Sakarya'da 176. Başörtüsü Eylemi (FOTO)
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu kent merkezindeki AKM önünde 176. kez biraraya gelerek gündemi yerel ve küresel zulmü değerlendirdi.
Ergenekon kapsamında gözaltına alınanların ortak paydalarından birinin
"Başörtüsü düşmanlığı" olduğuna dikkat çekilen açıklamada ayrıca Hamas
nezdinde Gazze'de kazanılan zaferin tüm ümmetin zaferi olduğu vurgusu
yapıldı.
"Başörtüsü İslamın emri müslüman kadının kimliğidir" "Başörtüsü direnişimiz
4. yılında Zillet bizden uzaktır" "örtüne inancına kimliğine sahip çık"
"yaşasın başörtüsü direnişimiz" dövizlerinin taşındığı eylemde "Hamas'a
selam Direnişe devam" sloganları atıldı.
SAGBP adına İlim ve Hikmet Vakfı'ndan av. haluk Can'ın okuduğu basın
açıklamasınıntam metni:
SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU 176.BASIN AÇIKLAMASI:
Değerli Sakaryalılar, sayın basın mensupları,
Ülkemizdeki başörtüsü zulmü tüm uygulamalarıyla beraber devam etmektedir.
Böşörtüsü yasağını Üniversitelerde en faşist uygulamalar şeklinde ortaya
koyanların önde gelenlerinden YÖK eski başkanı Kemal Gürüz'ün, İÜ.eski
rektörü Kemal Alemdaroğlunun Ergenekon örgütü kapsamında gözaltına
alınmalarını ibretle izliyoruz. Bu vesileyle, hiçbir yasal dayanağı olmayan
bu yasağın hangi mahfillerde tezgahlandığı ve bu cesaretlerini nereden
aldıkları da ortaya çıkmaktadır.
Siyonist İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği katliam , Gazzeli Müslümanların
ortaya koydukları direniş ve sonucunda kazanılan zafer bu haftanın önemli
bir konusu olarak devam etmektedir. Bu konuya öncelikle, Gazze'de Siyonist
işgale karşı kazanılan zaferin, bütün İslam Ümmetine ve insanlığa kutlu
olmasını dileyerek başlamak istiyoruz. Gazze'de Son yüzyılın en büyük
vahşetini gerçekleştiren İsrail, tek taraflı ateşkes ilan ederek, işgale son
verdiğini açıklamış ve Gazze'den çekilmiştir. İsrail başbakanı büyük bir
zafer kazanmış komutan edasıyla çıktığı kameralar karşısında "Savaşı
Kazındıklarını ve bütün amaçlarına ulaşarak Hamas'ın belini kırdıklarını"
açıkladı.Tam bir Yahudi pişkinliği ve hinliği içersinde yapılan bu
açıklamanın, hiçbir doğruluk payı olmadığı gün gibi aşikardır. Gazze halkını
havadan, karadan ve denizden bombalayan, kıyıda-kenarda sahipsiz bulduğu
evlere baskınlar düzenleyen, neticede çoğu çocuk ve kadın olmak üzere
1.500'ün üzerinde sivil insanı katleden, binlerce evi, okulları,mabetleri
yıkan, fakat HAMAS'a bağlı İzzeddin Kassam Tugayları'nın mevzilendiği
sokaklara girmeye dahi cesaret edemeyen, HAMAS'ın askeri varlığına ciddi bir
zarar veremeyen, üstelik mücahitler karşısında ağır zayiatlar veren, korkak
Siyonist katiller sürüsü, Gazze halkının ve İslami direnişin çelikten
iradesi karşısında büyük bir aşağılanma ile Gazzeyi terk etmiştir.... İsrail
açıklamış olduğu askeri ve siyasi hedeflerinin hiçbirini
gerçekleştirememiştir. Roket sorunu çözülecek, HAMAS'ın askeri varlığı
tamamen yok olacak" diye ilan ettiği hedefe ulaşamadığı halde Gazze
harekâtını durduran İsrail, askerî bakımdan başarısız olduğunu, El-Kassam
Tugayları'na gücünün yetmediğini, HAMAS karşısında yenilgiye uğradığını
resmen değilse de fiilen kabul etmiş bulunuyor.
