Sadece 150 Helal Belgesi
Müslüman toplum helal gıda noktasında sancı duyarsa firmalar cebren de olsa helal gıda sertifikasına ihtiyaç duyacaklar...
Türk Standartları Enstitüsü Genel Sekreteri Üzeyir Karagöz TSE'nin vermiş olduğu 22 bin belge içerisinde sadece 150 belgenin helal gıda ile ilgili olduğunu söyledi.
Bolu Ticaret ve Sanayi Odası, Bolu İl Müftülüğü, Bolu İl Sağlık Müdürlüğü işbirliği ile düzenlenen "Üretim ve Tüketim Açısından Helal Gıdanın Önemi" isimli konferansa katılan Türk Standartları Enstitüsü Genel Sekreteri Üzeyir Karagöz 'Helal Gıda Belgesi' süreci ile ilgili açıklamalarda bulundu. Gıda üretimi esnasında yaşanan karmaşıklıklara değinen Genel Sekreter : "Artık inek sağıp içmiyoruz. Birçok farklı ürün cazibesi olsun diye değişik işlemlerden geçiyor. Fizyo kimyasal süreçler ve günümüz insanı açısından tehlikeli sayılabilecek genetik kökenli değişimler gerçekleştiriyor. Meselenin bu yönü ile de ciddi bilimsel çalışmalara ihtiyaç var. Biyogenetik konusunda gıda maddelerine yapılan uygulamalar günümüz insanları açısından ciddi sorunlar yaratıyor. Biz bunların birçoğunu 'lezzetli' diye yiyoruz ama bunların vücutlarda oluşturduğu tahribatı kestirebilmek mümkün değil. Ama bir yandan da bu hayatı yaşamak zorundayız. Tükettiğimiz her ürünün güvenirliğini bilmek zorundayız. Bu nedenle ürünler hem fizikken hem de kalben bizi mutmain etmelidir. Boğazımızdan geçenin ne olduğunu bilmek zorundayız." dedi
TSE'nin verdiği 22 bin belge içerisinde sadece 150 tane helal gıda belgesi olduğunu söyleyen Karagöz TSE olarak hem üreticiyi hem de tüketiciyi korumak zorunda olduklarını belirtti. Helal gıda işinde kurumsal bir misyon yüklendikleri belirten Genel Sekreter, " Bazı insanların akıllarına 'ne işleri var haramla helalle' gibi bir düşünce gelebilir. Fakat bu iş günlük hayatın her noktasını ilgilendiriyor. Bu konuda hassasiyeti olan insanlara bu hizmetin sunulması lazım. Bu işin bilimsel ve fıkıh kısımları var. Biz 60 yıllık belgelendirme tecrübemizi vatandaşlarımızın ve ümmetin ihtiyacı noktasında kullanmak istiyoruz. Gıda üretim tesislerini zaten belgelendiriyoruz. Kaynağından tüketiciye kadar oluşan bu zinciri kontrol etmek zorundayız. Bu gereklerin yanında inanç dünyamızın getirdiği kriterler var. Bu nedenle helal kriterlerinin test edilmesi lazım. Üretilen ürünlerin Allah'ın emrettiği ölçüler içerisinde olup olmadığı test edilmesi lazım. Bilinen klasik üretim metotlarına bunu uygulamak çok kolay. Fıkıh âlimleri bunları belirtmiş zaten bizde bilgilerimiz ölçüsünde uyuyoruz. Ancak karmaşık hale gelen üretim aşamasında bir ürünün geçirdiği işlemden sonra fıkıh açısından haram mı helal mi olduğunu belgelendirme ihtiyacı oluştu. İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı'nda yeni bir enstitü kuruldu. Bizde bu teşkilatın kurulmasında çok ciddi gayret sarf ettik. İslam Ülkeleri Standardizasyon ve Metroloji Enstitüsü kuruldu. Temel amaç Müslümanların ihtiyaçları olan standartların oluşturulması. Genel sekreterle görüştük ve şu an itibari ile ülke buna imza attı ve üye oldu." şeklinde konuştu.
Helal gıda sertifikasının din ile ilgili olduğunu belirten Karagöz , "Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bu konuda desteği var. Yapılan müracaat formunu değerlendirerek işe başlıyoruz. Diyelim ki piliç yetiştiricilerinin yemin reçetesi dâhil incelemeler yapıyoruz. İllerde ki din görevlileri iş yeri incelemesine katılıyor. Biz sağlığa uygunluk şartlarını incelerken din görevlisi de haram ve helal kısmını inceliyor. Aldığımız numuneler gerekli teknik analizlerden sonra karar komitesine geliyor. Bu komitenin 4'ü teknik eleman. Diğeri Din İşleri Yüksek Komitesi Üyesi. Bu karar komitesindeki tek yetkili isim o kişi. Nihaiyi karar onun. Bir yıla kadar uzayan belgelendirme süreci var. Ortaya çıkan sorular detaylı şekilde inceleniyor. Bu sadece dünyevi bir sorun değil. Öbür dünyamızı da ilgilendirdiği, inancımızı da ilgilendirdiği için çok titiz davranıyoruz. Yıllık haberli kontroller yapıyoruz. Müracaatlar da üretim yapılan ildeki müftülüğün belirlediği din görevlisinin istediği bir zamanda kontrol yapma hakkı var. Üreticiler bize müracaat ederken bu hususu kabul etmek zorundalar. Din görevlimiz istediği zaman gidip kontrol edecek. Eğer ki belgeli ürünlerde daha sonra bir hata yaşandığı zaman helal belgesi alanların belgeleri iptal edilecek. İkaz yâ da para cezası kesinlikle söz konusu değil. Akademik İstişare Kurulu oluşturduk. İçerisinde biyogenetik uzmanları dâhil bilim adamları ve fıkıh adamlarının olduğu 10 kişilik bir kurul. Onlarda önümüzdeki günlerde faaliyetlerine başlayacak." dedi Karagöz'ün yaptığı konuşmanın ardından konferansa geçildi.