Sakarya'da 184. başörtüsü eylemi (FOTO)

Sakarya'da 184. başörtüsü eylemi (FOTO)

Sakarya adalet girişimi seçim arifesinde gerçekleştirdiği 184.basın açıklamasında geçen hafta gündemini değerlendirdi.

Üsluba ilişkin tartışmalarla esas sorunların gündeme dahi gelmediği, kayıkçı kavgalarının sürdürüldüğü meydanlarda emeğine, inancına ve ekmeğine göz dikilen halkın figürandan öte geçmediği belirtildi.Seçim propagandalarından sadece fıkralar ve argo sözlerden geriye birşey kalmayacağı herseçim gibi birkezdaha gözler önüne serildi.İktidarın ergenekon soruşturmasında mutabakata varamadığı kesimlerimi yoksa tamamının temizlenmesi yönündemi olduğunun anlaşılmadığı dile getirildi ve ülkemizdeki başörtüsü yasakçılarının tam mesai yaptığını ve birlikte bir tutum içinde oldukları fakat mustazaflarda başörtüsü zulmüne karşı vahdet oluşturulamadığı açıklamada belirtildi.Açıklamda "Yasakçıklar halka hesap verecek","Uyan diren özgürleş","Yasakçılar yenilecek islami direniiş kazanacak" sloganlarının atıldığı "Tevhid adalet özgürlük","hepimiz bşörtülüyüz",Yasaşın başörtüsü direnişimiz"... pankartları açıldı.

Basın açıklamasının tam metni:

SAKARYA ADALET GİRİŞİMİ BAŞÖRTÜSÜ PLATFORMU 184. BASIN AÇIKLAMASI

Adayımız DAYANIŞMA oyumuz DİRENİŞE !

Seçim meydanlarında "kayıkçı kavgası" tüm hızıyla devam ediyor.

her zaman olduğu gibi üsluba ilişkin tartışmalarla esas sorunların es geçildiği tüm bu toz duman arasında inancına , emeğine ve ekmeğine göz dikilen milyonlar figürasyondan öte bir yerde değiller.

Meydanları dolduran onbinler yönetmeye aday olanların kürsülerden sarf edilen veciz ifadeleri ve her biri birer deha yansıması olan polemiklerini biraz da halka özgü o bilgece neşesi ile takip ediyor.

Son derece eğlenceli geçen mitinglerden geriye herhalde bol miktarda fıkradan ve argo litaratürüne katkıdan başka bir şey kalmayacak

Tüm seçim polemikleri içinde ne iktidarın ne de muhalefetin kronikleşen sefalet karşısında ,vaad düzeyinde olsun bir öngörüsü olmadığına şahit oluyoruz.

Yine Ergenekon davasında tüm kopartılan yaygaraya rağmen paşaların GATA üzerinden salıverilmesine alet olan hükümetin, ergenekonu oluşturan iktidar yapısının tamamına mı karşı olduğu ! yoksa tüm mesaisinin sadece iş yapamayacağı ,uzlaşamayacağı kadro unsurlarının temizlenmesine mi yönelik olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz.

Halkın inançlarına savaş açanlar Avrasyacı olunca tehdit Amerikancı olunca bizim çocuk mu oluyor öğrenmek istiyoruz.

Namaz kıldığı için personelini ihraç eden ,başörtülü hanımlara her düzeyde yasak koyan silahlı bürokrasi tüm bu Ergenekon gürültüsünden sonra acaba değişmiş olarak mı çıktı? Yoksa değişenler geçmişte yasakçılara karşı oldukları vaadiyle oy isteyen kadrolar mı oldu cevabını kamuoyunun izanına bırakıyoruz.

Başörtülüler Bol yasaklı bir hafta daha geçirdiler;

Çukurova Üniversitesi IEEE (Institute of Electrical and Electronics Engineers) Öğrenci Kolu tarafından Balcalı Yerleşkesi'ndeki Mithat Özsan Amfisi'nde düzenlenen "Kariyer Günleri '09″ etkinliği kapsamında verilen bir konferansa katılmak isteyen bayan mühendis, başörtülü olduğu gerekçesiyle salondan çıkarıldı. Görevli olduğu Türk Telekom'un da sponsorluğunu yaptığı "Kariyer Günleri '09″ etkinliğine katılmak isteyen mühendis Esin A., Balcalı Yerleşkesi'ndeki Mithat Özsan Amfisi'nde düzenlenen toplantı başlamadan güvenlik görevlisi tarafından mesai arkadaşlarının yanında dışarı çıkartılmak istendi. Arkadaşlarıyla konuşup çıkma hazırlığı yapan Esin A., bu kez ikinci bir güvenlik görevlisi ve organizasyonda görevli bir öğrenci tarafından uyarılınca gözyaşlarına hakim olamadı. Bilim yuvası olan üniversitede böyle bir uygulama ile karşılaştığı için büyük bir şok yaşadığını anlatan Esin A., "İlk uyarıdan sonra amirlerime anlatıp durumu bildirdim. Onları beklerken ikinci bir güvenlik görevlisi gelip yeniden uyardı. Arkadaşlarımın yanından kalkmaya hazırlanırken bu kez bir öğrenci gelip beni dışarı davet etti. Bu uygulama çok zoruma gitti. Bu çağda böyle bir şey olamaz. Mesleki kariyer için gelmiştim ama başörtüsünden dolayı toplantıya katılamadım. İnsanların kıyafetleriyle uğraşan zihniyeti kınıyorum" şeklinde bir açıklama yaparken

