Siyonizm: Afrika'da Sömürgeciliğin Uzantısı
Belki de sömürgecilik, Siyonizm ve emperyalizmin bir ve aynı şey olduğunu söylemek gerekiyor. Her biri farklı bir ada sahip bir projedir. Bu ideolojilerin dümenindeki insanlar aynıdır, ancak biraz farklı tezahür ederler.
Üç büyük dünya gücü olan Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Çin'in Afrika için yeni mücadelesi epey bir süredir hız kesmeden devam ediyor.
Ancak bu yeni fetih, doğrudan yönetimin gerçekleştiği eski günlerdeki gibi gerçekleşmiyor.
Yeni boyutlar kazandı ve bu güçler adına hareket eden seçilmiş Afrika vekilleri aracılığıyla uygulanıyor.
Belki de sömürgecilik, Siyonizm ve emperyalizmin bir ve aynı şey olduğunu söylemek gerekiyor.
Her biri farklı bir ada sahip bir projedir. Bu ideolojilerin dümenindeki insanlar aynıdır, ancak biraz farklı tezahür ederler.
Benjamin Netanyahu yönetimindeki Siyonist İsrail, geçtiğimiz günlerde Afrika kıtasını ele geçirmek için bir cazibe saldırısına girişti.
Bu, iki vaat kullanılarak yapılıyor: biri, güvenlik ihtiyacını temin etmek ve ikincisi, "Damla Teknolojisi".
İsrail cezbedici hücumunun, bu iki teklifle başarılı olacağını ilan etti.
Son yıllarda evinde yolsuzluk ve adaleti engelleme suçlamalarıyla karşı karşıya kalan Netanyahu, Afrika'da birçok ülkeyi ziyaret etti.
Etiyopya, Çad, Uganda, Kenya, Ruanda, Sudan, Güney Sudan ve diğer Batı Afrika ülkelerinin hepsi saldırısından büyülendi.
İsrail ya da başka bir ülkenin, özellikle insanlığa fayda sağlayan teknolojiyi paylaşması konusunda herhangi bir sakınca olmasa da, sorun bu tür teknolojilerin silah olarak kullanılmasıdır.
Örneğin "Damla Teknolojisi" ni ele alalım. İnsanlığa, özellikle kurak topraklarda yaşayanlara fayda sağlayacaktır.
Çiftçilerin tarım faaliyetlerinin kalitesini yükseltecek ve açlığı azaltmak için gıda üretimini artıracaktır.
Ancak İsrail, Filistin topraklarını yasadışı işgali ve acımasız davranışına rağmen, bu teknolojiyi bir karşılık olarak Afrika'da siyasi tanınmayı satın almak için kullanıyor.
Teknoloji, Siyonist İsrail'in Filistinlilere yönelik öldürme ve zulmüne yönelik eleştirileri susturmak için kullanılıyor.
Dolayısıyla, İsrail'in bu tür teknolojiyi kullanmasının asalet içeren bir yanı yok.
Siyonist İsrail'in Afrika ülkelerinin kendisini tanınmasını satın almak için kullandığı diğer araç ise “Güvenlik Teknolojisi”.
Siyonist oluşum, örneğin casusluk teknolojisinde ilerleme kaydetti.
Birçok Afrika ülkesi, iktidardan vazgeçmek istemeyen acımasız diktatörler tarafından yönetiliyor.
Nüfuz etme kabiliyetlerini yükselip, böylece onların devirlmesini önlemeye yardımcı olabilecek her şey memnuniyetle karşılanır.
İsrail, bu diktatörlerin çoğunun ve Basra Körfezi'nin batı kıyılarındaki ortaçağ şeyhliklerinin tanınmasını sağlamak için havuç gibi bu teknolojiyi kullanıyor.
Kullandıkları diğer strateji, Afrika'nın kaynak bakımından zengin bölgelerinde savaşlar yaratmaktır.
Bu savaşlar, ticari amaçlarla ABD ve Avrupa'da askeri sanayi kompleksinin de sahibi olan aynı Emperyalistler / Siyonistler / Sömürgeciler tarafından başlatılır ve finanse edilir.
Yerel diktatörler tarafından sözde IŞİD veya El Kaide teröristleriyle mücadelede kendilerine yardımcı olmaya davet edilmek yoluyla 'meşru yol' diyebileceğimiz yöntemle Afrika'nın kaynaklarını yağma ediyorlar.
Günümüzde bu teröristler, Altın, elmas, kobalt, koltan, platin ve petrol ve gaz gibi kaynaklar varsa, İslam ile ilişkili olmayan topraklarda bile her yerde bulunur.
Afrika'nın birçok emperyalist/Siyonist/sömürgeci ülke tarafından kaynakları ekonomilerini destekleyen bir kıta olarak görüldüğü iyi bilinmektedir.
Yüzyıllar boyunca, Afrika'nın değerli kaynakları bu ülkeler tarafından yağmalandı ve çalındı.
Çin bile kendi kalkınmasına katkı sağlamak üzere Afrika'nın kaynaklarını incelikli bir şekilde kullanarak üzere eyleme geçti ki, aslında bunun sonucunda Afrika'nın payına çok az şey düşüyor.
Emperyalist / Siyonist / Sömürgeci devlerin tüm bu manevralarını motive eden faktörün Afrika kaynakları için doyumsuz açgözlülüklerinden başka bir şey olmadığı anlaşılıyor.
Batılı ülkeler zengin olmak ve kendi vatandaşları için iş yaratmak için Afrika'yı yağmalamaktadır.
Kıta halkı birleşip onlara “hayır” diyene kadar Afrika'yı bırakmayacaklar.
Afrika halkının bu canavarı kaynak zengini kıtalarından kovmak için uyanması ve birleşmesi gerekiyor.
Afrika'daki yoksulluk, kaynakları bu büyük hırsızlığı kolaylaştırmak için yerel diktatörleri kullanan yabancılar tarafından yağmalandığı sürece hafifletilmeyecek. (Dr. Mustafa Mheta / Crescent İnternational)
Dr. Mustafa Mheta, Johannesburg, Güney Afrika Media Review Network'te Kıdemli Araştırmacı / Afrika Masası Başkanıdır.