Sakarya'da 266. Başörtüsü Eylemi(FOTO)
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu tarafından, Bulvar AKM önünde gerçekleştirilen 266. eylemde Başörtüsü ne salt bir fıkhi konu ne de eğitim...
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu tarafından, Bulvar AKM önünde gerçekleştirilen 266. eylemde "Başörtüsü ne salt bir fıkhi konu ne de eğitim hakları meselesidir. Başörtüsü bu toprakların istiklalinin ve ümmetin bir parçası olduğunun sembolüdür. Ve başından beri savunduğumuz gibi "İslami Kimliğin" ayrılmaz bir parçasıdır." denilerek, "Bizler ne YÖK ne de başka bir devlet kurumundan tolerans ya da göz yumma beklemiyoruz. Talebimiz ve hedefimiz başörtüsünün hayatın her alanında ve hiçbir önkoşulsuz tamamen serbest olmasıdır." mesajı verildi.
SAGİR Başörtüsü Platformu adına Sakarya Dayanışma Derneği'nden Kadrican Mendi'nin okuduğu basın açıklamasında "Başörtüsü yasağı bir devlet politikasıdır ve devletin yasakçı doğası ile hesaplaşılmadan ve topyekun bir özgürlük alanı açılmaksızın tüm tezahürleriyle ortadan kalkması mümkün değildir." denildi.
Açıklamada ayrıca Sakarya Üniversitesi Rektörü Mehmet Durman'ın mezuniyet törenindeki yasakları eleştiren yazısından ötürü gazeteci Neşat Sazoğlu'na dava açmasına karşı Sazoğlu'na destek mesajı verildi.
Müsamaha değil herkes için Adalet
Devletin toplum üzerindeki hoyratça buyurganlığının görünümlerinden biri ve en önemlilerinden olan Başörtüsü yasağı gümdemi belirlemeye devam ediyor.
İslamın aydınlık yüzünü yasaklayanlar şimdi yol açtıkları çürümenin sonuçlarıyla baş etmek zorundalar.
Başörtüsü ne salt bir fıkhi konu ne de eğitim hakları meselesidir.
Başörtüsü bu toprakların istiklalinin ve ümmetin bir parçası olduğunun sembolüdür.
Ve başından beri savunduğumuz gibi "İslami Kimliğin" ayrılmaz bir parçasıdır.
Kemalist rejimin ülkeyi ümmetten kopararak batıya eklemleme çabalarının bir parçası olarak cumhuriyetin ilk yıllarından beri bir çatışma alanı oluşturulmuş ve Başörtüsü bu alan içine hapsedilerek güncel politikanın malzemesi haline getirilmiştir.
Oysa ki Başörtüsü yasağı bir devlet politikasıdır ve devletin yasakçı doğası ile hesaplaşılmadan ve topyekün bir özgürlük alanı açılmaksızın tüm tezahürleriyle ortadan kalkması mümkün değildir.
Bu noktada şunun altını kalınca çizerek bir kez daha belirtmek istiyoruz ki
Başörtüsü mücadelesi "Başörtüsüz"lere karşı değil devlet zorbalığına karşı yürütülen bir direniştir.
Başörtüsü direnişi İslamın Adalet hedefinin biz Müslümanlara yüklediği tarihsel sorumluluğumuzdur ve ülkemizde verilen Hak ve Adalet mücadelesinin bütünlüğü içinde anlamlıdır.
Başörtüsünü savunmak herkesin kendi kimliği ile varolabilmesi ve kendini ifade edebilmesini savunmaktır.
Başörtüsünü savunmak kadını meta haline getiren azgın sermayeye karşı emeği, devlete karşı insanı savunmaktır.
Başörtüsü mücadelesi herhangi bir parti ,cemaat yada genel anlamda "dindarlar"ın "rahatlatılması"nın değil daha adil ve yaşanabilir bir ülkenin inşaası mücadelesidir.
Bu noktada başörtüsünün partiler arası bir medya malzemesi haline dönüştürülmesini reddediyoruz.
Son günlerde Başörtüsü'nün ,YÖK gibi 12 eylül artığı bir kurum üzerinden tartışılmasını ve bunun sadece bir öğrenci sorunu olarak daraltılmasını, dolayısı ile ağza bir parmak bal çalmak anlamına gelen rüşvet-i hukuk tavrını kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu vesile ile şunu özelikle vurgulamak istiyoruz ki ,YÖK aracılığıyla birer kışlaya çevirilen üniversitelerdeki özgürlük sorunu salt Başörtüsü serbestliği ile geçiştirilemez ve diğer özgürlüklerin "rağmına" Başörtülü öğrencilere" verilen bir devlet imtiyazı görüntüsünü kabul etmemiz , temel hak ve özgürlüklerin bu görüntü arkasında anlamsızlaştırılarak bir lütuf halinde kamuoyuna sunulmasını onaylamamız mümkün değildir.
Bizler ne YÖK nede başka bir devlet kurumundan tolerans ya da göz yumma beklemiyoruz.
Talebimiz ve hedefimiz Başörtüsünün hayatın her alanında ve hiçbir önkoşulsuz tamamen serbest olmasıdır.
"Hizmet alan-hizmet veren" ya da "öğrenci-çalışan" veya başka bir ikilem yaratılarak ve başörtü özgürlüğünün bu denklemlere sıkıştırılarak tartışılmasını dahi kabul etmiyor, bu hak gasbının tamamen iade edilmesi konusundaki net taleplerimizin bulandırılması çabalarını reddediyoruz.
Ve bu hakkımızı "devletin gözüne giren"ler yada "müsamaha edilenler" olarak değil ,Tevhid ve Adalet mücadelesini tüm toplum için kazanan Müslümanlar olarak elde edeceğiz.
Hakkı Hak için Hakk'tan talep ediyoruz.
Ve haklı mücadelemize Hak Batıldan ayrılıncaya kadar devam edeceğiz.
SAGİR adına Sakarya Dayanışma Derneği