Sanki Baykal konuştu

Sanki Baykal konuştu

Danıştay’ın 141. kuruluş yıldönümü töreninde konuşan Başkan Mustafa Birden ve TBB Başkanı Özdemir Özok’un sözleri, CHP Genel Başkanı Baykal’ı hatırlattı

Danıştay Başkanı Mustafa Birden, "Cumhuriyetimizin özü ve ulusal yaşamımızın temeli olan laiklik ilkesi ve laik eğitim kurallarını dolaylı dahi olsa erozyona uğratacak hiçbir düzenlemenin iç hukukumuzda yeri bulunmadığı gibi uluslararası hukuk ve hukukun evrensel ilkeleri bağlamında da koruma ve himaye görmesi söz konusu değildir" diyerek, sivil anayasa çalışmalarına yaklaşımını yasakçı ve antidemokratik bir şekilde ortaya koydu.
Danıştay'ın kuruluşunun 141. yıldönümü ve "Danıştay ve İdari Yargı Günü" dolayısıyla Danıştay Genel Kurulu'nda düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Köksal Toptan, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı Ahmet Akyalçın, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Muammer Aydın, yüksek yargı üyeleri ve çok sayıda davetli katıldı.
ÖZGÜRLÜKLERE ÇEKİNCE KOYDU
Törende bir konuşma yapan Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Anayasal metinlerin oluşum sürecinin, toplumun tüm kesimlerinin iradelerinin yansıtılması, değişiklik çalışmalarının her evresinin kamuoyuna açık olması ve herkesin bundan yararlanmasına olanak tanıyacak şekilde yürütülmesinin demokrat, çağdaş ve çoğulcu bir Anayasa için ön koşul olduğunu vurgularken, sivil anayasa çalışmalarında öne çıkan birtakım özgürlükler konusunda çekincelerini dile getirdi.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YORUMU
Birden, şöyle konuştu: "Halen yürürlükte olan 1982 Anayasası'nın değiştirilemez, değiştirilmesi dahi teklif edilemez maddeleri ile bu maddelerin göndermede bulunduğu başlangıçta belirtilen temel ilkelere riayet etmek, devletimizin kuruluş felsefesine aykırı olmamak kaydıyla Anayasa'da değişiklik yapılması mümkündür. Cumhuriyetimizin özü ve ulusal yaşamımızın temeli olan laiklik ilkesi ve laik eğitim kurallarını dolaylı dahi olsa erozyona uğratacak hiçbir düzenlemenin iç hukukumuzda yeri bulunmadığı gibi uluslararası hukuk ve hukukun evrensel ilkeleri bağlamında da koruma ve himaye görmesi söz konusu değildir. Halk oylaması süreci devam ederken metin değişikliği yapma yoluna gidilmesi, değişikliklerin bir kısmının Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olması, Anayasa değişikliğinin görevdeki cumhurbaşkanı ve meclisin görev süresi bakımından etkisi ile yeniden cumhurbaşkanı seçilebilme imkanı ve sayısına ilişkin hususların hukuki tartışmalara açık bulunması, gündemdeki anayasa değişikliği çalışmaları konusundaki eleştiri ve kaygıların ne derece haklı olduğunun en bariz göstergeleridir."
CUMHURBAŞKANI'NIN YETKİLERİ
Ahmet Necdet Sezer döneminde Cumhurbaşkanının yetkilerinin fazlalığından hiç söz etmeyen Birden, Anayasa'nın 104. maddesinde cumhurbaşkanının yargı ile ilgili görev ve yetkilerinin sayıldığını söyleyerek; "Bu durum Cumhurbaşkanı'na Anayasa'nın kendisine verdiği takdir yetkisi çerçevesinde yüksek yargı organ ve kurullarını ve bu kapsamda yargıyı biçimlendirme imkanı vermektedir. Cumhurbaşkanının klasik parlamenter hükümet sisteminde olmaması gereken yetkilere sahip olduğu, güçlü ve etkili bir konumda bulunduğu, yetkilerinin yeniden gözden geçirilerek parlamenter hükümet sistemi ile uyumlu olacak şekilde azaltılması gerekmektedir. Cumhurbaşkanının yargı erkine ilişkin görev ve yetkileri sınırlandırılmalı ve bu bağlamda Anayasanın 104'üncü maddesi yeniden düzenlenmelidir" dedi.
BAKANLIK DEVREDIŞI KALSIN
Danıştay Başkanı Mustafa Birden, "Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun, oluşumu nedeniyle, Danıştay'a ve Yargıtay'a üye seçme görev ve yetkisinin, yüksek yargı yerlerinin kendilerine bırakılması, bu konudaki eleştiri ve tartışmaları sona erdirecektir" iddiasında bulundu.
Birden, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esasları çerçevesinde görev yapan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) oluşumunun, siyasi etkilerden uzak ve erkler ayrılığı ilkesine uygun olması gerektiğini söyleyerek, şunları kaydetti: "Ancak, bugünkü yapısı itibarıyla, yürütme organının temsilcisi olan Adalet Bakanına ve Bakanlık Müsteşarına Kurulda yer verilmesi ve Kurulun Bakanın başkanlığında toplanıyor olması, yargı bağımsızlığına uygun düşmediği gibi erkler ayrılığı ilkesi ile de bağdaşır nitelikte değildir."
SANKİ ERGENEKON AVUKATI
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok da; "topraktan ve denizden silâhların fışkırdığı" şu günlerde Ergenekon avukatlığına soyunarak, ETÖ üyelerini sorgulayan ve yargılayan hakim ve savcılara dil uzatıp; "Hukukun, hukukçu diye tanımlananlar tarafından örselenmesi, ötelenmesi, etkisizleştirilmesi demokratik bir toplum için düşünülebilecek en büyük kötülük ve felakettir" iddiasında bulundu.