Suriye Rejimi'ne Son Bir Şans
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de hala kanın akıyor olmasından dolayı ciddi bir üzüntü duyduklarını belirterek...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'de hala kanın akıyor olmasından dolayı ciddi bir üzüntü duyduklarını belirterek, ''Artık Suriye halkının yaşadığı bu acılara bir son verilmesini istiyoruz. Bugün Suriye için son bir şans vardır. O da Arap Ligi'nin teklif etmiş olduğu protokolü imzalamasıdır. Umarım bu yönde Suriye gerekli adımları atar'' dedi.
Davutoğlu, Ürdün Dışişleri Bakanı Nasser Judeh ile Hilton Otel'de bir araya geldi.
Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Davutoğlu, Judeh'in Arap Birliği'ndeki son gelişmeler hakkında kendisini bilgilendirdiğini söyledi.
Davutoğlu, dün Arap Birliği Genel Sekreteri ve Katar Başbakanı ile görüştüğünü hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye ile Arap Ligi arasında gerçekten mükemmel bir koordinasyon var. Ürdün ve Türkiye arasında ise daha yakın bir işbirliği zaruriyeti var. Çünkü Ürdün ve Türkiye, Suriye'nin iki önemli komşusu. Suriye'deki olumlu ya da olumsuz olaylardan her iki ülke de etkileniyor. Bundan sonra da bu görüşmeleri sürdüreceğiz. Bölgemizde son dönemde yaşanan değişim dinamiği, halkların talepleri doğrultusunda ve barışçıl bir şekilde bölgedeki kardeş halkları güçlendirecek bir tarzda seyreder. Bölgemizin kaderinin böyle şekillendiği bir dönemde Türkiye ile Ürdün'ün yakın ilişkisinden daha doğal bir şey olamaz. Suriye'de hala kanın akıyor olmasından dolayı ciddi bir üzüntü yaşıyoruz. Artık Suriye halkının yaşadığı bu acılara bir son verilmesini istiyoruz. Bugün Suriye için son bir şans vardır. O da Arap Ligi'nin teklif etmiş olduğu protokolü imzalamasıdır. Umarım bu yönde Suriye gerekli adımları atar ve bu sivil kayıplarının önüne geçecek formüller üretilir. Suriye'nin bu konuda atacağı adım yönünde gerek Ürdün, gerekse Arap Ligi ile görüşmelerimizi sürdüreceğiz.''
Filistin'deki gelişmelere de değinen Davutoğlu, ''Dün sayın Meşal ve Abbas bir araya geldi. Filistin'de ulusal uzlaşının bir an önce gerçeklemesini istiyoruz. Dün akşam bu anlamda sayın Halid Meşal ile bir görüşme gerçekleştirdik telefonda. Bugün de sayın Abbas ile görüşeceğiz. Her iki tarafın toplantıya ilişkin verdiği mesajlar son derece olumlu. Ürdün ve Mısır ile bütün imkanlarımızı kullanarak Filistinliler arasındaki barışın temin edilmesine katkı sağlayacağız. Nihai hedefimiz, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin'in BM nezdinde de tanınmasıdır'' dedi.
Ürdün Dışişleri Bakanı Nasser Judeh de Ürdün olarak, bölgede yaşanan son gelişmeler konusunda Türkiye ile işbirliği içinde hareket ettiklerini ve bu işbirliğinin daha da güçlenerek devam edeceğini söyledi.
Judeh, yaşanan acıların sona ermesi için Suriye'nin Arap Ligi'nin teklif ettiği protokolu biran evvel imzalamasını umduğunu belirtti.
Türk-İsrail ilişkileri
Toplantıda, Filistin'de yaşanan gelişmelerin de ele alındığını anlatan Judeh, ''Sayın Abbas ve Meşal'in bir araya gelmesi, Filistin barışı için önemli bir adım. Türkiye ve bölgedeki dost ülkelerle sorunun çözümü için gereken gayret gösterilecektir'' dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İsrail Türkiye'den net bir özür dilemedikçe, öldürdürüğü Türk vatandaşlarının ailelerine tatmin edici bir tazminat ödemedikçe ve Türkiye'nin yardımlarının da ulaşabileceği şekilde Gazze'ye ablukayı kaldırmadıkça, iki ülke arasındaki ilişkilinin düzelmeyeceğini söyledi.
Ahmet Davutoğlu, ''8. Türk-İtalyan Forumu''nun ardından, Hilton Otel'inde, İtalya Dışişleri Bakanı Giulio Terzi ile düzenlediği basın toplantısında, bir soru üzerine, İsrail-Türkiye ilişkilerinin hangi koşullarda düzelebileceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin, İsrail ile ilgili politikasının esasının belli olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
''Dost ülkeler birbirlerinin vatandaşlarını öldürmez. İsrail, bizim 9 sivil vatandaşımızı uluslararası sularda öldürdü. Tutumumuz bellidir. İsrail, bu konuda gerekli adımları atana kadar, ne tür gelişmeler olursa olsun Türkiye'nin pozisyonu değişmeyecektir. Bu bizim için bütün halkımızın da bütün partilerimizin de mutabık olduğu ilkesel bir pozisyondur. Maalesef bu dostluğa İsrail zarar vermiştir. Bu dostluğu Akdeniz'in derinliğine gömecek şekilde vatandaşlarımızı öldüren İsrail'dir. Eğer bu dostluğun tekrar uyanmasını istiyorsa da atacağı adımlar bellidir. Bu konuda biz bir sene çok sabırlı bir şekilde bekledik. İsrail, net olarak özür dilemedikçe, vatandaşlarımızın hukukunu iade edecek şekilde tazminat ödemedikçe ve Gazze'ye bizim yardımlarımızın da ulaşmasını sağlayacak insani koridorun önünü açmadıkça - ablukanın kaldırılması anlamında - İsrail'le ilişkilerimizin normalleşmesi mümkün değil.''
-''Vatandaşlarımızın hukukunu korumakta kararlıyız''-
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, artık İsrail'in bir tercih yapmak zorunda olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''İsrail, ya barışın bir parçası olacak ya da sorunun parçası. Maalesef İsrail bugün sorunun bir parçası ve sorunları tetikleyici bir ülke. Ortadoğu'da bu kadar gelişme yaşanırken, İsrail hala yerleşim politikalarını devam ettiriyor. Ortadoğu barış sürecine gelmektense, barış görüşmesi yapmaktansa, Batı Şeria'da ve özellikle doğu Kudüs'te yeni yerleşimler kuruyor. İsrail barış tercihi yaptığında, bizden de olumlu cevabı görür. Açık denizlerde sivilleri öldürmek bir insanlık suçudur. Bunu kim yaparsa yapsın. Açık söylüyorum: İsrail dışında herhangi bir ülke böyle bir şeyi yapmış olsa, şu ana kadar pek çok müeyyide uygulanmış olurdu. Biz tek taraflı olarak, vatandaşlarımızın hukukunu korumakta kararlıyız ve bu konuda da güçlüyüz. Ümit ederiz İsrail barış yönünde tercihini yapar. Yoksa Türkiye'nin ilkesel pozisyonunda bir değişiklik olmaz.''
tımetürk