Mehmet GÖKTAŞ

Mehmet GÖKTAŞ

Şöyle dua eden bir adam görseydiniz…

Bir adam görseydiniz, ellerini semaya kaldırmış dua eden bir adam.

Güneşin cayır cayır yaktığı bir yerde,

Bir damla suyun olmadığı, yeşillik namına bir tek yaprağın yetişmediği,

Hiç kimselerin bulunmadığı, hiçbir kervanın gelip geçmediği ıssız bir yerde dua eden bir adam!

Ne diyor acaba, nasıl bir dua ediyor diye arkasından sessizce yaklaşsanız ve söylediklerine kulak verseydiniz;

"…Ey benim Rabbim! Burasını emin bir belde kıl! Ey Rabbim, insanların gönüllerini buraya çevir, buraya bağla, akıp gelsinler buraya, onları her türlü ürünlerle rızıklandır…" dediğini duysaydınız…

Söyleyin Allah aşkına, ne düşünürdünüz?

“Bu adam bir deli, şu söyledikleri hiç olacak bir şey mi?” demez miydiniz?

Öyle ya, "İnsanlar buraya akıp gelsinler" dediği yer Antalya değil, Alanya değil, Fırat'ın yemyeşil kenarları değil, kıvrım kıvrım akan Dicle vadisi değil, İstanbul boğazı değil, ortasından nehirler akan Avrupa şehirleri değil, Amazon nehri, Amazon ormanları değil, Niagara şelaleleri değil.

Yani insanlara göre yeryüzünün cenneti diye bilinen, herkesin yaşamak için, hiç olmasa gezip görmek için can attığı bir yer değil.

Galiba anlamışsınızdır Hz. İbrahim’den söz ettiğimi…

Bu mevsim geldiğinde kendi kendime hayal kurarım;

Şimdi Hz. İbrahim Aleyhisselam dirilseydi, kalksa gelseydi, yüksek bir yerden, bir uçaktan onunla birlikte seyretseydik haccın manzarasını...

Ve sorsaydık kendisine, "Ey Allah'ın Halili, ey Allah'ın Nebisi! Nedir bu gördüğün manzara biliyor musun?

Hani sen bir dua yapmıştın ya…

Hani sen insanların kalbinin buraya bağlanmasını ve bu noktaya akıp gelmesini istemiştin ya,

İşte senin çağırdığın insanlar bunlar, daha nicesi de gelemedi, yürekleri yanıp tutuştuğu halde buralara sığamayacakları için gelemediler!

İşte şurası oğlun İsmail ile birlikte ellerinizle yaptığınız Kâbe!

İşte şurası da, şu milyonlarca insanın koşuşturduğu yer de sen bırakıp gittikten sonra eşin Hacer'in su için koşuşturduğu yerdir, Safa ile Merve'dir!

İster o beldelere gittiğimde olsun, ister ekranlardan izlediğimde olsun, hep hayalimden geçiririm bunları,

Elbette Rasûlullah Aleyhisselamın da bu manzarayı görmesini isterim. Fakat onun hayatta iken benzer manzaralara şahit olduğunu bildiğimiz için, yani veda haccında yaklaşık yüz yirmi bin kişiye hitap ettiğini, savaşlarda on bini aşan ordusunu dünya gözüyle gördüğünü bildiğimiz için, O’nun bu manzarayı görmemesinden dolayı fazla bir üzüntümüz yok sayılır.

Size tavsiyem, bu ve benzer duygularla televizyondan Mekke ve Medine kanallarını izlemenizi isterim. Mübarek olsun bir daha şahit olduğumuz Zilhicce ayı.

Bu yazı toplam 474 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar