Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Şimdi ne olacak?

Şimdi ne olacak?
 
Suriye yönetimi ya zaman kazanmak için bir takdik geri çekilme içinde ya da verilen mesajı aldı.

İlk gelen bilgiler olumsuzdu, ama ardyndan olumlu yönde sinyaller alınmaya başlandı.. Ankara öyle anlaşylıyor ki, önümüzdeki hafta sonuna kadar gelişmeleri izleyecek.

Bugün için, çatışmaların şiddeti düşmüş gözükse de, yarın yeniden ve daha vahim bir şekilde başlamayacağının garantisi yok..

Nuseyri diktatörlüğü, İsrail"in içine düştüğü psikolojik dilemmaya sürüklendi. Geçmişte kendi yaptıklarının iktidar değişikliği halinde kendilerine karşı yapylmasından korkuyorlar. Kendi şuur altları kendileri için bir fobiye dönüşmüş durumda. Onlar bizi yok etmeden, güç, iktidar, silah ve servet bizde iken biz onları yok edelim. Bu düşünce bir saldırganlık ideolojisine dönüşüyor.. Bu bir intihar felsefesidir aslında.

Sadece Türkiye değil, İslam ülkeleri, Arap Birliği, BM, AB tarafından da dışlanmyş ve mahkum edilmiş durumdalar.. Hükümet yetkililerinin mal varlıkları donduruluyor ve arkası arkasına haklarında yakalama kararı çıkartılıyor.

Suriye diplomatik bir izolasyona tabi tutulmaya başlandı. Birçok ülke büyükelçilerini ve vatandaşlarını geri çağırıyor..

Tek başyna İran Suriye"yi kurtaramaz. Kaldı ki İran bunu Hizbullah için yapıyor. Oysa Hizbullah Suriye rejiminin saldırgan politikalarına karşı çykıyor.. İran muhalefeti de aynı şekilde Ahmedinejad"ın Suriye politikasını desteklemiyor. Tabii bir de Mehdilik konusu var, ama şimdi bu telaffuz edilmiyor.

Bana kalırsa Ahmedinejad bu davranışı ile kendi siyasi geleceğini de geri dönülmez bir şekilde yaraladı.. İslam dünyasyndaki saygynlık ve ciddiyetini gölgeledi..

Bugünden yarına ben bir askeri operasyon beklemiyorum.. Ama Türkiye sınır bölgesinde teyakkuza geçecektir. Çünkü sınır bölgesindeki bir operasyon onbinlerce kişinin kontrolsüz bir şekilde sınırı geçmesine sebeb olabilir ve sınır bölgesinde mayınlı toprakların bir insanlık trajedisine yol açmaması için bölgeye asker kaydırılması da uygun olacaktır..

Suriye"ye yönelik bir askeri operasyon ancak BM kararı ile olabilir.. Bu da mümkün, ama askeri seçenekten önce ben hukuki, ekonomik ve diplomatik baskı ve blokajın deneneceğini düşünüyorum.

Mesela Hariri suikastı dosyası yeniden açılabilir ve konu Uluslararası Ceza Mahkemesi"ne taşınarak Esad sanık durumuna düşürülebilir.. Birçok ülke elçisini ve yurttaşlarını geri çekebilir, ekonomik ambargo uygulanabilir. Kişiler hakkında ulusal mahkemelerde dava açılabilir ve tutuklama kararları çıkartılabilir, şüphelilerin ve Suriye hükümetinin mal varlykları dondurulabilir..

Suriye"den istenenler çok açık ve net.. İstenen her şey Suriye halkı için. Bir ülkenin iktidaryndan kendi halkına zulmetmemesi için uyarı alan bir iktidarla karşı karşıyayız..

Suriye yönetimi, yaşanan gerçekleri kabul etmek yerine kendi istihbarat örgütlerinin uydurduğu politik yalanlara inanmayı tercih ediyor.

Apo Şam"da yaşarken, baba Esad, Apo"yu tanymadığını ve Suriye"de bulunmadığını söylüyordu. Özal"ın verdiği adresi ve telefon numarasını da yüzü kızarmadan alıp cebine koyuyordu..

Mahcub ve mecbur bir politikacı olarak Esad hem içeride hem de dışarıda kredisini bitirmiş gözüküyor.. Suriye derin devleti, "babasının oğlu" olarak vitrinde tuttuğu Esad"dan vazgeçebilir..

Suriye"de ne olup bittiğini pek bilmiyoruz. Savunma Bakanına ne oldu, niçin görevden alındı ve bakanın başına ne geldi?

Durumun netleşmesi için haftalar değil, günlere ihtiyaç var..

Bir Razaman günü başlayan bu cinayetler, Somali ile birlikte, tüm yeryüzü Müslümanlarının ilgi, öfke ve lanetinin ilk adresi haline geldi.. İsrail bile bu konuda ikinci plana geriledi..

Suriye rejimi şunu görmeli. Gelinen noktadan ve mevcut taleplerden geri dönüş yok. Bu saldırılar ise, saldırganların akibetlerini belirleyici bir şiddet katsayısının göstergesi olmaktan başka bir işe yaramayacaktır..

Sonuçta Davutoğlu"nun ısrarla söylediği iki şey var, özetle, 1- Ben kendi ülkem adına hareket ediyorum, kimsenin politikasının taşeronu değilim. 2- Biz Suriye halkınyn meşru taleplerinin takipçisiyiz. Başka bir ülkenin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz yoktur. Biz insan hakları, adalet, barış, özgürlük gibi evrensel değerlerin takipçisiyiz. Bu da herkes için en iyi olandı.. Suriye halkının ülkesinin ve esenliğini istiyoruz.

Selam ve dua ile.
 
akit

Bu yazı toplam 1601 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar