Taliban’ın taahhütleri

Taliban’ın evvelki gün Kâbil’de düzenlediği basın toplantısı birbirinden önemli mesajlarla doluydu.

Örgüt sözcüsü Zabihullah Mücahid’in dile getirdiği mesajlarda Afganistan ve dünya kamuoyuna teminat üstüne teminat verildi.

İlk teminat, intikam furyasının olmayacağına dair:

“Artık hürriyete kavuşan ülkemizde İslam Emirliği hiç kimseden intikam almayacak ve bizim hiç kimseye kinimiz yok. Bizimle savaşmış olan kim varsa hepsini affettik. Hiçbir ihtilafı devam ettirmek, canlandırmak istemiyoruz. İhtilaf unsurlarını gidermek istiyoruz. Binaenaleyh, İslam Emirliği’nin hiç kimseyle hiçbir şekilde muarızlığı yahut düşmanlığı yoktur; düşmanlıklar sona ermiştir ve biz barış içinde yaşamayı arzu ediyoruz. Ne iç düşman istiyoruz ne de dış düşman.”

İşgalci ABD ve müttefikleriyle iş birliği yapmış, onlara şu veya bu hizmette bulunmuş olan kimselere Taliban adına tekrar tekrar, altını çize çize emniyet teminatı verdi Zabihullah Mücahid:

“Bütün o vatandaşlarımızı temin ederim ki, ister tercümanlık yapmış ister askeri faaliyetlerde bulunmuş olsun, kimseden intikam alınmayacak. Hepsi burada yetişmiş, bu ülkenin çocuğu olan yetenekli gençler. Gitmelerini istemiyoruz. Bunlar bizim değerlerimiz. Burada kalmalarını ve ülkelerine hizmet etmelerini istiyoruz. Sizi temin ederiz ki hiç kimse onları teftiş etmek, kime çalışmış veya tercümanlık yapmış olduklarını sormak yahut sorgulamak için kapılarını çalmayacak. Yani sizi temin ederim ki onlara hiçbir fenalık yapılmayacak, güvende olacaklar… Sizi temin ederim ki evlerinizde kimse size zarar vermeyecek, kimse kapınıza dayanmayacak, hiçbiriniz hakkında soruşturma açılmayacak ve takibata uğramayacaksınız. Evlerini teftiş etmek için insanların kapılarına dayananlar mütecavizdir; soruşturulacak ve takibata uğrayacak olan onlardır. İşgalden itibaren bizimle 20 sene savaşan binlerce askerin hepsi affedilmiştir. Aileleriyle beraber havaalanında bekleyenler evlerine dönerse kimse onlara bir şey yapmayacak, emniyette olacaklar. Onlarla uğraşılmayacağına dair teminat veriyoruz.”

Uluslararası topluma da teminat üstüne teminat:

“Elçiliklerin bulunduğu mıntıkalarda mutlak emniyet olacak. Yani tüm yabancı ülkeler ve temsilcileriniz, elçilikleriniz, misyonlarınız, uluslararası örgütler, yardım kuruluşları; sizi temin ederim ki hiç kimsenin size karşı herhangi bir şey yapmasına müsaade etmeyeceğiz. Emniyetiniz teminat altındadır. Güçlerimiz, emniyetinizi garantilemek için günün 24 saati kesintisiz oradalar. Amerika Birleşik Devletleri dahil olmak üzere uluslararası toplumu temin ederim ki, Afganistan’da kimseye zarar verilmeyecek. Komşularımızı, bölge ülkelerini temin ederim ki, topraklarımızın hiç kimseye karşı kullanılmasına, dünyadaki hiçbir ülkeye karşı kullanılmasına müsaade etmeyeceğiz. Tüm küresel toplum bu taahhütlerimize bağlı kalacağımızdan emin olsun; bizim topraklarımızdan size herhangi bir zarar gelmeyecek. Uluslararası kurallara saygılıyız ve uluslararası toplumun bize buna göre muamele etmesini bekliyoruz.”

Kadın hakları konusunda da teminat; hem içeriye hem dışarıya:

“Kadın konusu çok önemli. İslam Emirliği, şeriat dahilinde kadın haklarına saygılıdır. Kız kardeşlerimiz erkeklerle aynı haklara sahipler ve haklarını kullanma imkânına da sahip olacaklar. Muhtelif sektörlerde, muhtelif sahalarda kurallarımız ve düzenlemelerimiz çerçevesinde faaliyet gösterebilirler; eğitimde, sağlıkta ve başka sahalarda. Bizimle beraber çalışacaklar, bizimle omuz omuza çalışacaklar. Uluslararası toplumun kaygıları varsa şayet, onları temin ederiz ki kadınlara ayrımcılık uygulanmayacak.”

(Dahası var ama yerim dar.)

***
Taliban’ın uluslararası topluma böyle taahhütlerde bulunması kadar, böyle taahhütlerde bulunmaya kendini mecbur hissetmesi de önemli. Ve samimi olduğunu, taahhütlerine bağlı kalacağını ‘Sizi temin ederiz ki… Uluslararası toplumu temin ederiz ki… ’ diye tekrar tekrar vurgulama gereğini duyması.

Demek ki uluslararası toplumun yaklaşımını fevkalade önemsiyor, onu hoş tutmaya büyük önem atfediyor, onunla iyi ilişkiler geliştirmeyi çok arzu ediyor, Afganistan’ın selameti -belki en başta
iktisadi sorunlarının çözümü- için bunu elzem görüyor Taliban.

Öyleyse, o taahhütlerle çizilen tablonun gerçekleşmesini arzu eden devletlere düşen, Taliban’ı bu yolda yürümeye azmettirecek / sebat ettirecek davranışlar sergilemektedir.

‘Boş vaatler, yalan dolan’ diye kestirip atarak Taliban yönetimini ve dolayısıyla Afganistan’ı izole etmek yanlış olur.

Afganistan’ı Çin yahut Rusya’nın kucağına itebilecek olması bakımından da yanlış olur bu.

Kâbil’deki elçiliklerini alelacele kapatan devletlere katılmayan Türkiye doğru olanı yapıyor.

Bu yazı toplam 640 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar