
Abdurrahman Dilipak
Ramazan geldi, sahi ne yiyip içiyorsunuz!.
Derdim çoktur hangisine yanayım!?.. Gazze’yi mi yazalım, İklim belasını mı, Suriye’de olanı mı, Apo’yu mu, ABD’den gelen haberleri mi? Bir konuyu araştırırken bir başka olay patlıyor. Dünya, bölge, ülkemiz garip bir halde, yokuş aşağı koşar gibi bir yerlere doğru sürükleniyoruz adeta. Gittiğimiz yer meçhul değil, ama trollere göre uçuyoruz! Ramazanın ruhaniyeti bizi sarıp sarmalasın da bu siyasal ve toplumsal cinnetten, iktisadi krizden yakamızı kurtaralım inşallah.
“Ramazan geldi, hoş geldi” de, oruç ayında yine başladılar yemek tarifleri, sofra muhabbetlerine. Sahur’umuza İftar’ımıza dikkat edelim, soframızda haram mal bulunmasın. DİKKAT: Haram mal dedimse, malın kendisi haram olmayabilir de çalıntı mal da haramdır, haram para ile, yani rüşvet, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırarak elde edilen edinimle alınan mal da haram olur. Helal parayla alınan Helal bir malda israf edilirse yine harama dönüşür. Gelirinizin zekatını vermiyorsanız, o da yoksulun hakkını gasb hükmünde olduğu için haram bulaşmış olur. Yani Şarap, Kan, leş, Domuz değil haram, Domuzluk da haram. Rızaya dayalı Riba da öyle. Riba’nın adını faiz koydular, kimsenin de umurunda değil. Parayı merkez bankası üretmiyor mu? Merkez kendi para basmıyor mu? Kendi politika faizlerini belirlemiyor mu? Bütün bankaların Merkez Bankası teminatı karşılığında onlara faiz uygulanmıyor mu? Paranın kendinin değeri zaten sorunlu. Ve bizim adımıza hükümetler dışarıdan borç almıyorlar mı ve bu borçlar dolayısı ile faiz ödenmiyor mu? Bu pisliğe gırtlağımıza kadar batmışız anlayacağız.
Sahi hayatımızda Riba bulaşığı olmayan ne kaldı. Riba haram da, enflasyona sebeb olan Devalüasyon da bir başka Riba operasyonu değil mi? Paranın yerini Kaime (Kağıt para) olunca böyle bir durum da söz konusu. Karşılıksız para basmak “hırsızlık”tır mesela. Ve herkesin cebinde bu para var. Dolar zaten hepten karşılıksız..
Sofranızda Cola türü içecek var mı? Bakın onun kim tarafından üretildiği önemli değil, sağlığa zararlı olduğu için Cola türü, enerji türü içeceklerden uzak duralım.
Aslında her türlü endüstriyel gıda ürününden, hele de uzun ömürlü olanları soframızdan uzaklaştıralım. İftardan sonra inşallah sigara da içmiyorsunuzdur. CocaCola, Pepsi gibi içeceklerin yerlisi ve millisi olsa da, o da zararlı, İngiliz, Amerikan sigaralarından iki kez uzak durun.
İsrail’e, doğrudan ya da Ürdün, Mısır, Yunanistan, Filistin üzerinden mal satan firmalar, Medine Hurması satsalar da onlardan da uzak duralım. İsrail kendinden ibaret bir ülke değil. Bir çok ülkede İsrail’den daha İsrail, daha şedid Siyonist İsrailler de var. Mesela CHABAT onlardan beri. Hani şu Satanist, Pedefolik, Siyonistler heryerdeler. CHABAT Ülkemizde örgütlü. Hatta Türkiye üzerinden KARAY ve HAZARA Birliğini kurmak için faaliyet gösteriyor ve İlk Hahambaşı seçiminde Türk Hahambaşılığını ele geçirmeleri sürpriz olmayacak.
Kimsenin umurunda değil ama Türkiye’ye CHABAT örgütü üyesi binlerce kişi para karşılığı vatandaş yapıldılar ve onların sayısı artık yerli Yahudilerden çok ve Hahambaşılığın da onların eline geçmesi kaçınılmaz gibi gözüküyor. Sahi göçmen karşıtları, bu ithal Siyonist göçmenler konusunda niçin hiç seslerini çıkartmazlar!
Aman ha, yasal ve milli de olsa Kumarhane işletmecilerinin Mediasından da, hatta onların Televizyonlarındaki Ramazan, iftar, sahur programlarından da uzak duralım.
Ya hu ben ne diyorum böyle. Uçtum gidiyorum, ya hu biz Milletin anasına avradına söven heriflerin isimlerini İlahiyat Fakültelerinin, İmam-Hatip’lerin, öğrenci yurtlarının kapısına yazmadık mı? Sonra da o gençlikten hayır bekle. Camilere onların adlarını verdik ya hu! Kumardan alınan vergilerle “Milli ve Dini kurumlar”(!?) fonlamıyor muyuz. O fonlanan kuruluşların hepsi “Nimet Abla Camii” hükmünde. Babil’in ve Hristiyan dünyasının “kutsal fahişeler”ine giden yolda emin adımlarla ilerliyoruz. O gün onlara fetva verenler, bugün de benzer fetvaları bize veriyorlar.
Bakın, o kumar paraları, ihale pazarlıkları üzerinden gayri meşru şekilde elde edilen paralarla cami de yapılmaz, Kur’an kursu da. Kamu kaynaklarını yöneten, kullanan kim olursa olsun ya da hangi parti olursa olsun, onlar eliyle bu paraları kamu vakıflarına, ve yandaş vakıflara, derneklere aktararak manen aklayamazsınız. Hatta bu işlerle hilenizi perdelemeye, hayır yapıyor gibi görünerek haramı gizlemeye çalıştığınız için günahınız daha da artar. Kendinize de, başkalarına da, ülkeye de yazık etmeyin. Bakın ABD de USAID skandalı nasıl patladı. Yarın bizde de patlar!
"Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar eder.” (Tevbe 18) Evet, O müşrik, münafık, fasık taifesi fısk ve fücur içinde bulunduklarına söz ve eylemleriyle bizzat kendileri şâhit olup dururken, Allah’ın mescitlerini îmâr etmeleri düşünülemez.. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Onlar cehennem ateşinin içinde ebedî kalacaklardır. Cuma kılarak, Hac ve Umre’ye giderek te haram kazançlarını helal hale getiremezler. Haram para ile yaptırdıkları Cami kapısına adını yazdıranlar da böyle yaptıkları için bağışlanacak değildirler. ﴾Tevbe 17﴿’de ne deniliyordu: Müşrikler, inkârlarına bizzat kendileri tanıklık edip dururken, Allah’ın mescid’lerini onarıp şenlendiremezler. Onlar, yapıp ettikleri boşa giden kimselerdir ve onlar ebedî olarak ateşte kalacaklardır.”
(Tevbe 107-108)’de ne deniliyordu: Münafıklardan bir grup, İslâm ve Müslümanlar aleyhinde zararlı faaliyetler yapmak, kâfirleri desteklemek, mü’minlerin arasına ayrılık sokmak ve daha önce Allah ve Rasûl’üne karşı savaşmış olanların gelip kendilerine katılmasını beklemek maksadıyla bir mescid yaptılar. Üstelik bunlar: ‘Bu mescidi yaparken iyilikten başka bir şey düşünmedik’ diye yemin de ederler. Allah şâhittir ki, onlar kesinlikle yalancıdırlar. O mescid’de asla namaza durma! Daha ilk günden takvâ temelleri üzere yapılan mescid, senin namaz kılmana daha uygundur. Orada her türlü günah ve kötülüklerden temizlenmek isteyen kimseler vardır. Allah da (cc) zâten bu ölçüde temizlenme gayretinde olanları sever”. Bugün de böyle mescidler yok mu?
Kitap’daki şu uyarıları aklımızdan çıkartmayalım: (Araf 29) “De ki: “Rabbim her işte doğru ve adâletli olmayı emretti. Her secde ettiğinizde kalp ve beden ahengi içinde bütün varlığınızla O’na yönelin. İtaat ve ibâdetinizde yalnız O’nun rızâsını gözeterek tüm samimiyetinizle Allah’a yalvarın. Nasıl sizi ilk defa O yaratmışsa, yine O’na döneceksiniz.”
Allah’ın (cc) hükmü açık ve net: (Cin 18) “Mescidler Allah’a ibâdet etmek içindir. Öyleyse Allah’tan başka hiçbir kimseye, hiçbir şeye el açıp yalvarmayın”.
Hz. Muhammed (s.a.v.) döneminde Kâbe'nin tamiri sırasında Fuhuş/Zina, Riba/Faiz ve haram kazançla elde edilen paralar kabul edilmemiştir. Kureyş kabilesi Kâbe'yi yeniden inşa ederken, helal kazançtan bağış toplamaya özen göstermiş, ancak yetersiz kalan bütçe nedeniyle Kâbe’nin duvarlarını önceki yapısından biraz daha küçük inşa etmek zorunda kalmışlardı.
Evet, biz rahmet ayı Ramazana girerken, ötekiler Savaş ayına giriyorlar. Dünyada olup-bitenleri görüyorsunuz. ABD, AB ülkeleri, NATO hep birlikte krize girdi. Onlar bu durumda iken hala azgınlıklarını ve taşkınlıklarını, saldırılarını sürdürürken, maalesef biz bayram sonrası Karnaval hazırlığı yapıyoruz, Ramazan ayında iklim yasası çıkartmaya çalışıyoruz, Chabat ve Agartha ülkemizde ve İslam dünyasında Şeytani planları için fazla mesai yapıyor.
Şimdi her şeyi yeniden düşünme zamanıdır. Algı yöneticisi zamane büyücülerinin yalanlarına kanmayalım. Şahidliğimizi gözden geçirelim. Bu arada RAMAZAN ORUÇ AY’Idır deyip geçmeyelim. Ramazan daha fazlasıdır. Vahiy’le yüzleşme ay’ıdır mesela. En fazla hatim bu ay’da yapılır. Ramazan İtikaf ay’ıdır. Ramazan Tevbe İstiğfar, barışma, bağışlama, bağışlanma, helalleşme, dua ay’ıdır. Ramazan Namaz ay’ıdır. Sıla-i Rahim, Zekat, Fitre, Sadaka günleridir. Ve onun için Kadir gecesi diye bir gece var ki, yeniden diriliş müjdesini taşır içinde. Ramazan Geçen yılın muhasebesi, gelecek yılın niyeti için yeni bir başlangıçtır hayata. Selam ve dua ile.
Not: Ramazan kutlamasına bile tahammülü olmayan Zorlu Holdingin, patronu ve CEO’sunu ve o taifeden olanları, Satanist, Pedefolik Siyonistleri de, Epstein‘in zihniyet ikizlerini de dualarınızdan eksik etmişsinizdir herhalde. Onların ürünlerini de boykot listemize ekleyelim. SON HABER: Zorlu Holding'in CEO’su “gördüğü lüzum üzerine, istifasını patrona arz etmişler. Bir özür dileme yok. Kaldı ki, kurum adına yapılan bir yanlış sonrası kurumun kişiyi görevden alıp özür dilemesi gerekirdi.