve bu yardımların gerçekten de İsrail üzerinden Gazze'ye ulaştığını farz edelim; sonra ne olacak? Ablukaya / ambargoya kaldığı yerden devam etmeyecek mi İsrail? "Burada ben ne dersem o olur; Gazze'nin boynuna geçirdiğim ipi konjonktüre göre dilediğim zaman sıkar, dilediğim zaman gevşetirim" demeye devam etmeyecek mi? İnsanlık haysiyet ve şerefi bu korkunç küstahlığı kaldıramaz!
Gelelim Mısır hükümetinin ve Batı Şeria'daki Mahmut Abbas yönetiminin tavrına: Onlar da kulislerde "Aman bu gemiler yola çıkmasın" deyip durdular. Niye acaba? Gemiler Mısır limanlarına uğramayacak, Mısır karasularına bile girmeyecek; öyleyse Mısır hükümetine batan ne? Gemilerde El-Fetih'in rakipleri için silah filan değil, Gazzeli hastalar için ilaç ve tıbbi cihazlar, evleri yıkılan Gazzeliler için de inşaat malzemeleri var; öyleyse Mahmud Abbas yönetimine batan ne? İsrail'e batan neyse o galiba: Zulme boyun eğmeyen Gazze'nin izzetli duruşuna destek!
Bunlar HAMAS'la kavgalarını sıradan insanlar üzerinden yürütüyorlar. Kavgaya çoluk-çocuğu karıştırıyorlar. "Ambargo sürsün ve Gazzelilerin burunları iyice sürtülsün ki HAMAS idaresi zayıflasın" diyorlar. Ve ekliyorlar: "Gazze'ye illa ki bir şeyler girecekse de İsrail ve Mısır üzerinden girsin ki Gazzeliler İsrail ve Mısır'ın insafına kaldıklarını iyice anlasınlar."
İHH İnsani Yardım Vakfı ve Free Gaza (Özgür Gazze) Hareketi'nin bu çirkin siyasete boyun eğebileceğini / alet olabileceğini zannedenler tabii ki yanıldılar. İsraillilere gereken cevap peşinen verildi ve pazarlık başlamadan bitti. "Gazze'ye Özgürlük Filosu" demir almış bulunuyor. Mısır hükümeti ve Batı Şeria'daki Mahmut Abbas yönetimi siyasetten biraz anlıyorlarsa, önleyemedikleri bu girişimi lehlerine çevirmek için hemen harekete geçerler. Yapacakları şey gayet basit; İHH Başkanı Bülent Yıldırım'ın geçen Cumartesi günü önerdiği gibi, "Gazze'ye Özgürlük Filosu"nu desteklediklerini açıklamak. Bunu yaparlarsa Gazzelilerin gönüllerini kazanırlar ve HAMAS'la verimli müzakereler için gerekli psikolojik zemini de oluşturmuş olurlar.
Ankara'nın tavrına değinmeden geçmeyelim: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve yahut Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yardım gönüllülerini kollama mahiyetinde bir açıklama yapar diye bekledik. Bazı denge hesapları yüzünden olsa gerek, şimdiye kadar bundan imtina ettiler. Belki de İHH'nın bu riskli işten vazgeçebileceğini düşündüler. Her neyse. Dün bitti, bugün başladı. Dünün hesapları dünde kalmalı. İHH gemileri bu sabah Antalya limanından Akdeniz'e açılıyor. Gemiler artık yola çıktığına göre -ve İsrail donanması onları Gazze açıklarında karşılamaya hazırlandığına göre- hükümet bu konuda maşeri vicdana uygun bir açıklama yapmaktan imtina etmeyi daha fazla sürdüremez, sürdürmemeli. (Belirtmeden geçmeyelim: İsrail istihbaratına yakın olduğu ileri sürülen bir internet sitesi, Türkiye hükümetinin, İsrail'i, "Gazze'ye Özgürlük Filosu"na dokunmaması yönünde gizlice uyardığını yazdı.)
Yanlış anlaşılmasın; "One Minute" karizmasının bekası için söylüyorum bunu. Gemilerdekiler "Hükümet arkamızda mı değil mi?" diye bakmıyorlar. Bütün riskleri göze alarak gidiyorlar. Esirgeyen ve Bağışlayan Allah'ın adıyla