Mehmet GÖKTAŞ
“Sana bir şey söyleyeceğim ama...”
Yanındaki adamın kulağına eğildi ve yavaşça “Sana bir şey söyleyeceğim ama kimseye söylemeyeceksin” dedi ve biraz geri çekilerek adamın “tamam söylemem, hadi söyle” demesini bekledi. Hayret, adamın yüzünde hiçbir merak ifadesi yoktu, “Hayır, bana hiçbir şey söyleme” dedi. Niçin diye sorduğunda;
“Ben kendime güvenemiyorum, ağzı sıkı biri değilim, daha doğrusu ben hiç emanet yüklenmek istemem, hele sahip olamayacağım bir emanetse...”
Birkaç günlüğüne evden ayrılıyordu, cebinden çıkardığı bir miktar parayı uzattı hanımına; “Şu paraları bir yere koy, cebimde kalabalık etmesin” dedi. Kadın; “Sen istediğin yere kendi elinle koy, oradan da alırsın” dedi, zaten hep öyle yapar kolay kolay emanet kabul etmezdi.
“Ağabey, bir tek sen sağlam çıktın, maalesef hepsi de çürük çıktı yanlış yaptı, ihanet ettiler” dedi adam, birçok dindar insanın bir araya gelip de batırdığı şirket hakkında şikayetini dile getiriyordu, bir anlamda övdüğü bu adamın kendisini onaylamasını bekledi ama öyle olmadı;
“Beni denediniz mi ki sağlam çıktığımı söylüyorsunuz, bana ne emanet ettiniz de ben de size geri verdim? Ben kendime güvenmediğim için bu işe baştan girmedim, o kadar” dedi.
Hafızamda buna benzer daha çok örnekler var, zannedersem sizin de vardır; emaneti hiç yüklenmemek.
Özellikle birini hiç unutamam; “Kardeşim, benim yanımda öyle her şeyi konuşmayın, ben imanının imtihanını vermiş biri değilim, kaç tokatla konuşurum bilmiyorum” deyince şaşırmıştık.
Müslümanlar olarak emanete ihanet meselesini çokça yazıyoruz, konuşuyoruz fakat emaneti baştan hiç yüklenmeme, bu hususta fazla hevesli olmama konusunu dile getirmiyoruz nedense.
Allah aşkına, birilerimiz emanet yüklenmeye ne kadar da can atıyor! Milletin parasını, yönetim yetkisini, koltuğunu almaya ne kadar da hevesliler!
Allah için soruyoruz; kendinizi ne kadar tanıyorsunuz?
Yakınlarınızın talepleri karsısında ne kadar direnebileceksiniz, onların ne kadar hatırlarından çıkabileceksiniz, aldığınız emanetleri onlardan ne kadar koruyabileceksiniz, başta aile fertleri olmak üzere her birini şöyle teker teker gözünüzün önünden geçirin.
Parayla hiç denediniz mi kendi kendinizi?
Makamla, koltukla ve kadınla nasıl bir sınav verdiniz, bu hususta somut bir deneyiminiz var mı?
Peki, bu ne cüret, bu ne cesaret kardeşim, emanet yüklenme işine böyle gözü kapalı koşuyorsunuz?
Birçok konuda cesur olmak güzel bir şeydir. Fakat şu emanet yüklenme konusunda lütfen birazcık korkak olalım.
Emanet çok ağır bir şeydir hem de çok ağır; “Biz emaneti göklere, yerlere ve dağlara teklif etmiştik de onlar yüklenmekten çekinmişler, korkmuşlardı..” (33/72)