Şehid Şeyh Ahmed Yasin'e...
Şehadet günü yıldönümü münasebeti dolayısyla Şeyh Ahmed Yasin'e özlemin kaleme yansımasından bir demet...
Halil Numani / tevhidhaber
Gül Suyum...
Şeyhlerimizden bir şeyh,
Ahmedlerimiz'den bir Ahmed,
Yasinlerimiz'den bir Yasin !
Yani Kur'an'ın dili ile "Ey İnsan".
Kaç yıl oldu,
Yetimler defterine bizi kaydettireli.
Vallahi sen dirildin, o füze fezaya taşıdı seni.
Gıbta ile meraktayız karşılama nasıldı ?
Hamza nasıldı seni karşılarken?
Daha da mı heybetliydi "Şehidlerin Efendisi" ?
Tebessüm etti mi dizin dizine değince Kainatın Efendisi(s.a.v.)?
Cafer-i Tayyar görkemli kanatlarıyla şöyle bir süzülüp dönü verdi mi etrafında?
Yoksa sana da mı verildi o kanatlardan tutmayan el ve ayaklarına diyet?
Belki evet belki,hz Eyyub (a.s.) misafir etmek istemiştir seni ilk,
Ne kadar da benzerdi halin Eyyub(a.s.)'a...
Yürüyemeyen bir ayak, tutmayan bir el,
Ama siyonisti titreten bir nefes ile dil,
Kalbindeki imanla eridi o sefil !
Yoksa Yakub(a.s.) mı geldi misafir etmek için ?
O(a.s.)'da acizliğini Rabbine şikayet etmişti senin gibi...
,Kim bilir kim alıp götürdü seni ilk gecenin misafirliği için ?
Yoksa Hz. Ali evlatlarına Kudus şehidlerinin şeyhi geldi karşılayın mı dedi?
Kim bilir...
Kim bilir belkide engelli sahabiler vermek istememiştir ilk misafirliğini...
İbn-i Cemuh "olmaz" demiştir belki,
"Ben de O da engelli,
Ben de O da şehid" dediyse haksız mı?
Ya da engelli bedenine rağmen zindanlarda kıldığın namazların,
Vermek istememiştir kimseye.
Belki seni taşıyan şehadet kuşun nazlı nazlı süzülmüştür
Bahçe-i Nebinin semasında,
"Hey kuş kon bahçeme" emrini duymak için...
"Peygamberler, sıddıklar, şehidler, salihler" hep bir araya gelmişinizdir
"Nimet verilenler" sofrasına diz çöküp...
Biz mi ?
O şikayet ettiğin halde çoğumuz.
Bir siyonist vurur bir Hiristiyan terörist üç de kendi kendi kendimize.
Olmadık şeylere üzülür boş şeylere seviniriz.
Kudus mü? En son akla gelenlerden O ilk kıble-i Mabed !
Ey Yasin(s.a.v)'in takipçisi Yasin !
Çoğumuz imana rağmen islam engellisi,
Kimimiz amel engelli, kimimiz yiğitlik engellisi, kimi de ilim.
En acısı da kendimizi engelsiz sanmamız....
Selam, rahmet olsun sana,
Engelli bedeni ile tuz buz eden Adam !
Eyvahlar olsun bize,
Engelsiz(!) bedenleri ile sus pus olan !
Ey yoktan var eden, engelleri kaldıran,
Yüce Rahman !
Bize de cemalinden bir nur aksettir ki
Zahirde sağlıklı olup hakikatte kötürüm olan uzuvlarımız
Sana doğru uzanıp koşabilsin
Ve koşarken tağutun tüm putları kasırgamızla yüz üstü devrilsin...