"Sadece Yahudiler Kalmalı" Planı
İsrail'in Yahudi Devleti olabilmesi için Filistinli mültecilerin dönmemesi gerek..
'Demografi siyaseti'nin hedefi Filistinli mülteciler
HAFIZ EL BARGUTİ -BEYAN GAZETESİ
İsrail'in Yahudi devleti olarak tanınması talebi, Annapolis konferansı öncesi İsrailli liderlerin önceliklerinin başındaydı. İsrail Başbakanı Ehud Olmert'in vazgeçilmez gördüğü bu talep, içeride veya dışarıdaki Filistinliler açısından büyük tehlikeler taşıyor. İsrail devletinin Yahudiliği, Filistin'de Yahudilere ulusal bir vatan kurmayı öngören Balfour Deklarasyonu kapsamında da yer alıyordu. BM kararıyla İsrail devletinin kurulduğu ilan edildiğinde, ABD Başkanı Harry Truman İsrail'i tanıma metnini okurken Yahudi devleti kelimesini kaldırıp İsrail kelimesini muhafaza etmişti.
Filistinliler kendi ulusal kimliklerini ve devrimlerini yaptıklarında, zamanın İsrail dışişleri bakanı tasalanmıştı. Zira İsrail, Filistinli kimliğinin ortaya çıkmasını engellemek için 'Filistin devleti' adı altında kurulmamıştı. Dışişleri bakanı, 'İsrail'i Filistin devleti diye adlandırsaydık Filistinliler bizimle kendi kimlikleriyle savaşmazdı' diyordu. Pratikte dışişleri bakanı sadece toprağı değil, isim ve kimliği de istila etmek istiyordu. Filistin Kurtuluş Örgütü'yse Oslo anlaşmalarında İsrail'i devlet olarak tanıdı.
O sıralarda bu yeterliydi ancak sonraki çözümsüzlükler İsrail'in Yahudi devleti olarak tanınmak istediğini gösterdi. Böyle bir tanıma Arap azınlığın vatandaşlığını pratikte düşürüyor ve İsrail bu taleple daha önce hayal edemediği türden büyük kazanımlar elde etmeyi hedefliyor. Bu kazanımların en önemlisiyse, Yahudiler dışında kimseyi kabul etmeyecek Yahudi devleti kapsamında mültecilerin dönüş hakkının engellenmesi.
Camp David müzakerelerinde Lübnan'dan 100 bin mültecinin dönüşü üzerinde anlaşmaya varılmıştı. İsrail bu konunun ikinci kez gündeme getirilmesinden endişeleniyor ve dolayısıyla Filistinlilerin kendisini bir Yahudi devleti olarak tanıması suretiyle dönüş hakkını nihai olarak ortadan kaldırmak istiyor.
İkinci tehlikeyse, İsrail'in kurulması beklenen Filistin devletiyle toprak değişimi önerisini belirli aralıklarla sunması ve bazı Yahudi yerleşim birimleri karşılığında bazı toprakların Batı Şeria'ya eklenmesini istiyor. Pratikte İsrail Arap nüfusundan kurtulmak ve sonrasında başka yollarla diğer Araplardan kurtulmak istiyor.
Uluslararası bir ilk
Filistinlilerle İsrailliler resmi olarak nüfus ve coğrafi değişim üzerinde anlaştı. Bunu gerekçelendirmek bağlamında İsrail dışişleri bakanı, İsrail'in Yahudi devleti olarak tanınmasını, İsrailli Araplar açısından Filistin ulusal meselesinin çözümü olarak gördüklerini dile getirdi.
İsrail'i Yahudi devleti olarak tanımak uluslararası bir ilk olacak. Zira hiçbir ülke şu ana dek bunu tanımış değil.
Zira ülkeler dini değil siyasi devletleri tanıyorlar ve İsrail bir ilke imza atarak dini açıdan tanınmak istiyor.
İsrail'in Yahudi devleti olarak tanınması gerçekte sadece bir Yahudi devleti olarak kaydedilmesi ve nüfusu bir milyonu aşan Arap azınlığın tehdit edilmesi anlamına gelmektedir. İsrail değerlendirmeleri, Filistin'deki Arapların 20 yıl sonra çoğunluğu oluşturacağına işaret ediyor. Tabii bu değerlendirme, Filistinli mültecilerin kurulması beklenen Filistin devletine dönmemesi varsayımı üzerine yapılıyor. Filistinli mültecilerin dönmesiyse, Yahudilerin İsrail'de birkaç yıl içinde azınlığa dönüşmesi anlamına geliyor.
(Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Beyan, 30 Kasım 2007)