Tahliye kararı, tartışmalı ve hukuka aykırı
Ergenekon soruşturması sürecinde tutuklanan Hurşit Tolonun delil yetersizliği nedeni ile İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilmesi...
Ergenekon soruşturması sürecinde tutuklanan Hurşit Tolon'un delil yetersizliği nedeni ile İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tahliye edilmesi, soruşturmanın akıbeti hakkında şüphelerimizin artmasına neden olmuştur.
Tutuklama, ceza yargılamasında geçici bir tedbir olarak öngörülmüş bir
işlemdir. Tutuklama kararı verilebilmesi için gereken koşullar kanunda açıkça belirtilmiş, bazı suçların işlendiği şüphesinin bulunduğu durumlarda ise, tutuklama nedenlerinin olduğunun var sayılabileceği ifade edilmiştir. Ergenekon soruşturmasında şüpheliler, anayasal düzene karşı suç işlemek üzere bir araya gelerek örgüt kurdukları şüphesi içinde bulunmaktadırlar. Bu sebeple, iddia olunan suç türüne göre, tutuklama nedenlerinin var olduğu yorumunun yapılabilmesi mümkündür.
Tutuklama kararına itiraz üzerine mahkemenin delil yetersizliği nedeni
ile tahliye kararı vermesi, uygulamada eşine pek sık rastlanılmayan bir durumu ortaya çıkarmıştır. Zira, devam eden soruşturma nedeni ile tutuklanan bir kişinin yedi ay sonra delil durumundan ötürü tahliyesi, tutuklama kararı veren ve önceki itirazları reddeden mahkemelerin yeterli inceleme ve araştırmaları yapmadığı sonucuna götürdüğü gibi, yedi aydır tutuklama tedbirinin niçin uygulandığı sorusunun da sorulmasına meydan vermektedir. Ayrıca bir şüpheli ile ilgili dosyadaki delil durumunun yargılama öncesi bir Mahkeme kararı ile ifade edilmesi, soruşturmanın selametini olumsuz etkileyebilecek, yargının tarafsızlığını gölgeleyecek bir gelişmedir. Dolayısıyla verilen kararın tartışmalı ve hukuka aykırı olduğu ortadadır.
Ayrıca aynı soruşturmada tutuklu olan ve daha sonra tahliye edilen Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur ve GATA Beyin Cerrahisi Servis Şefi Kd. Albay Nusret Demircan'la yaptığı konuşmaların basına yansıyan ses kayıtlarında "Şimdi bu Zekeriya Öz 13. Mahkemede. İtirazlarımızı bunlar kapatıyor. 12. ve 14. mahkemeler bizdenmiş. Ankara Barosu, İstanbul Barosu, İzmir Barosu hazırız biz dediler" şeklinde ifadelerin bulunması yargının bağımsızlığı ilkesi açısından vahim bir durumu işaret etmektedir.
Ergenekon davasının, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve insan hakları gelişimi açısından çok önemli bir dönüm noktası haline geldiği açıktır. Dava ve soruşturma sürecine olması muhtemel müdahale ve baskılara karşı tüm kamuoyunun hazırlıklı olması gerekmektedir. Bu davada, hukuka aykırı tüm ilişki ve yapıların açığa çıkarılması ve suçluların hak ettikleri cezaları alması, Türkiye'nin artık bir hukuk devleti olduğunun kanıtı haline gelecektir. Farklı bir durum ise bu yapıların yargılanamayacak kadar yüce olduğunu birkez daha ortaya çıkaracaktır.
Bu nedenle Türkiye'nin gelişimini ve insan haklarına dayalı bir ülke olmasını
arzulayan tüm kesimlerin bu dava sürecine olan ve olabilecek tüm müdahale ve garip kararlara duyarsız kalmaması gerektiğini ifade ediyor, kamuoyu tarafından yargılama safhalarının tarafsız ve adil bir şekilde devam edebilmesi için gerekli desteğin verilmesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz.
Ömer Faruk GERGERLİOĞLU
MAZLUMDER Genel Başkanı