Taştan Füzeye...

Taştan Füzeye...

Füzelerin adı 1930'larda İngiliz manda yönetimine karşı ilk Filistin direniş hareketini organize eden ve 1935'te öldürülen merhum Şeyh İzzettin Kassam'dan geliyor.

Fikret Ertan/Zaman

Filistin halkının İsrail işgaline karşı direnişinin en önemli sembolü taşlardı. İsrail askerlerine, tank ve zırhlı araçlarına ya el ile ya da sapanla taş atan Filistinli gençler silahsız, çaresiz bir halkın dev bir güce karşı direnişini taşlarla tarihe yazmışlardı.
Taş bugün de var; ama genellikle Batı Şeria'da. Gazze'de ise artık taş yok. Bu İsrail'in buradan 2006 Eylül ayında tamamen çekilmesinden sonra ortada taş atılacak durum kalmadığı için elbette.

Gazze'de taş yok, ama roket ya da füze var çoktandır. Filistinli gruplar Gazze'den İsrail topraklarına durmadan bu füzeleri yağdırıyorlar ve İsrail'i çok rahatsız ediyorlar.

Yaklaşık 10 kilogramlık savaş başlığı taşıyan bu basit ve ilkel füzeler Gazze'deki çeşitli metal atölyelerinde imal ediliyor. Ana gövdeleri çelik boru, kanatları bu gövdeye kaynatılan metal plakalar, patlayıcı başlığı basit patlayıcılardan meydana gelen ve son derece basit fünyelerle donatılan bu füzelerin bir adı da var: Kassam ya da Kassım füzeleri. Kassım adı da 1930'larda İngiliz manda yönetimine karşı ilk Filistin direniş hareketini organize eden ve 1935'te öldürülen merhum Şeyh İzzettin Kassam'dan geliyor.

Kassamlar sahneye 2000 yılının sonlarına doğru patlak veren ikinci İntifada sırasında çıkmış ve o tarihten bu yana binlercesi İsrail topraklarına atılmış bulunuyor. Aklımda kaldığı kadarıyla 2001 ve 2006 arasında 4 bin 500 civarında havan mermisi ve 2 bin civarında Kassam yoğunlukla Negev Çölü ve İsrail'in Gazze sınırına iki kilometre kadar uzaklıktaki Sderot kasabasına düşmüştü.

Kassamlar bu yazıyı yazdığımız gün de İsrail'in son operasyonuna rağmen İsrail topraklarına düşüyordu. En son haberde 3 Kassam Negev Çölü'ne ve 2 Grad tipi Katyuşa füzesi de İsrail'in en önemli liman kenti Aşkelon'a Gazze'den fırlatılmıştı. Kısacası, İsrail'in aralarında sivillerin de bulunduğu 156 Filistinlinin ve 2 kendi askerinin ölümüyle sonuçlanan kapsamlı 'Sıcak Kış' denen operasyonunun Kassam ateşini durdurmaya yetmediği anlaşılıyor.

Son operasyonun Kassam ateşine kesin olarak son verme amaçlı çok daha büyük ve kapsamlı bir operasyonun provası olduğu da söyleniyor. Ne var ki, planlanan bu operasyonun da sonuçsuz kalacağı bugünden tahmin ediliyor. Nitekim, İsrail'in büyük gazetelerinden Yedioth Ahronoth'a konuşan bir İsrailli yetkili, bu konuda şöyle diyor: "Son operasyonda biz de zayiat verdik, ama onlar bizden daha çok zayiat verdiler. Operasyon süresi boyunca Sderot ve Aşkelon'a yapılan füze atışları devam etti. Gelecekte yapılacak büyük kara operasyonunda da aynı şey olacak."

Esasen İsrail ordusu Gazze'ye operasyon yapmakta isteksiz de; ancak bugün için başka çaresi olmadığı için mecburen yapıyor, önemli bir sonuç da alamıyor. Diğer yandan İsrail, Kassam ya da benzeri kısa menzilli füzelere karşı operasyon yapmaya gerek kalmayacak teknolojik çözümü de çoktandır arıyor. Bu bapta mesela Demir Kubbe ve Davud'un Sapanı adlarıyla anılan iki çok önemli füzesavar sistemi üzerinde çalışıyor. Ancak bu sistemlerin tamamlanıp operasyonel hale getirilmeleri için de en az iki yıl gerekiyor. Ayrıca, Demir Kubbe'nin Kassamlara ya benzerlerine karşı yüzde yüz etkili olup olmayacağı da belli değil. Nitekim son haberlerde Demir Kubbe'nin söz konusu Filistin füzelerinin 4 kilometreden atılmaları halinde etkili olacağı; ancak 4 kilometreden az mesafelerde sistemin etkili olmasının mümkün olmadığı bildiriliyor.

İsrail'in taşa karşı çaresi vardı ve hâlâ da var; ama Filistin füzelerine karşı yok. Üstelik Filistinlilerin Kassamları geliştirip menzillerini ve tahrip güçlerini artırmaları da mümkün. Ayrıca dışarıdan hazır, gelişmiş füze almaları da kolay. Nitekim, son günlerde Grad atmaları da bunu zaten gösteriyor.

Taştan füzeye uzanan yol işte böyle...