Şehid Abdülaziz Rantisi
17 Nisan 2004'te şehid edilen Hamas'ın kurucularından ve liderlerinden Dr. Abdulaziz Rantisi'yi şehadetinin 16. yılında rahmetle anıyoruz.
Abdulaziz Ali Abdulhafız, 23.10.1947 tarihinde Askalan ve Yafa arasındaki Yebna adlı dünyaya geldi. Rantisi'nin ailesi, işgalden önce zengindi. 1948'deki işgalle birlikte Gazze'ye sığınmak zorunda kaldılar. Gazze'nin güneyindeki Han Yunus'a yerleşti. Çünkü İsrailli çeteler, Rantisi ailesinin tüm mal varlığına el koyduğu için fakir kaldılar. 9 erkek kardeş ve 3 kız kardeşi olan Rantisi, 0 zamanlar henüz 6 aylık bir bebekti.
Rantisi, ailesini şöyle hikaye eder: "Bizler kendi vatanımızda onurlu ve varlıklı bir hayat yaşıyorduk Yebna'da bugüne kadar hâlâ duran doğduğum evimiz her tarafından sarılı geniş bir bahçenin içindeydi Ancak yurdumu işgal edip sahiplerini dağıtan Yahudiler bizi fakirlik kıskacı arasında ezdikçe ezdiler"
6 yaşındayken İlk okula başlar. Fakat ailesinin maddi durumunun çok kötü olmasından ötürü, okuldan arta kalan zamanlarında çalışmak zorunda kalır.
Ortaokulun sonlarındayken (1962) babasını kaybeden Rantisi'nin erkek kardeşi, ailesinin geçimi temin etmek için Suudi Arabistan'a çalışmaya gider.
Rantisi, liseye girmek için hazırlandığı dönemde yalın ayak yürümektedir. Fakir olduğu için ayakkabı alacak parası yoktur. Bir gün bir yerden para bulur ve ayakkabısını alır. Annesi, ayakkabısını Suudi Arabistan'a giden kardeşine vermesini ister. Rantisi de buna hayır demez ve evine yalın ayak döner.
1965 yılında lise eğitimini tamamlayan Rantisi, eğitim bursunu kazanarak Mısır'ın İskenderiye şehrine gider. Orada üniversite eğitimine başlar. 1972 yılında üstün dereceyle tıp eğitimini tamamlar. Sonra, halkına hizmet etmek için Filistin'e döner. Han Yunus'un Nasır hastanesinde çalışır. Artık Rantisi, Filistinli çocukların yarasını saran bir çocuk doktorudur.
Rantisi, 1973 yılında evlenir. Düğününü yapmak isteyen Rantisi'nin mahallesinde elektrikler yoktur. Bunun için de ilk defa mahalleye elektrik hattı çektirir. Fakat, mahalleye gelen elektrik lambaları bile aydınlatmaz. Bunun için de belediyeden hattı biraz daha güçlendirmelerini ister. Belediye, Rantisi'nin ricasını kabul eder ve üç günlüğüne elektrik hattını güçlendirir.
Evlendikten kısa bir süre sonra, master eğitimi için İskenderiye'ye gitmek ister. Fakat hastane, önlerine engeller koyar. Rantisi de arkadaşlarıyla birlikte greve başlar. Kazançlı çıkan taraf Rantisi ve arkadaşları olur. Mısır'a gider ve eğitime başlar. İskenderiye'de yine çocuk sağlığı üzerine master eğitimini tamamlar ve 1976 yılında Gazze'ye döner.
Bu zaman zarfında İslami Külliye Yönetim Kurulu üyeliği, Gazze Arap Tıp Cemiyeti üyeliği, Filistin Kızılayı üyeliği yapar. 1978'de Gazze İslam Üniversitesi'nin açılmasından sonra bu üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlar.
Rantisi'yi, Rantisi yapan isimlerden birisi, Mısır'daki Mahmud Iyd adlı bir hocasıdır. Hocası, Filistin davasını destekler, Enver Sedat'a şiddetli bir şekilde karşı çıkar. "Rantisi, Mahmud Iyd'in benim üzerimde büyük tesiri olmuştur" demektedir.
İşgalcilerle ilk mücadelesi 1981 yılında olur. Rantisi, ev hapsiyle cezalandırılır. Rantisi, işgalcilere vergi vermeye da karşı çıkınca tutuklanır. Kısa bir süre sonra serbest bırakılır. Rantisi, bugünlerini şöyle anlatır: "İşgal Siyonist düşman 1981'de Filistinli doktorları da -ekonomik açıdan zayıflatmak için- ek vergiler uygulamasına kattı
Doktorlar ek vergiyi boykot sadedinde, imza toplamayı sürdürdüler Boykot esnasında Siyonistler bana zorunlu ikamet kararı çıkardılar Bunun sonucunda ben, birkaç gün Gazze Doktorlar Cemiyetine gidememiştim Çünkü Han Yunus'ta ikamet ediyordum Daha sonra bir de baktım ek vergi ödemekten kaçınmam sebebiyle askeri mahkemeye çağırılıyorum" Tutuklanmamam için sembolik bir ödeme yapmamı istediler Ancak ben bunu da reddetti."
