Hakan Albayrak
Seferberlik
Yitirdiğimiz canlara Rahmet-i Rahman, enkaz altında kurtarılmayı bekleyen insanlarımıza esenlik muştusu, yaralılara acil şifa, buz gibi sokaklarda yokluklar içinde kalanlara dayanma gücü niyaz ediyorum.
Allah Teâlâ, arama-kurtarma ekiplerinin, sağlık personelinin, yardım gönüllülerinin gayretlerini bereketlendirsin.
Öyle korkunç bir felaket manzarası ki seyrine yürek dayanmıyor, o felâketi yaşamak nasıl bir şey Allah’ım?
İçimden özürler dileyerek kalkıyorum televizyon ekranının başından.
Evin ihtiyaçları var, markete gitmeliyim.
Yolda yürürken, depremzedelere ihanet ettiğim duygusu peşimi bırakmıyor.
Birden bir ses.
Megafonla yapılan bir anons.
Telaşlı.
Ankara’da da mı deprem oluyor?
Yok, marketin önünde yardım noktası oluşturulmuş, izdiham var; ellerindeki yardım malzemelerini, istiap hadlerini doldurmak üzere olan kamyonlara yükletmek için yarışan vatandaşlar sükûnete çağrılıyor.
Markete giriyorum, kasalarda uzun kuyruklar.
Market arabalarında paket paket bebek bezleri, koli koli yiyecekler, depremzedelerle dayanışma için yüzde 40 indirimle satılan battaniyeler, battaniyeler, battaniyeler…
Alışverişini tamamlayan, malzemeleri sırtlayıp yardım kamyonlarına koşuyor.
Daralan göğsümü genişletiyor bu müthiş infak manzarası.
Telefonum çalıyor.
Mahalleden Atilla Abi arıyor.
-Ne var ne yok?
Komşularımızdan Mehmet, deprem bölgesinden dokuz misafir ağırlıyormuş mütevazı evinde.
Biraz daha genişliyor göğsüm.
Burası benim mahallem; mahalleler içinde bir mahalle.
Binlerce, on binlerce mahalle var böyle, iyi insanların hayırda yarıştığı.
Bârekallah, bârekallah, bârekallah.
***
Felaketin büyüklüğüne hizmet eden suçlarımız, gafletlerimiz, hatalarımız, kabahatlerimiz, eksiklerimiz, ihmallerimiz…
Hepsini konuşacağız ama şimdi depremzedelerle dayanışmaya yoğunlaşma zamanı.
Herkes kendi gücü nisbetinde bir ucundan tutsun, el birliği ile kaldıralım bu enkazı.
***
Rabbimize yakarıyorum, seferberliğimizi bereketlendirmesi için.
Ve katından yardımcılar göndermesi için, gücümüzün kifayet etmediği yerlerde.