Sevilay Yükselir: 3. Kişiyi Biliyorum
'Biz soruşturmaya zarar vermemek için bu üçüncü kişinin ismini bildiğimiz halde vermedik'...
Sabah gazetesi yazarı Sevilay Yükselir, Hrant Dink cinayeti soruşturmasında tetikçi Ogün Samast’ın bahsettiği “üçüncü kişi”yi bildiğini söyledi. Sevilay Yükselir, “Samast'ın anlattıklarının birçoğu bilinen şeyler ama bu son ifadesinde çok yeni bilgiler de var. Cinayetle ilgili ilk kez bir üçüncü şahıstan bahsediyor Samast. Biz yayında soruşturmaya zarar vermemek için bu üçüncü kişinin ismini bildiğimiz halde vermedik. Sanırım gazetemiz yazı işleri de aynı politikayı izleyecektir” dedi.
Sevilay Yükselir, “Samast'ın anlattıkları son derece makul ve akla yatkın şeyler. Ancak şimdiden söylüyorum: Bazıları ki bunların kim olduklarını tahmin etmeniz güç değil- katilin bu son sözlerinin ipe sapa gelmez yalanlar olduğunu söyleyip cinayete dair gerçekleri yine sulandırma gayretine girişecekler” görüşünü dile getirdi.
Sevilay Yükselir’in Sabah gazetesinin bugünkü (10 Aralık 2014) nüshasında yayımlanan, “Sakalsız ve Çetesi bu kez başarılı olabilir mi?” başlıklı yazısı şöyle:
‘Sakalsız ve Çetesi bu kez başarılı olabilir mi?’
Onlarca hukukçu, ailesi, sevenleri yıllardan beri haykırıyor: "Bu cinayette asıl katiller dışarıda" diye. Yazılmadık şey kalmadı. Konuşulmadık da...
Üstelik de somut doneler ve sağlam belgelerle. Ama bir arpa boyu yol alınamadı. Elde en başından beri var olan kafası ütülenmiş bir ergen ve onu cinayete azmettirdiği bilinen ağabeyden başka bir şey olamadı.
Oysa bu cinayetin arkasında yüzde yüz bir kirli el, devlet desteği alan bir güç olduğu biliniyordu. Kitaplar yazıldı üzerine kaç tane.
Cinayeti işleyen katil Samast ve ona silahı verip azmettiren Hayal'le ilgili suikast öncesi ve sonrasına dair yaşanan süreç satır satır anlatıldı.
Ama bugüne değin kâh o satırların arasına gizlenmiş, kâh açıktan işaret edilmiş hiçbir isimle ilgili ise tek bir işlem yapılmadı. Tam; "Aydınlanacak, Dink suikastının şifreleri çözülecek" derken gizli bir üçüncü el tarafından duvar örüldü yol alınmasına. Ve soruşturma ilk başına döndürülerek öylece ortada bırakıldı.
Birkaç gündür siz de takip ediyorsunuzdur gelişmeleri. Cinayet dosyası raftan indirildi ve sil baştan tekrar başlatıldı. Gerek yargı kaynaklarım, gerekse emniyet kaynaklarım soruşturmanın bu defa titizlikle ele alındığını ifade ediyor. "Daha önce adı cinayetle ilişkilendirilen isimler dahil herkes tek tek sorgulanacak" deniliyor. Bu sil baştan soruşturma kapsamında katil Ogün Samast da geçtiğimiz hafta Çağlayan Adliyesi'nde soruşturmayı yürüten savcıya ifade verdi.
Önceki akşam aHaber'de yayımlanan %100 Siyaset programımızın da ana gündeminde işte bu cinayet ve Samast'ın henüz basına yansımayan ifadesi vardı. İfade metninin tamamını değilse bile bir kısmını izleyenlerimiz ilk kez aHaber'de izledi. Bugün de gazetemizde Özel İstihbarat ekibinin başarılı muhabiri Nazif Karaman imzasıyla tamamını okuyabilirsiniz.
Samast'ın anlattıklarının birçoğu bilinen şeyler ama bu son ifadesinde çok yeni bilgiler de var. Cinayetle ilgili ilk kez bir üçüncü şahıstan bahsediyor Samast. Biz yayında soruşturmaya zarar vermemek için bu üçüncü kişinin ismini bildiğimiz halde vermedik. Sanırım gazetemiz yazı işleri de aynı politikayı izleyecektir.
Samast'ın anlattıkları son derece makul ve akla yatkın şeyler. Ancak şimdiden söylüyorum: Bazıları ki bunların kim olduklarını tahmin etmeniz güç değil- katilin bu son sözlerinin ipe sapa gelmez yalanlar olduğunu söyleyip cinayete dair gerçekleri yine sulandırma gayretine girişecekler.
Detayları haberde bulacaksınız. Ben sadece bir noktaya temas etmek istiyorum. Diyor ki: "Açıklamamam için bombayla tehdit ettiler ama artık korkmuyorum, cinayetin arkasında Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer var!" Değerli okurlarım... Dikkatinizi çekerim bu iki isim ilk defa zikredilmiyor. Hatırlarsanız Akyürek ve Yılmazer'in bu cinayetle bağlantılı olduğu ve hatta kurgulayıcıları olduğu, cinayet işlendikten sonra sık sık çeşitli çevrelerce dile getirilmişti. Ancak o dönemler devletin bütün kilit noktaları olduğu gibi yargıyı da güdümüne alan Paralel Yapı savcıları sayesinde bu iddialar sumen altı edilmişti.
Ha gerçekten azmettiriciler bu kişiler mi bilmiyorum ama en azından bunun böyle olup olmadığını şu anda soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet Savcılığı sayesinde öğreneceğiz. Çünkü cinayeti çözmekteki kararlılığı ve azmi gördüm. Bu kez yargı hiçbir şeyi sumen altı etmeyecek ve cinayetle ilgili en ufak bir şüpheyi bile enine boyuna değerlendirecek; buna eminim.
Ancak tabii hâlâ derinlerde birileriyle iş tutmaya devam eden Sakalsız ve Çetesi buna izin verecek mi işte ondan emin değilim!