Selim el-Hıss"tan Arap liderlere açık mektup
Eğer Siyonist oluşumun Başbakanı Ehud Olmert hatırlatmasaydı varlığınızı dahi unutuyorduk.
Lübnan eski Başbakanlarından Selim el-Hıss, Arap liderlere hitaben bir açık mektup yazdı. Yazısında ABD ve İsrail tarafından gerçekleştirilmek istenen bölgesel plana ve Arap liderlerin sorumluluğuna değinen Selim el-Hıss hakkında Hizbullah "Lübnan halkının parasını yemeyen tek Lübnan Başbakanı" ifadesini kullanıyor.
"Saygıdeğer, yüksek mevki sahibi, efendi, büyük şahsiyet,
İçi boş kavramlardan Allah sizleri korusun. Geçici makamlardan Allah sizleri korusun.
Lübnan"da yaşanan acılar ve facialar bize neredeyse varlığınızı unutturdu.
Sizler, kendi gözlerinizle çocukların düşman ateşi altında vurularak düştüğünü görüyorsunuz; kadınların, yaşlıların ve biçarelerin de" Ama hiç kıpırdamadınız.
Hâlbuki iki İsrail askerinin esir alınması karşısında kınamalarınızı duyduk. Bizler her gün İsrail düşmanlığına maruz kalıyoruz; bununla birlikte sizden ne bir itiraza, ne bir tepkiye ne de bir harekete şahit olduk.
Lübnan uluslar arası yasalar ihlal edilerek işgal altında olacak ve bu sizi ilgilendirmeyecek; düşmanın zindanlarına Lübnanlılar doldurulacak ve siz buna oralı olmayacaksınız.
Hizbullah Lübnanlı esirleri, esir mübadelesi yoluyla geri almak için iki askeri kaçırmıştır. Eğer İsrail bu çağrıya kulak verseydi tüm bu katliam ve yıkımlar gerçekleşmeyecekti.
İsrail tarihinde esirlerin esirlerle ve esirlerin cesetlerle değiştirildiği çokça görülmüştür. Lübnanlılarla ve Filistinlilerle bu tür esir değişimleri yapılmıştır. Siz kendinizi yorup da şu soruyu asla sormayın: Neden İsrail daha önce birçok kez esir değişimini kabul etti de bu sefer kabul etmedi?
Ey taht sahipleri, saraylarda ve divanlarda oturanlar, bu soru size alınan iki esirin yalnızca mazeret olduğunu sezdirmedi mi? Yoksa İsrail neden önceki tavırlarını sergilemedi? Şüphesiz Lübnan"ın yıkıma uğratılması, halkının kıyıma uğraması önceden hazırlanmış bir projedir ki bu proje küçük düşman İsrail ile büyük düşman ABD yönetimi tarafından hazırlanmıştır. Amerikan halkı demiyorum; zira kesin olarak bu halk Lübnan topraklarında insanlığa karşı işlenen suçları bilseydi buna izin vermezdi.
Ey Arap liderleri,
Eğer Siyonist oluşumun Başbakanı Ehud Olmert hatırlatmasaydı varlığınızı dahi unutuyorduk. Kendisi 1 Ağustos 2006 tarihinde harfiyen şunları söyledi:
"Daha önce hiç böylesini görmediğimiz uluslar arası desteği ve Arap ülkelerinin teyidini olumlu karşılıyoruz. Bir Arap ülkesiyle yaptığımız savaşta ilk kez böyle bir destek aldık."
Ey Arap liderleri,
Bu satılık vahşi, (Olmert) sıcak savaşın ilk günlerinde, sizlerden birinin kendisine bir mektup yazdığını ve bizi ortadan kaldırana dek savaşı durdurmamasını istediğinizi söyledi. Bu, ülkemizi, insanımızı ve yaşamımızı paramparça eden bir savaştı.
Sizler güçlü olanın haklı olduğu ilkesine inanmış ahmaklarsınız! Oysa gaspçı düşmanla ilişkilerinizden doğan tecrübeleriniz gereği bu ilkenin güçlü olanın hâkimiyetini beraberinde getirdiğini ve hakkı göz ardı ettiğini anlamalıydınız. Ancak sizler verilen emirlere karşı çıkma cüretini gösteremiyorsunuz. Bilakis bunlar emir de değil büyük devletlerin direktifleridir.
Aynı güçler Lübnan"daki yöneticilere İsrail"in tüm saldırılarına rağmen şikâyetçi olma izni tanımamıştır. Ülkemizde yapılandırdıkları çirkin cinayetler işleyen casusluk şebekelerini çökertmeye de izin vermiyorlar.
Onlar aynı zamanda Güvenlik Konseyi"nden ateşkes kararı çıkarılmasına ve İsrail"in gerçekleştirdiği katliamlara bir sınır konulmasını talep etmenize de izin vermezler! O büyük devletler İsrail"i beslemekte; İsrail"in insanlık suçlarına ortak olmaktadır. Bilakis bu ülkeler size Arap zirvesini toplama izni de vermezler. Çektiği sıkıntılarda ümmetin Lübnan"ın yanında yer almasına da, Lübnan"ın kurtulması ve yapılandırılması için pratik ve ciddi adımlar atılmasına da izin vermezler!
Sizler ahmaksınız! Sizi bu sıfatla anıyoruz ki başkalarının sizler hakkında söylediği ağır sözlerden kaçınalım! Başkaları sizleri düşmanı desteklemekle yahut onunla beraber hareket etmekle suçluyor.
Bizleri mahveden sıkıntı anında büyük devletlerin tekrarladığı modern ve insani değerlere bir çırpıda küfrettik. Onlar özgürlük, demokrasi ve diğer insan hakları teranelerini seslendire dursunlar. Bizim sıkıntımız, bu içi boş sloganların sahte oluşunun en açık kanıtıdır.
Ancak! Bizler ne yaparsanız yapın, nasıl davranırsanız davranın, nasıl boyun eğerseniz eğin, nasıl işbirliği yaparsanız yapın; Arap oluşumuza küfretmeyeceğiz. Araplık bizim için aziz değer olarak kalacaktır. Oysa kendilerinden korktuğunuz, kendilerine bağlandığınız, kendilerine itaat ettiğiniz hata körü körüne bağlandığınız büyük güçlerin projesi Arapları hedef almıştır.
Yeni Ortadoğu denilen şey nihai olarak Arapları ortadan kaldıracak; İsrail"i tüm bölgenin başına geçirecektir. Sizler de sıkıntı anında Lübnan"ın yanından çekilmekle bu uğursuz projenin ortakları olduğunuzu gösterdiniz.
Allah sizleri affetsin. Bilakis sizleri hidayet etsin. Tarih sizi affetmeyecektir. Halkların vicdanı sizi affetmeyecektir. Pişman olunacak vakit geldiğinde elbette pişman olacaksınız."
Selim El-Hıss
Saafonline-Furkan Torlak