Sırma: Muaviye Gibi Saltanat Uygularsanız...
İhsan Süreyya Sırma: İslam devleti ancak adalet ile hayat bulur; Muaviye gibi saltanat uygularsanız zulüm ve kaos olur
Prof. Dr. İhsan Süreyya Sırma, Independent Türkçe’den Naman Bakaç’a röportaj verdi.
İslamcılık tabirini doğru bulmadığını söyleyen Sırma, ‘Buna İslami hayat görüşü denilebilir; fakat İslamcılık olmaz. Oduncu gibi bir şey olur. İslami hayat görüşü zaten İslamcılık anlayışını kapsadığı için bu tabiri kullanmıyorum ve bu tabire karşıyım. İslami hayat görüşü; sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik vs. alana yönelik düzenlemeleri içine alan bir bakışı ifade ediyor zaten. Mesela siz Sosyalizm için "sosyalizmci" diyebiliyor musunuz? Diyemeyiz, zira adı sosyalizmdir. "Hristiyancı" diyebiliyor musunuz? diyemiyorsunuz. "Yahudici" diyebiliyor musunuz peki? Niye "İslamcı" diyorsunuz? Müslüman veya İslami hayat görüşü İslamcı tabirini karşıladığı için ben İslamcı tabirine gerek yok diyorum.’ diye konuştu.
İslam devletinin ancak adalet ile hayat bulacağını kaydeden İhsan Süreyya Sırma, ‘Eğer adaleti İslam'a dayanarak yaparsanız Hz. Ömer devleti gibi bir idareyi gerçekleştirebilirsiniz. Ama derseniz ki saltanat olsun Muaviye gibi, o zaman ne olur? Zulüm olur, kaos olur’ dedi.
Cumhuriyet tarihinde Abulhamit’e karşı çıkan Cemaleddin Afgani ve Mehmet Akif Ersoy gibi düşünürleri eleştiren Sırma, ‘"Abdülhamid gitsin de ne olursa olsun" mantığındalar. Ama Enver Paşa'ya karşı bir şey söylediler mi bu İslamcılar? Abdülhamid'e karşı çıkanlar, İslam'ın bütün izlerini silen Mustafa Kemal'e de karşı çıkmadılar’ görüşünü dile getirdi.
İhsan Süreyya Sırma, Osmanlı’yı Müslümanlara ait bir devlet olarak tanımladığını ama saltanat yönünü asla kabul etmediğini vurguladı. Sırma, idarede şura sisteminin benimsenmesi gerektiğini belirtti.
Sırma sistem önerisini şu sözlerle anlattı:
Türkiye'de güya demokrasi vardır deniliyor. Ankara'da birkaç tana parti başkanı var. Diyor ki mesela Batman'da, Konya'da, Çorum'da şu şu aday olacak. Burada halk, yani "demo" nerede? Hani demokrasi? Dolayısıyla bu demokrasi değildir.
Benim yetkim yok ama proje olarak diyorum ki, buna demokrasi demek şart değil. Şöyle yapılabilir. Her köyden, her kasabadan ve her şehirden şöyle bir seçim yapılabilir. Şura sistemi gibi. A köyünü kim temsil eder diye önce bu belirlenir. İlçeye gelince o köylerle birlikte diyelim ki Pervari olsun. Pervari'yi kim temsil edecek. Pervarilerle bunu belirler. Şehir olarak Siirt'e gelelim. Siirt'tekilere de burayı kim temsil eder diye bu ortaya çıkarılır.
Yani yerelden, tabandan tüm bu işler belirlenir. Bunu belirleyecekler bir araya gelip, örneğin Siirt için iki tane temsilci seçmeye karar verecekler. Halkın seçtiği bu iki temsilci, halk tarafından verilecek oylarla bu şekilde Ankara'ya temsilci olarak gönderilecekler. Böylece tüm illerin temsilcileri Ankara'da buluşacak.
‘Peki, şu anda olan da bu değil mi Hocam?’ diyen Bakaç’a Sırma ‘Yok, öyle değil. Ankara seçiyor güzel kardeşim. Ankara'nın seçtiklerini biz seçiyoruz. Oysa biz direkt seçmeliyiz temsilcilerimizi. İdeal olan budur’ diye cevap verdi.