Hemen hemen her gün, beraberindeki gençlerle birlikte işgal askerlerine karşı çatışmaya girer. İsrail askerlerine karşı sapan taşlarıyla mücadeleyi sürdürür.
7 Aralık 1987'de bir İsrailli, kamyonetiyle Filistinli işçileri taşıyan araca kasıtlı olarak çarpar. 4 Filistinli şehid olur. Filistin'de sular durulmaz. İhvan-ı Müslimin'in Filistin'deki 7 lideri 9 Aralık akşamı toplanır. Bu liderlerden birisi de Rantisi'dir. Liderler karar verirler: İntifada Başlayacak!
Rantisi, intifadaya karar verme süreci hakkında "1. İntifada olayı meydana geldiğinde ben Gazze şeridindeki İhvan-ı Müslimin Hareketinin 7 yöneticisinden biriydim Siyonistlerin bir aracı Filistinli işçileri taşıyan bir arabaya çarpmış, içindekilerin hepsi ölmüştü" Filistinliler sokağa döküldü" Meydana gelen olaylarda bir şehid, birkaç tane de yaralı vardı" demişti.
Rantisi, İntifada kararının verilmesinden sonra halkı örgütleme faaliyetlerine öğretim görevlisi olarak çalıştığı Gazze İslâm Üniversitesi'nden başlar.
İntifada'nın başlamasından kısa bir süre sonra 15.01.1998 tarihinde, İntifada'dan tam 37 gün sonra işgal askerleri evini basar ve lider kadrosundan ilk tutuklanan isim olarak kayda geçer.
Rantisi, tutuklanış anı hakkında "Bir cuma gecesi bir de baktım ki, işgal askerlerinden çok büyük bir güç evimi kuşatmış Bazı askerler bahçe duvarından içeri atlamak için tırmanıyordu. Bu arada kalabalık bir asker grubu da dış kapıyı şiddetle vuruyor ve korkunç sesler çıkarıyorlardı. Bu seslerden dolayı yattığım odanın bitişiğinde kalmakta olan küçük çocuklar korktu. Ben, hemen yataktan fırladım ve yattığım odanın kapısına dayandım. Niyetim askerleri içeri sokmamaktı. Askerlerden üç tanesi içeriye zorla girmeye çalışınca onlara yumruklarla mukavemet ettim. Bunun sonucunda askerlerden biri yaralandı Tam bu esnada bir subay sesi duyuldu. Askerlere oradan uzaklaşmalarını ve çatışmayı kesmelerini emrediyordu. Daha sonra subay benden elbiselerimi giymemi istedi. Ben de elbiselerimi giydim ve onlarla dışarı çıktım. Gözlerimi bağladılar. Arkadan zincirlenen ellerim hemen şişti Uzun süre ellerim tutmaz durumda kaldı" demişti. 21 gün hapis yatan Rantisi, sonrasında serbest bırakılır.
İkinci kez tutuklanışı, 4.03.1998 tarihinde gerçekleşir. Bu defa 2.5 sene hapis yatar. Hamas'ın kuruluşuna katılmakla suçlanır. 04.09.1990 tarihinde serbest bırakılır. Üçüncü defa, 14.12.1990 tarihinde daha tutuklanır ve bir yıl hapis yatar.
Tarih yaprakları 17.12.1992'yi gösterdiğinde, Rantisi'ye Güney Lübnan'ın Mercu'z-Zuhr bölgesine sürgün kararı çıkar. 416 arkadaşıyla beraber kaldığı Mercu'z-Zuhr'da arkadaşlarının sözcülüğünü yapar.
Rantisi, Mercu'z-Zuhr'a gidişini şöyle anlaymaktaydı: "1992'nin Aralık ayının on dördüncü gecesiydi Gecenin geç saatlerinde işgal gücü askerleri Han Yunus'taki evimi kuşattılar Kendileriyle beraber çıkmamı istediler Evden çıktım Askeri bir araç bizi Han Yunus'taki istihbarat bürolarının bulunduğu idare merkezine götürdü "Az bir süre bekleyip sonra Gazze'ye gideceğiz" dedi Ben ona; " (İzak) Rabin bu yaptığına pişman olacak!" diye öfkeyle bağırdım "
İzak Rabin'in döneminde 416 Filistinli, toplu bir şekilde ve gözleri ve elleri bağlı halde Güney Lübnan'ın Mercu'z-Zuhr bölgesine bırakıldılar. BM 799 sayılı kararıyla, sürgüne gönderilenlerin, ülkelerine dönmelerini talep eder. Fakat İsrail, bu kararı uygulamaz. Sürgün, 17 Aralık 1993 tarihine kadar devam eder. Bu direniş, toplu sürgün kararlarının kapısını günümüze kadar kapatmıştır.
