Sakarya'da 209. Başörtüsü Eylemi (FOTO)

Sakarya'da 209. Başörtüsü Eylemi (FOTO)

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 209. başörtüsü eylemini gerçekleştirdi.

209. kez adapazarı merkez de toplanan Sakarya Adalet Girişimi
mensuplarını yaptıkların basın açıklamasında son aylarda batıda
yaşayan müslümanlara dönük saldırıları ve olayların merkezinde yer
alan başörtüsü düşmanlığını değerlendirirken ,12 eylül 'ün
yıldönümünde darbecilere hesap sorma kararlığına ve bunun gerçekte ne kadar yapılabildiğini sorgulayan ifadelere yer verdi.
açıklamayı Platform adına Ribat Eğitim Vakfı Adapazarı şubesinden
Bahaeddin Kuruoğlu okudu.

Açıklamanın tam metni:

Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 209. Basın Açıklaması

11 Eylül 2001'deki İkiz Kule saldırılarından sonra Batı'da artan İslâm
karşıtlığı, Müslümanlara yönelik saldırılarla çekilmez hale geldi.
Geçtiğimiz aylarda Almanya, Hollanda ve Belçika'da Müslümanların
öldürülmesiyle sonuçlanan ırkçı saldırıların en sonuncusu İngiltere'de
yaşandı. İngiltere'nin başkenti Londra'nın güneyinde torunuyla
birlikte Câmiden çıkan Ekrem Haq isimli bir Müslüman kafasına vurulan
darbeyle yere yıkıldı. Bir hafta boyunca hastanede makineye bağlı
olarak yaşatılmaya çalışılan Haq, önceki gün 3 yaşındaki torununun
gözü önünde gerçekleştirilen saldırı, ırkçı grupların yaşlı
Müslümanlara yönelik yaptığı saldırıların sonuncusu olduğu belirtildi.
Câmi önündeki kameralara yansıyan görüntülerde, torunu ile birlikte
camiden çıkan Ekrem Haq, elleri sopalı bir grup tarafından saldırıya
uğruyor. Haq, kafasına vurulan darbeyle yere yığılırken, Câmiden çıkan
bazı kişilerin olay yerine koşması üzerine saldırganlar hızla kaçıyor.

Başörtüsü hakkında olan gelişmeler ise şu şekilde sıralanmakta..
Örtünme konusunda kararın okul yönetimlerine ait olduğu Belçika'da
bazı İlk ve Orta dereceli okulların bu konuda yasak uygulaması
Müslüman bir veli tarafından yüksek mahkemeye götürüldü.
Anvers kentinde İlköğretim 6. sınıfta başörtüsüyle okumasına izin
verilmeyen bir öğrencinin velisince Danıştay gündemine getirilen
davada savcı, bu konuda okul yönetimlerinin yetkili olmadığı
gerekçesiyle "Başörtüsü yasağının yasadışı olduğu" yönünde görüş
bildirdi. Davayla ilgili kararını Cuma günü verecek olan Yüksek
Mahkeme, savcının görüşüne uyarsa başörtüsü konusunda karar yetkisi
Flaman Bölge Hükümetine geçecek. Belçika nüfusunun yüzde 60'a
yakınının yaşadığı Flaman bölgesinde bazı okullar başörtüsünü
yasaklarken yarıdan çoğunda ise serbest bırakılıyor.

İsviçre'de ise Basketbol Federasyonu ırkçı ve faşizan bir şekilde
başörtü yasağı uygulaması başlatarak Müslüman bir kızı basketboldan
uzaklaştırdı. İsviçre'deki bir gazetenin haberine göre19 yaşındaki
Irak asıllı Lise öğrencisi İsviçre Basketbol Federasyonu'nun başörtüsü
yasağı nedeniyle ülkede artık başı kapalı bir halde basketbol
oynayamayacak.

Haberin devamında, Irak asıllı Müslüman kızın oynadığı takım başörtülü
oynamasına izin verirse hükmen yenik sayılacağı yönünde karar verildi.
Gazeteye demeç veren Müslüman Iraklı, başörtüsü yasağına anlam
veremediğini söyleyerek, İsviçre gibi medeni iddiasında olan bir
ülkede bu uygulamanın anlamsız olduğunu belirtti.

Başörtüsü yasağında örnek ülke Türkiye'de yaşayanlar olarak kime ne
kadar kızmaya hakkımız var acaba! Kendi halimize bakıp da Müslüman
olmayan yöneticileri nasıl ve hangi hakla eleştirme hakkına sahibiz.
Ülkemizde kamusal alanda, parkta, bahçede, üniversitelerde, cumhuriyet
resepsiyonlarında inancının gereği başörtüsü takan kadınlarımız ne
kadar hür ve özgürdür. Hakları gasp edilen, horlanan, hakir görülen,
mahalle baskısına maruz bırakılan, hastanelerden geri çevrilen
Müslüman kadınlar adına neler yapabildik ve yapabiliyoruz. Kutsal
mücadelelerinde ne kadar yanlarında durabiliyoruz? Vicdanen ne kadar
rahatız? Bütün bu soruları Rabbimiz bize yöneltmeden kendimize sormalı
ve cevabını verebilme konumuna gelmeliyiz.

Bugün Bundan 29 sene önce türk'ü kürd'ü ile halkı üstüne bir karabasan
gibi çöken 12 eylül'ün yıldönümü. İçerde halka; dış mihrakların yol
açtığı terörü ortadan kaldırmak için yönetime el koydukları
gerekçesini yutturmaya çalışan darbeciler , dışarıya ise ilk mesaj
olarak Nato ve Cento'ya imanlarını ve bağlılıklarını bildiriyorlardı.
Kapitalist sömürünün jandarmalığını yapan ,amerika'nın "bizim
çocuklar" dediği bu pespayelerden geriye kalan son sembol bugün ölüm
döşeğinde can çekişmekte.bizler din günü mutlaka hesap verecek bu
güruha hakkımızı helal etmiyoruz. Ancak sorumluluktan bu kadar çabuk
sıyrılamayacağımızın dünyada gereken hesabı soramadığımız için altına
girdiğimiz vebalin de farkındayız.

üniformalı - üniformasız , tüm darbecilerin darbeci yalakalarının ve
daha önemlisi onların patronlarının yakasını bırakmadık
bırakmayacağız.