Merve Kavakçı
Suriye’ye kucak açan Türkiye
İçinde bulunduğumuz günler itibariyle ülkemizde 2 milyonu aşkın Suriyeli mülteci var. Esad rejimi ile DEAŞ arasında ölümlerden ölüm beğenen yığınlar tek çare olarak Türkiye sınırlarına hücum ettiler. Sonunda kapılar açıldı ve mazlumlar fevc fevc Türkiye topraklarına geçti. İnsanlık adına yürütülen dış siyasetin bir ürünü olarak Türkiye, Osmanlının torunlarını temsil eden Türkiye bu katliama ilgisiz kalamazdı. Reel siyasetin hiçbir parametresiyle örtüşmeyen bu duruş yerini “insanlık” tarihinde hiç şüphesiz almakta. Bunu bugün takdir edenlerin başında Avrupa Konseyi geliyor. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanı Anna Brasseur konuyla ilgili şunları söylüyor: “Birkaç hafta önce Suriye sınırındaki Elbeyli mülteci kampını ziyaret ettiğimde gördüklerimden çok etkilenmiştim. Komşu Suriye’deki savaşın sefaleti içinde doğmuş çocukların oyun oynarken heyecanla gülüşlerini gördüm. Meslek öğrenen ve yeni iş imkanlarını keşfeden gençler gördüm. Kendilerine haysiyet ve saygıyla davranılan özürlü ve yaşlı mülteciler gördüm. Türkiye’nin bugün Suriye ve Irak’tan yaklaşık 2 milyon mülteciye sığınak olmak için gösterdiği çaba etkileyicidir. Yaklaşık 260 bini çeşitli kamplarda, 1.5 milyondan fazla da ülkenin değişik kentlerinde yerel nüfus içinde yaşayan Suriyeli mültecilerle, Türkiye, dünyanın en fazla mülteci ağırlayan ülkesi haline gelmiştir. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne göre mülteciler yüksek standartlarda ağırlanmıştır. Türkiye 5.5 milyar dolar gibi önemli bir miktar harcamıştır ki bu, diğer ülkelerin katkılarının yanında çok yüksek bir rakamdır.
Türkiye ve Türk halkı tarafından gösterilen cömertlik diğer Avrupa ülkelerini utanç içinde bırakmıştır. Bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin mülteciler için kota sistemini reddettikleri ve göçmen karşıtı söylemin yükselişte olduğu bir dönemde Türkiye, sağladığı insani yardımla haklı olarak gurur duyabilir. Fakat Türkiye’nin bu artan yükü daha fazla ve tek başına taşıması beklenemez. Suriye’de savaş devam ettiğinden, yerlerinden edilen insanların sınır boyuna akını da devam ediyor. Sadece geçtiğimiz günlerde binlerce kişi gelmiştir. Şu ana kadar kaydadeğer bir sorun yaşanmadı, ancak bu durumun böyle devam edeceğinin güvencesi yoktur: Ülke şimdi ekonomik darboğazla karşı karşıya olup, yeni bir durum oluşturan seçimlerden yeni çıkmıştır.
Bu hafta Avrupa Konseyi üyesi 20 ülkeden çok sayıda parlamenterle birlikte Elbeyli ve Nizip kamplarını yeniden ziyaret edeceğiz. Buralarda daha önce görmüş olduklarımı parlamenter dostlarıma da göstermek istiyorum. Mültecilerin ağırlanmasında cömert “Türk Modeli”ni aynen benim gibi kendi gözleriyle görmelerini istiyorum. Amacım, Türk misafirperverliğinin sınırsız olmadığını, Türkiye’nin yardıma ihtiyaç duyduğunu ve bu yardımı tedarik etmenin tüm Avrupa kıtasının yararına olduğunu göstermektir.
Hepimiz parlamentolarımıza, hükümetlerimize ve halklarımıza Avrupa’nın geri kalanının -daha geniş bir ölçekte uluslararası toplumun- daha fazla yardımda bulunması gerektiği mesajı götüreceğiz. Türkiye’ye daha fazla finansal destek tedarik edilmeli, Suriyeli mültecilerin Avrupa’da başka yerlerde yerleşmeleri sağlanmalıdır.
Sonuçta, bu bir şahsi çıkar veya siyasi mesele değil, sadece insani bir konudur. İnsanların acılarını azaltmak hepimiz için paylaşılmış bir sorumluluktur. Türkiye yapabildiğini yapmaktadır. Şimdi de Avrupa payına düşeni yapmalıdır.”
Bir Avrupalı yetkiliden duyduğumuz bu sözlerin üzerine söylenecek söz var mı… Siz burada garez ve nefret içinde hizmette sınır tanımayan bir yönetimi aşağı çekip indirmekle uğraşın mübarek olsun…
yeniakit