İsrail siyasi olarak da hezimete uğramıştır. HAMAS'ı iyice
marjinalleştirme üzerine kurduğu hesapları tutmamıştır.Tam aksine bütün
İslam ülkelerinin HAMAS'la safları sıklaştırmasına hizmet etmiş oldu.
Ayrıca, muhatap bile alınmayan Hamas'ı tamemen yok etmek isterken, şimdi
Filistin Halkının gerçek temsilcisinin yalnızca Hamas olduğu kabul edildi.
Hamas hem askeri olarak bitmedi. Hem de ahlaki bir zafer kazandı.İsrail ise
hem askeri olarak kaybetti, hem de ahlaki olarak kaybetti..
Bu savaşda, Hamas ve şehit düşen Gazzeli müslümanlar kazandığı gibi, Gazzeli
kardeşlerinin acılarını yüreklerinde hissedip, onların acılarının dinmesi
için bir araya gelen, maddi ve manevi tüm imkanlarını seferber eden
müslümanlar
da kazanmışlardır.
Değerli Sakaryalılar, Gazze'de Siyonist işgale karşı kazanılan bu zaferin
çoşkusunu yaşarken, Filistinli mücahitleri zafere götüren koşulları ve
sebepleri unutmamamız gerekir. Gazze'de yaşayanlar üç hafta boyunca bu
korkunç yıkıma karşı nasıl direndiler? Mahalleleri yok edecek ölçüde yıkıcı
bombaların kullanıldığı, mezarlıkların-camilerin-okulların-hastanelerin
vurulduğu, karadan-havadan-denizden ateş yağmuruna tutulduğu, kendilerine
ölümden başka seçenek bırakılmadığı, simsiyah dumanların ve alevlerin
arasında bu insanlar nasıl ayakta durabildiler?
24 saat kesintisiz bombalanan, yaralılarının tedavisine izin verilmeyen,
elektrik-su ve gıda bulamayan, gözlerimizin önünde imkansızı başaran bu
insanları hangi cümlelerle anlatabiliriz?... Ölümleriyle yeniden dirilen,
şehidleriyle güç kazanan, yoklukla yaşamasını öğrenen, insanlığın bütün
utanmazlığına ibretlik dersler veren, ihanetleri ayakları altında çiğneyen
bu insanlar bize neleri öğretti?
Gücün ve izzetin, son teknoloji silahlarda değil, yalnız ve yalnız Allah'ta
ve direniş ruhuna sahip adanmış müminlerde olduğunu bir kez daha bize ve
tüm dünyaya gösteren, öğreten Filistinli mücahit kardeşlerimize buradan bin
selam gönderiyoruz. Ayrıca,Ümmet-i Muhammed'in izzetini, şerefini,
haysiyetini müdafaa yolunda ağır bedeller ödeyen Gazzeli kardeşlerimizin
bundan sonra da maddi ve manevi olarak yanlarında olacağımızı bir kez daha
yineliyoruz.
Silahların şimdilik susması bize Gazze'de şahit olduğumuz vahşet
manzaralarını unutturmayacak. Soykırımcı Siyonist rejime öfkemizi
dindirmeyecek. İsrail'le ahlâksız ilişkilerin sona erdirilmesi yönündeki
taleplerimiz aynı canlılıkla devam edecektir. Türkiye semaları İsrail savaş
uçaklarına kapatılana kadar, İsrail'e verilen askeri ihaleler iptal
edilene kadar haykırmaya devam edeceğiz.
SAGİR ADINA
İLİM VE HİKMET VAKFI