Sürgünden döner dönmez yine tutuklanır ve 3.5 sene hüküm giyer. Hapisten 21.04.1997 tarihinde çıkar. Uzun bir süre mahkemeye çıkarılmayan Rantisi, Bi'ru's-Sebu hapishanesinde tek kişilik bir hücrede elleri ve ayakları bağlı bir şekilde bırakılır. Günün sadece birkaç saatinde ayakları ve kolları çözülür.
1997 yılında Gazze'ye dönmesinden sonra Şeyh Ahmed Yasin ile omuz omuza, Hamas'ı yeniden yapılandırmak için çalışmaya başlar. Hamas'ın sözcüsü ve siyasi lideri olarak görev yapar.
Gazze'ye dönmesinden kısa bir süre sonra bu defa, Filistin Yönetimi tarafından 10.04. 1998 tarihinde tutuklanır. 15 ay, Filistin Yönetimi'nin hapishanelerinde tutuklu kalır.
Rantisi, Filistin Yönetimi tarafından toplam 4 defa tutuklanır ve 27 ay hapis yatar. Her birisinde de hücre hapsiyle cezalandırılır. Filistin Yönetimi bunun dışında 2 defa daha Rantisi'yi tutuklamak ister. Fakat, halk Rantisi'nin evini çevreleyince, tutuklamaktan vazgeçerler. Son olarak 2002'de Filistin halkını yönlendirecek bir açıklama yapmaması şartıyla serbest bırakılır.
İsrail ordusu, 10.06. 2003 tarihinde Rantisi'ye suikast düzenler. Fakat, Rantisi bu saldırıdan sağ olarak kurtulur. Şehadetinden 3 hafta önce de yine bir suikast düzenlenir. Fakat bundan da sağ olarak kurtulur.
Rantisi, 17.04.2004 tarihinde Gifari mahallesinde bulunan Cela caddesinde gece saat 03:00 sularında İsrail savaş helikopterleri tarafından düzenlenen füze saldırısında şehid olur. Rantisi'yle birlikte bir oğlu ve iki koruması da şehid edilir. Prof. Rantisi göğüs ve boyun kısımlarından isabet almıştı.
Kaynaklara göre Rantisi'nin bulunduğu mekan, Filistin Yönetimi'ndeki istihbaratçılar tarafından İsrail'e bildirilmişti. Rantisi, İsrail'in suikast düzenleneceklerinin başında geliyor, sürekli tehdit edilmekteydi.
Suikast, dönemin başbakanı Ariel Şaron'un ABD ziyaretinden ve Başkan Bush'un Şaron'un politikasına destek verdiğini ilan etmesinden hemen sonra gerçekleşmişti.
Rantisi, Gazze'de on binlerce Filistinlinin katıldığı bir törenle toprağa verildi. Cenazeye katılan kassamiler, intikam yeminleri ettiler.
Suikast emrini veren İsrail Başbakanı Ariel Şaron ise, hükümetinin politikasında bir değişiklik olmayacağını, "terörist" olarak nitelediği Filistin direniş önderlerine suikast düzenlemeye devam edeceklerini söylemişti.
İsrail'in Hamas lideri Şeyh Ahmet Yasin ve halefi Abdülaziz Rantisi'yi suikastla şehid edilmesine Hamas'tan beklenen misilleme aylar sonra geldi.
Berşeba kentinde iki otobüse eşzamanlı düzenlenen şehadet saldırısında 15 kişi öldü, 80 kişi yaralandı.Sorumluluğu üstlenen Hamas, Şeyh Ahmed Yasin ve Rantisi'ye düzenlenen suikastlerin intikamını aldıklarını ilan etti.
"Filistin İmanın bir parçasıdır. Hz. Ömer, bu toprakların Müslümanlara ait olduğunu söyledi. Bunun için de hiç kimse ne satmak ne de hediye etme hakkına sahip değildir." Rantisi'nin meşhur sözleri arasında yer almaktadır.
Rantisi, 2 erkek ve 4 kız çocuk babasıydı.
Adulaziz Rantisi, Filistin halkı için hapis yatan, işkenceye maruz kalan, sürgün edilen, hayatını arzuladığı şekilde Apaçhilerden fırlatılan füzelerle noktalayan, asra damgasını vuran bir Filistin lideridir.