Trump'tan YPG Doğrudan Destek
ABD'nin merakla beklenen IŞİD'le mücadele planına ilişkin ilk bilgiler ortaya çıkmaya başladı.
ABD'nin merakla beklenen IŞİD'le mücadele planına ilişkin ilk bilgiler ortaya çıkmaya başladı.
Savunma Bakanı James Mattis'in Beyaz Saray'a ilettiği planla ilgili bazı ayrıntıları, War on the Rocks'tan Aaron Stein yazdı.
Yazıda, AKP hükümetinin Trump seçildikten sonra ABD'ye yönelik eleştirilerinin dozajını azalttığı vurgulanıyor. Ancak Ankara'da, Trump yönetiminin Obama'dan devralınan IŞİD planının "yeniden gözden geçirilmesi" kararı almasının ve Beyaz Saray ile ordu bürokrasisi arasındaki görüşmelerin yanlış anlaşıldığı belirtiliyor.
Trump yönetiminin bu kararının "normal ve sağlıklı" bir geçiş sürecinin parçası olduğunu ileri süren Stein, Mattis'in şu anda yürürlükte olan IŞİD karşıtı operasyonlarda görevli komutanları ABD yaklaşımına ikna etmek için uğraştığını iddia ediyor.
ABD güvenlik bürokrasisinde ve orduda bulunan "Türkiye yanlısı" ekiple "SDG yanlısı" ekip arasındaki çatışmaların kapalı kapılar arkasında sürdüğüne dikkat çeken Stein, bu nedenle Rakka hakkında bir karar alınmasının ertelendiğini belirtiyor.
Trump'ın da bu dinamikleri miras aldığını söyleyen yazar, yeni yönetimin Rakka operasyonu hakkında 4 seçeneğinin olduğunu yazdı:
- SDG'nin Arap unsurlarını silahlandırmak, ancak YPG'ye doğrudan yardım yapmamak. Bu, şu anki statüko.
- YPG'ye doğrudan askeri desteğin de dahil olacağı şekilde, SDG'ye ABD desteğini derinleştirmek. Buna ABD'nin konvansiyonel asker desteğini ya da Apache helikopterlerini eklemek.
- Türk özel kuvvetleri ve kara birliklerinin lehine, SDG'ye olan desteği kesmek. Arap ve Türkmen gruplarla çalışmak, onlara ABD özel kuvvetleri ve hava gücü desteği vermek. Bu, Türkiye'nin istediği seçenek.
- Rusya ve Esad'la birlikte bir seçenek aramak.
Daha önceki haftalarda Türkiye'nin Tel Abyad'dan Rakka'ya gitme planının açıklandığını, ancak bu planın pek uygulanabilir olmadığını savunan Stein, ABD ve Türkiye'nin Rakka için Arap ve Türkmen grupları eğitme planının uygulanması halinde Rakka'yı ele geçirmenin 2018'e sarkacağını, buna ABD Merkez Komutanlığı'nın (CENTCOM) karşı çıktığını söylüyor.
Stein, "sızıntılardan" ve kaynaklarıyla görüşmelerde yola çıkarak, Trump yönetiminin büyük ihtimalle ikinci seçeneği, yani YPG'yi doğrudan silahlandırmayı gündeme alacağını yazıyor.
Bu noktada, Rakka'daki IŞİD savunmasını kırmak için Apache helikopterlerin ya da Amerikan kara birliklerinin de cepheye gönderilmesi düşünülüyor.
ABD, YPG'ye destek nedeniyle Türkiye'nin endişelerini gidermek için de, TSK'nın "Fırat Kalkanı" operasyonuna daha fazla destek verecek.
Örneğin ABD'nin İncirlik'ten yaptığı bombardımanların önemli bir kısmının (yüzde 50) Mare'deki Türkiye destekli gruplara destek için yaptığı iddia ediliyor.
Ancak Stein'e göre, bu "kazan-kazan" yaklaşımı, stratejik değil taktiksel bir dizilimi öngördüğü için sorunlar barındırıyor. Yazar, bu sorunlara odaklanılmazsa Suriye'de yeni bir cephenin, Türk-Kürt savaşı cephesinin açılabileceğini düşünüyor.
Yazar bu nedenle ABD'nin Türkiye ile PKK arasındaki "müzakere süreci"nin yeniden başlaması konusunda ağırlık koyması gerektiğini söylüyor. Yazıda, ABD'nin bu müzakereleri takip edecek özel bir temsilcinin tayin edilmesi gerektiği ve iki taraf arasında arabuluculuk yapması gerektiği savunuluyor.