Tokat'ta Başörtüsü Yasağına Karşı İmza Kampanyası
Eğitim-Bir-Sen Tokat Şubesi, başörtüsü yasağını yaptığı basın açıklamasıyla protesto ederek, hafta boyu sürecek bir imza kampanyası başlattı.
Tokat’ta Yasak Karşıtı İmza Kampanyası
Eğitim-Bir-Sen Tokat Şubesi, başörtüsü yasağını yaptığı basın açıklamasıyla protesto ederek, hafta boyu sürecek bir imza kampanyası başlattı. Çarşı meydanında yapılan basın açıklamasında, Eğitim-Bir-Sen Tokat Şubesi Başkanı Cemil Çağlar, başörtüsü sorununun başörtüsünden değil yasakçılardan kaynaklandığını ifade etti. Çağlar, “Yıllardır çok büyük bir ayıp olan başörtüsü yasağı dünyanın gözü önünde uygulanmaktaydı. Hiçbir yasal dayanağı olmayan bir kararla başörtülü kızlar eğitim hayatından dışlanmaktaydılar. Bu ayıbın mimarları ve toplum mühendisliğine soyunan bir avuç yasakçı, jakoben zihniyet yıllardır Türkiye’yi dünyaya rezil etmektedir. Yasakçılar medeni değil gericidirler. Türkiye’de başörtülülere getirilen yasaklarla aslında tüm kadınlara haksızlık yapılmakta, zulüm yapılmakta, ayrımcılık yapılmaktadır... İnsan hak ve özgürlükleri bağlamında, kadının giyim tercihini sorgulayan, kısıtlayıcı ve sınırlayıcı her türlü ayırımcılığı reddetmekteyiz,” ifadeleriyle başladığı açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Meclis´te grubu bulunan iki büyük partinin üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik ortak girişiminin resmi ideoloji muhafızlığına soyunan çevrelerde meydana getirdiği panik havasını ibretle izliyoruz. Bu zorbaların derdinin ne olduğunu biz iyi biliyoruz: Adeta ellerinden kırbaçları alınmış işkencecilerin feryatlarına benzer bir işgüzarlıkla, başörtülülere hayatı zindan etme haklarının ellerinden alınmasını hazmedememektedirler!... Siyasi tansiyonu yükselterek rant elde etmeye çalışan bu güruhun tabansız ve yalnız olduğu unutulmamalıdır... Bir grup rektör, sanki tek merkezden emir alan ve hep aynı hareketleri yapan zombiler gibi; "yassak hemşerim" den başka cümle kurmuyor. Koskoca profesörlere yakışmayan tavırlar sergiliyor rektörler Kimi, başörtülülere düşük not vermekten bahsediyor, kimi ise "başörtüsü altı kulaklık" formülüyle kopya çekilebileceğini söyleyerek iyice seviyeyi düşürüyor. Yasaklarına meşruiyet arama çabaları onları komik hallere düşürüyor. Hem kel hem fodul olan yasakçılar, bu utanmazca tutumlarını "baskı kaygısı" adı altında masumlaştırmaya çalışıyorlar. Oysa mahalle baskısını kimlerin uyguladıklarını bizler çok iyi biliyoruz”
Cemil Çağlar’ın okuduğu basın açıklaması şu ifadelerle son buldu: “Biz başörtüsü yasağını kaldırmak için girişimde bulunan, destekleyen ister mecliste olsun, ister meclis dışında siyasi partilerimizi, akademisyenlerimizi, aydınlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyoruz. Attığınız özgürlük adımlarının yanındayız... Topladığımız imzaları hem özgürlüğü destekleyen hem de özgürlüğü boğmak bütün siyasilere, sivil toplum örgütlerine göndereceğiz... Gelin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bu ülkede yaşayan vatandaşların etnik, din, vicdan, felsefi inanç ve mezhep nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulamayacağını ve her yerde adil ve eşit olarak hizmetlerden faydalanacağını, gelenek ve göreneklerini rahatça ifade edebilecekleri bir yapı oluşturalım.” Basın açıklamasına destek verenler “Yasağı sürüyor, (d)uyuyor musunuz?,” “Her zaman, her yerde, başörtüsüne özgürlük!”, “Başörtüsü kamu hizmeti alana da, kamu hizmeti verene de Allah’ın emridir” yazılı dövizler taşıdılar. Toplumsal Dayanışma Derneği mensuplarının da destek verdiği basın açıklamasının ardından “Başörtüsü yasağının kalkmasını istiyorum” ifadesinin yer aldığı dosyalar imzaya açıldı.
Eğitim-Bir-Sen Tokat Şubesi, başörtüsü yasağını yaptığı basın açıklamasıyla protesto ederek, hafta boyu sürecek bir imza kampanyası başlattı. Çarşı meydanında yapılan basın açıklamasında, Eğitim-Bir-Sen Tokat Şubesi Başkanı Cemil Çağlar, başörtüsü sorununun başörtüsünden değil yasakçılardan kaynaklandığını ifade etti. Çağlar, “Yıllardır çok büyük bir ayıp olan başörtüsü yasağı dünyanın gözü önünde uygulanmaktaydı. Hiçbir yasal dayanağı olmayan bir kararla başörtülü kızlar eğitim hayatından dışlanmaktaydılar. Bu ayıbın mimarları ve toplum mühendisliğine soyunan bir avuç yasakçı, jakoben zihniyet yıllardır Türkiye’yi dünyaya rezil etmektedir. Yasakçılar medeni değil gericidirler. Türkiye’de başörtülülere getirilen yasaklarla aslında tüm kadınlara haksızlık yapılmakta, zulüm yapılmakta, ayrımcılık yapılmaktadır... İnsan hak ve özgürlükleri bağlamında, kadının giyim tercihini sorgulayan, kısıtlayıcı ve sınırlayıcı her türlü ayırımcılığı reddetmekteyiz,” ifadeleriyle başladığı açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Meclis´te grubu bulunan iki büyük partinin üniversitelerde başörtüsü yasağını kaldırmaya yönelik ortak girişiminin resmi ideoloji muhafızlığına soyunan çevrelerde meydana getirdiği panik havasını ibretle izliyoruz. Bu zorbaların derdinin ne olduğunu biz iyi biliyoruz: Adeta ellerinden kırbaçları alınmış işkencecilerin feryatlarına benzer bir işgüzarlıkla, başörtülülere hayatı zindan etme haklarının ellerinden alınmasını hazmedememektedirler!... Siyasi tansiyonu yükselterek rant elde etmeye çalışan bu güruhun tabansız ve yalnız olduğu unutulmamalıdır... Bir grup rektör, sanki tek merkezden emir alan ve hep aynı hareketleri yapan zombiler gibi; "yassak hemşerim" den başka cümle kurmuyor. Koskoca profesörlere yakışmayan tavırlar sergiliyor rektörler Kimi, başörtülülere düşük not vermekten bahsediyor, kimi ise "başörtüsü altı kulaklık" formülüyle kopya çekilebileceğini söyleyerek iyice seviyeyi düşürüyor. Yasaklarına meşruiyet arama çabaları onları komik hallere düşürüyor. Hem kel hem fodul olan yasakçılar, bu utanmazca tutumlarını "baskı kaygısı" adı altında masumlaştırmaya çalışıyorlar. Oysa mahalle baskısını kimlerin uyguladıklarını bizler çok iyi biliyoruz”
Cemil Çağlar’ın okuduğu basın açıklaması şu ifadelerle son buldu: “Biz başörtüsü yasağını kaldırmak için girişimde bulunan, destekleyen ister mecliste olsun, ister meclis dışında siyasi partilerimizi, akademisyenlerimizi, aydınlarımızı, sivil toplum kuruluşlarımızı tebrik ediyoruz. Attığınız özgürlük adımlarının yanındayız... Topladığımız imzaları hem özgürlüğü destekleyen hem de özgürlüğü boğmak bütün siyasilere, sivil toplum örgütlerine göndereceğiz... Gelin doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bu ülkede yaşayan vatandaşların etnik, din, vicdan, felsefi inanç ve mezhep nedeniyle ayrımcılığa tabi tutulamayacağını ve her yerde adil ve eşit olarak hizmetlerden faydalanacağını, gelenek ve göreneklerini rahatça ifade edebilecekleri bir yapı oluşturalım.” Basın açıklamasına destek verenler “Yasağı sürüyor, (d)uyuyor musunuz?,” “Her zaman, her yerde, başörtüsüne özgürlük!”, “Başörtüsü kamu hizmeti alana da, kamu hizmeti verene de Allah’ın emridir” yazılı dövizler taşıdılar. Toplumsal Dayanışma Derneği mensuplarının da destek verdiği basın açıklamasının ardından “Başörtüsü yasağının kalkmasını istiyorum” ifadesinin yer aldığı dosyalar imzaya açıldı.