Yetkililer ise yasaya göre kamusal alanda başörtüyle bulunmanın yasak olmasından dolayı görevlerini yaptıklarını bildirdiler.

Yine Vakit'ten Hüseyin Kulaoğlu'nun haberine göre, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Konak'taki ESHOT Ulaşım Kartları Şube Müdürlüğü'ne paso almak için başvuran örtülü öğrenci Gülgün Burşuk, sırf başörtülü fotoğraf verdiği için paso alamadı. Başörtülü fotoğrafı kabul etmeyeceklerini söyleyen ESHOT yetkilileri, öğrenci Burşuk'a başı açık şekilde çekilmiş fotoğrafını getirmesini söyleyerek kapıyı gösterdiler.CHP'li belediyenin bu son icraatı "açılımdan" neyin kastedildiğini de bir kez daha göstermiş oldu.

Yasakla ilgili üçüncü haber ise Yüksek Seçim Kurulu'ndan. YSK, yerel seçimde siyasi partilerce bildirilen sandık kurulu üyelerinin, yargı kararlarıyla belirlenen kılık kıyafet ölçülerine uymalarını isteyerek, aslında yasağın herhangi bir yasal dayanağı olmadığı halde yasak uygulayacağını duyurdu.

21 Ekim 2007′de yapılan Anayasa Değişikliğinin Halkoyuna Sunulmasında, İstanbul Kandilli adresindeki bir okulda oy kullanan Mehmet Serhat Ünaldı'nın ''sandık kurulu üyeleri içerisinde türban takan kadınların bulunduğu" gerekçesiyle il ve ilçe seçim kurullarına yaptığı şikayetin işleme konulmaması üzerine konuyu görüşen YSK, 29 Mayıs 2008′de sandık kurulu üyeleriyle ilgili bu kararı almıştı.

Kararda, 298 sayılı Kanunda, sandık kurulunun kamusal bir görev yaptığı ve sandık alanını kamusal bir alan olduğu hatırlatılarak, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 84. maddesinde ise Atatürk İlke ve İnkılaplarının Korunması hükmünün getirildiği, bu bağlamda; siyasi partilerin, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarmak ve Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğini korumak amacını güdeceklerinin hüküm altına alındığı anımsatılmıştı.

Böylece sistem başörtülülerin oğullarını ,vergilerini ve oylarını vermeleri karşılığında evlerinde oturmalarına izin verilen bir özgürlükler ülkesi olduğumuzu da bir kez daha ispat etmiş oldu.

Evet Geçtiğimiz hafta başörtüsü düşmanları yine tam mesai yaptılar ancak başörtüsünü ,tevhidi ve adaleti savunması gerekenler için ise böyle topyekün bir mesaiden bahsetmek maalesef mümkün değil.

Bu vesile ile Seçimden seçime verilen oylarla neyin ne kadar düzeldiğinin muhasebesini hep birlikte bir kez daha yapmaya davet ediyoruz.

Son olarak Mart ayının ABD'nin ırak'ı fiilen işgal edişinin yıldönümü olması vesilesiyle küresel istibdata,Ortadoğu üzerinde filistin'in,suriye'nin İran'ın Müslüman halkları üzerinde aşağılık hesapları olanlara lanet ediyoruz, çeçenistan'da afganistan'da, somalide Müslüman halklar üzerinde tasallutta bulunan küresel istikbara lanet ediyoruz.

Müslümanların ve tüm ezilen-mustazaf halkların adalet üzerinde ve ilkeli birlikteliklerinin ve dayanışmalarının küresel zulüm karşısında topyekün bir karşı koyuşun yegane imkanı olduğunu düşünüyoruz.

Daha adil bir dünya için daha çok dayanışma

Daha çok mücadele ve daha çok direniş diyoruz.

Yaşasın mustazafların dayanışması

Yaşasın küresel intifada

Yaşasın direniş ve direnenlerin kutlu mektebi



SAGBP adına Sakarya Dayanışma Derneği