"Seni Yalanlamaktan Bıktım" (VİDEO)

"Seni Yalanlamaktan Bıktım" (VİDEO)

Başbakan Erdoğan, CHP Lideri Baykal'a sert biçimde yüklendi. Erdoğan özellikle Baykal'ın "Cheney" iddiasına sert sözlerle cevap verdi..

Başbakan Erdoğan, CHP Lideri Baykal'ın iki konuda yaptığı açıklamaya çok sert cevap verdi...

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin, her konuda ret cephesi haline geldiğini, bunun, ''Bana yar olmayanı, kimseye yar etmem' anlayışı'' olduğunu belirterek, ''Bu, iktidarın su içme ihtimali olan her kuyuya zehir atma gayretidir. Bazı muhalefet partilerinin gerçekçilik zemininden uzaklaşmasını, halkla buluşabilecekleri mecraları bir türlü yakalayamamalarına bağlıyorum'' dedi.

Erdoğan, millet egemenliğine dayalı temsili demokrasiyi benimsemiş siyasi ve toplumsal aktörlerin asla düşünemeyecekleri, asla ifade edemeyecekleri otoriter-dayatmacı sözde fikirlerin, bu konjonktürde gündeme daha rahat sokulabildiğini belirtti.

CHENEY İDDİALARI'NA TEPKİ

Baykal'ın kendisine yönelettiği "ABD Başkan Yardımcısı Cheney'e Türk Yargısını şikayet etti" sözlerine sert cevap veren Erdoğan, "seni yalanlamaktan bıktım" dedi. Erdoğan bu iddiayı çıktığı gün yalanladıklarını, böyle birşey olmadığını ama Baykal'da sıkılma olmadığı için bu yalanlara sığındığını söyledi.

-''ATATÜRK'Ü YENİDEN OKUMALARINI TAVSİYE EDİYORUM''-

''88 yıl önce, Atatürk ve dava arkadaşlarının tereddütsüz benimsediği milli egemenlik ilkesinin içi, çeşitli özel gerekçelerle ve çıkar mücadeleleri adına boşaltılıyor, sulandırılıyor'' görüşünü dile getiren Erdoğan, heyecana kapılıp, ''Biz laikliği millet oyuyla mı getirdik'' diyenlerin bile çıktığını söyledi. Erdoğan, ''Onlara dönüp, Atatürk'ü, milli mücadele ve inkılap tarihimizi yeniden okumalarını tavsiye ediyorum'' dedi.

Erdoğan, milli mücadelenin en zor zamanlarında bile Atatürk'ün, TBMM'yi devre dışı bırakmadığına işaret etti.

'Laiklik ilkesi de yine milletimize mal edilmek maksadıyla tedrici bir yöntem izlenerek cumhuriyetimizin temel bir niteliği haline getirilmiştir'' diyen Erdoğan, 1924'ten itibaren belirli aşamalardan geçildikten sonra, 1937'de laiklik ilkesinin, TBMM'de görüşülüp oylanarak, Anayasaya girdiğini anımsattı.

Bugün, milletin bireysel tercihlerinin güvencesinin laiklik; laikliğin güvencesinin de onu benimsemiş olan millet olduğunu belirten Erdoğan, ''Görüyoruz ki başlangıçta amaçlandığı gibi süreç kendini tamamlamış, başarıya ulaşmış ve laiklik millete mal olmuştur. Bugün hala Atatürk'ün arkasına saklanarak milleti, milletin iradesini, laikliğe tehdit olarak görenleri anlamak mümkün değildir. Bu anlayışta olanlara söylüyorum; Atatürk'e de cumhuriyete de laikliğe de yapılacak en büyük haksızlık, en vahim kötülük bu antidemokratik yaklaşım tarzıdır. Rahat olun, size rağmen laikliğin güvencesi millettir, millet olmaya devam edecektir'' diye konuştu.

-''SADECE MİLLETLE DEĞİL GERÇEKLERLE DE ARASI AÇILMIŞSA''-

Eğer bir demokraside muhalefetin, sadece milletle değil gerçeklerle de arasının giderek açılmaya başlaması halinde durup düşünmesi gerektiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

''Her ne kadar bu özeleştiriyi yapmak öncelikle yine muhalefet partilerinin sorumluluğu olsa da iktidar olarak biz de onlara yapıcı eleştirilerle katkıda bulunmaya hazırız.

Bazı muhalefet partilerinin gerçekçilik zemininden uzaklaşmasını, öncelikle halkla buluşabilecekleri mecraları bir türlü yakalayamamalarına bağlıyorum. Millete daha iyisini vaat etmek, iktidarı daha iyisini yapmaya zorlamak, eksikleri işaret ederek eleştirmek yerine, bugün muhalefet ne yazık ki her konuda bir ret cephesi haline gelmiştir. Tek yaptıkları, her yeniliğe, her değişikliğe, atılan her adıma, milletin hayrına mı şerrine mi olduğuna bakmadan karşı çıkmaktır. Bu anlayış, 'bana yar olmayanı, kimseye yar etmem' anlayışıdır. İktidarın su içme ihtimali olan her kuyuya, zehir atma gayretidir bu. Yalnız, milletin bütün su kaynaklarını kirletmeye çalışanların, kendilerine sormaları gereken basit bir soru var; o su kaynakları yarın, onlara da lazım olmayacak mı?Öyle zannediyorum ki, 'ben kazanamayacaksam, herkes kaybetsin' saplantısı, muhalefetin bu basit gerçeği bile görmesine engel oluyor.''

-''SÜRREALİST SİYASET ÇİZGİSİ''-

Ana muhalefete; ''Gelin, 'bu saplantıdan kurtulun,' diyorum. Kendinizi umutsuzluğa, çaresizliğe bu kadar kaptırmayın. Milletin sesine kulak verirseniz, sizin de kazanma şansınız olabilir'' diye seslenen Erdoğan, demokrasinin özünde millete güvenmek olduğunu vurguladı. Erdoğan, şöyle konuştu:

''Önce buna kendiniz inanın... Gelin, işe buradan başlayın. Kanaatimce muhalefet, ilk olarak milletle barıştıktan sonra ikinci olarak da son yıllarda giderek daha fazla küstüğü gerçekler dünyasıyla artık barışmalıdır. Muhalefetin içine kapandığı vehimler dünyasından çıkma zamanı artık gelmiştir. Çaresizlik ve umutsuzluğun ittiği bu fantastik dünya, sadece muhalefet partilerinin kendilerine değil, Türkiye'ye, millete, memlekete zarar vermektedir.

Ben hoşgörülerine sığınarak bu durumu, resim sanatındaki 'sürrealist' akımlara benzetiyorum. Özellikle ana muhalefet partisinin, neredeyse tamamen 'sürrealist', yani gerçek-üstücü bir siyaset çizgisine kaydığını görüyoruz. Gerçeklere küsmenin kimseye faydası olmamıştır. Gelin bundan da vazgeçin.''