Sakın Dengeyi Bozmayın.” (55/Rahmân,8)
Konulan bu denge neticesinde dünyamız yaşanabilir bir haldedir. Yüce Allah: “Sakın dengeyi bozmayın.” (55/Rahmân,8) buyurarak ...
ÖLÇÜ VE DENGE
Konulan bu denge neticesinde dünyamız yaşanabilir bir haldedir. Yüce Allah: “Sakın dengeyi bozmayın.” (55/Rahmân,8) buyurarak koyduğu dengenin korunmasını istemektedir. Bu dengeyi koruyacak olan yegâne varlık ise ancak insandır. Ama önce insan kendisi dengeli olmalı ölçüyü kaçırmamalıdır.
Ölçülü olmak; dikkatli, adil, hassas ve düşünceli olmak, duygu, düşünce ve davranışlarda dengeli ve kontrollü olarak yaşama halidir diye tarif edilir. Bir başka tarifi de şöyledir; nerede nasıl davranacağını, hangi durumlarda ne ölçüde konuşacağını bilme durumudur.
Ölçülü ve dengeli bir hayat ancak sağlam bir iman ile mümkündür. Zira ölçünün ve dengenin kaynağı imandır. Dolayısıyla sinesinde iman cevherini barındıran müminin hayatı her türlü aşırılıklardan yani dengesizliklerden uzaktır. Çünkü müminin hayat ölçüsü Kuran ve sünnete dayanmaktadır. Bu konuda da en güzel örnek sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) dir. Onun hayatında asla aşırılık söz konusu değildir. Hayatının tamamı herkesin örnek alabileceği şekilde ölçülüdür, dengelidir, güzeldir. Dünyevi işlerindeki ölçüyü ibadetlerinde de görmekteyiz.
Câbir bin Semüre (radıyallâhu anhümâ); "Namazlarımı Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem ile birlikte kılardım. Onun namazı da, hutbesi de normal uzunlukta, îtidal üzere idi."demektedir. (Müslim, Cum'a, 41-42)
Yüce dinimiz İslâm; yeme, içme, giyim, kuşam, eşya kullanımı, ibâdet gibi her konuda aşırılıktan kaçınmayı, orta yolu tutmayı emretmiş, ifrât ve tefrîti yasaklamıştır. İfrat, söz ve fiillerde ileri gitmek, tefrit de gevşek ve ihmalkâr davranmak, çabuklukta çok geri kalmak demektir Her iki aşırı ucun ortası ise itidâldir Kur'ân ve Sünnette ifrat ve tefrit yasaklanmış, dengeli davranılması istenmiştir
Yüce Allah "Bizi anmasını kendisine unutturduğumuz ve işi aşırılık olan kimseye itaat etme" (Kehf, 18/28) buyurmuştur Ayrıca pek çok âyette israf ve cimrilik yasaklanarak harcamalarda dengeli olmak emredilmektedir (İsrâ, 17/26, 27, 29; A'râf, 7/31) İsraf, ifrat hâli, cimrilik ise tefrit hâlidir Bu ikisinin ortası ise dengeli olmaktır Bu sebeple işlerin en hayırlısı îtidal üzere olanıdır.
O halde, mükemmel bir varlık olarak yaratılan insan kendisine verilen şehvet, cesaret, korkaklık cömertlik, cimrilik vb. hasletleri ölçülü ve dengeli bir şekilde kullanmalıdır. Diğer bir ifade ile orta yolu tutmalıdır. Bu kurala uyanların hedefe ulaşabilen kişiler olduğunu sevgili peygamberimiz şöyle haber veriyor:
"...Orta yolu tutunuz. Amellerinizi mükemmelleştirmeye ve Allah’a yakın olmaya gayret ediniz. Sabahleyin, öğle ile akşam arası çalışınız. Bir parça da geceden faydalanınız. Aman acelesiz ve telâşsız gidin, orta yolu tutun ki varacağınız hedefe ulaşabilesiniz." (Buhârî, Rikâk, 18)
Sevgi ve düşmanlıkta da ölçünün, dengenin esas alınması gerektiğini Aleyhissalatü vesselam efendimiz şöyle haber veriyor:
"Dostunu severken ölçülü sev, zîrâ günün birinde düşmanın olabilir. Düşmanına da ölçülü bir şekilde buğzet, çünkü günün birinde dostun olabilir." (Tirmizî, Birr, 60)
Kişi söz ve davranışlarında da ölçülü olmalıdır. Lüzumsuz konuşmalarla, bağırıp çağırarak haddi aşmamalıdır. Haddi aşanların kötü akıbetlerini efendimiz (as) şöyle haber veriyor:
"Söz ve davranışlarında ileri gidip haddi aşanlar helâk oldular." (Müslim, İlim, 7)
Vehb bin Münebbih şöyle der: "Her şeyin iki ucu ve bir ortası vardır. Bu uçların birinden tutulursa, diğer uç ağır basar; ortasından tutulursa, iki uç da dengede kalır. Öyleyse her şeyin ortasından tutmaya bakın!" (Heysemî, Mecmaüzzevâid, VIII, 112)
O halde, insanın konuşması, susması, ağlaması gülmesi, sevinci, üzüntüsü, dünya ve ahirete ait bütün işleri ölçü ve denge esasına dayanmalıdır.
İnsanlık arzuladığı yaşanabilir bir dünyaya ölçülü ve dengeli bir hayat anlayışına sahip olduğu gün kavuşabilecektir.