Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Şehirdeki vahşileri de mi doyursak?

“Bu Abdülmuttalip’tir! Düzlükte insanları, dağlarda vahşileri doyurur!” diye takdim etmişti adam Peygamber Aleyhisselam’in dedesini, Kâbe’yi yıkmaya gelen ve Mekke’yi kuşatan Ebrehe’ye.

Bir insanın kerem ve cömertliği ancak bu kadar sade ve güzel ifade edilebilir.

Dağlarda vahşilerin doyurulması söz konusu olduğunda benim aklıma ilk önce bu sahne gelir.

Kış günleri yiyeceksiz kalarak köylere ve şehirlerin kenar mahallelerine inen kurtların, ayıların ve diğer vahşi hayvanların haberlerini hep tebessümle izlerim.

Hele onların yemesi için görevlilerin veya gönüllülerin dağlara yiyecek bırakmalarından zannedersem sadece ben değil herkes mutluluk duyar.

Her şeye rağmen insanoğlunun fıtratında mevcut olan merhametin yeri gelince kendini göstermesidir bu. Halbuki karşımızdaki bize zarar verici bir vahşidir ama bize yakışan merhamettir.

Bu duygularla diyorum ki, acaba düzlükteki vahşilerimizi de mi doyursak, şehirdeki eşkıyalarımıza da mı arada yem atsak, yiyecek versek?

Biliyorum “Sen istesen de istemesen de zaten onlar alacaklarını alıyorlar, birileri de onlara vereceklerini veriyor” diyeceksiniz.

Fakat bu işi aşikarca, herkesin bileceği, göreceği ve razı olacağı bir şekilde yapsak diyorum. Değil mi ki bu ülkede, bu dünyada eşkıyaya, mafyaya, zorbalara bırakılan bir boşluk var, bu boşluğu birileri mutlaka dolduracaktır.

Biliyorum, benim bu teklifime hepiniz dudak büküp tebessüm edeceksiniz. Dağlarda koyun çobanlarıyla, sürü sahipleriyle çok defa kurtların verdiği zararların boyutunu sormuştum da;

“Hocam, kurt geldiğinde benden bir koyun istese karnını doyurmak için inan ki istediğini veririm. Amma öyle yapmıyor bu zalim, sürüye öyle bir saldırıyor ki, yiyeceği bir tek koyun amma neredeyse sürünün tamamını mahvediyor.”

Nasıl ki vahşilerin ve yırtıcıların olmadığı bir dağ bir orman düşünemiyorsak, eşkıyasız bir şehir, mafyasız bir düzen düşünmek de imkansızdır.

Bu durumda meseleyi en ucuza nasıl kapatabiliriz onun için bir zihin antrenmanı yapalım dedik.

Yoksa bize mi düştü halka dipçikle dayatılan ve darbelerle ayakta duran dikta rejimini mafyalardan temizlemek.

Bu yazı toplam 580 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar