Türkistanlılar"dan özür diliyorum

Türkistanlılar"dan özür diliyorum

Kendisi de Çin zindanlarında işkence çeken Çinli aktivist Yang Jianli, konuşmasının sonunda sempozyum katılımcılarının önünde eğilerek geleneksel Çin özrünü diledi.

İstanbul Barış Platformu tarafından organize edilen Hür Doğu Türkistan Sempozyumu, dün sona erdi. 2 gün süren sempozyumda çok önemli isimler tebliğlerini sundular ve Doğu Türkistan'da Komünist Çin tarafından uygulanan zulümlere dikkat çektiler. Halkın da büyük ilgi gösterdiği sempozyumda Türkistan'daki Müslümanlar için nelerin yapılabileceği de gündeme getirildi. Akademisyenler ve sivil toplum örgütü temsilcileri, Türkistan için atılması gereken adımları sıraladılar. Kendisi de Çin zindanlarında işkence çeken Çinli aktivist Yang Jianli, konuşmasının sonunda sempozyum katılımcılarının önünde eğilerek geleneksel Çin özrünü diledi. Jianli; "Ülkem Çin'in Doğu Türkistan'daki Müslümanlara yaptığı zulümler nedeniyle Türkistanlılar'dan ve sizden özür diliyorum" dedi.


İstanbul Barış Platformu tarafından organize edilen Hür Doğu Türkistan Sempozyumu, başarı ile sonuçlandı. Sempozyumun ikinci gününde Çinli aktivisit Yang Jianli, Prof. Dr. Dru Gladney, İzzeddin el-Verdani, Yrd. Doç. Dr. Erkin Emet, İHH İnsani Yardım Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Av. Gülden Sönmez ve Ahmet Emin Dağ yaptıkları konuşmalarda Çin'in zulümlerine değinirken Türkistan meselesinin çözüm yollarına da işaret ettiler.
ÇİN'DE ÇİNLİLER DE ZULÜM GÖRÜYOR
Çin'in önde gelen insan hakları aktivistlerinden Yang Jianli yaptığı konuşmasında coğrafi olarak tek bir Çin anakarası mevcut olmasına rağmen siyasi, ekonomik, sosyolojik ve hatta duygusal açıdan geniş ölçüde Çin'in ikiye ayrıldığını ifade etti. Komünist rejimin özellikle son 20 yıl içerisinde büyük bir değişim yaşadığını dile getiren Jianli, siyasi otoritenin istikrarını devam ettirebilmek için toplumda nüfuzlu olan herkesi satın alabilmek için rüşvet ve teşvike başvurduğunu söyledi. Bu yolla komünist rejimin kendi seçkinlerini oluşturduğunu ifade eden Jianli, bu gücün diğer kesim olan sade vatandaşa baskı yaptığını belirtti.
Seçkin Çinlilerin bütün siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel kaynakları ellerinde tuttuklarını dile getiren Jianli; "Çin'de oyunun kuralları her aşamada bu kirli seçkinler tarafından belirlenir. Çinli vatandaşlar, hiçbir temel haktan ya da anayasada garanti altına alınan medeni haklardan yararlanamadıkları için zaten vatandaş da değillerdir. Seçkinlerin iktidar, ekonomi ve enformasyon alanındaki tekeli ve dar görüşlülüğü, iki Çin arasında sınıflar arası hareketliliği imkânsız hâle getirmektedir" şeklinde konuştu.
ÇİN MUTLAKA DAĞILACAKTIR
Çin içerisindeki bu iki kutuplu yapının dağılmaya mahkum olduğunu ifade eden Dr. Jianli ancak ondan sonra Demokratik Çin'in ortaya çıkacağını söyledi. Henüz bunun mümkün görünmediğini de ekleyen Jianli, Çin yönetiminin baskılarına vatandaşların bir gün mutlaka isyan edeceğini dile getirdi.
Jianli, konuşmasının sonunda ise sempozyum katılımcılarının önünde eğilerek geleneksel Çin özrünü diledi. Jianli; "Ülkem Çin'in Doğu Türkistan'daki Müslümanlara yaptığı zulümler nedeniyle Türkistanlılar'dan ve sizden özür diliyorum" dedi.
Sempozyuma Suudi Arabistan'dan katılan araştırmacı İzzeddin el-Verdani ise yaptığı konuşmada Doğu Türkistan'ı çevreleyen ülkelerin meydana getirdiği 'İş Birliği' örgütünün oluşturduğu tehlikeden bahsetti. Verdani, şöyle konuştu:
"Çin tarafından oluşturulan Şanghay Ekonomik İş Birliği Örgütü, Doğu Türkistan için tehlikeli bir gelişme olmuştur. Bu organizasyon Doğu Türkistan'ı çevreleyen en önemli ülkeleri bir araya getirmektedir. Söz konusu devletler Türk devletleridir.
Çin'in yapmak istediği bu organizasyonla, bu devletleri kendisiyle ortak bir alana çekip bugün ve gelecekte Doğu Türkistan'da olan ve olacak her şeyden uzak tutmak ve tarafsız kalmalarını sağlamaktır. Bu devletler Doğu Türkistan'dan desteğini çekmemelidir."
YARD. DOÇ. DR. EMET, PEKİN DÜNYAYI UYUTUYOR
Sempozyumda Yard. Doç. Dr. Erkin Emet de Çin'in Doğu Türkistan'la alakalı yaptığı dezenformasyon hakkında bir konuşma yaptı. Çin'in büyük bir medya gücüyle Doğu Türkistan meselesine yönelik dezenformasyon politikasını önemli bir devlet politikası haline dönüştürdüğünü ifade eden Emet, diasporadaki Uygur Türklerinin de kısıtlı imkanlarıyla buna karşı koymaya çalıştığını söyledi.
İslam Konferansı Teşkilatı Doğu Türkistan'a destek vermelidir
İHH İnsani Yardım Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Emin Dağ da yaptığı konuşmada Türkiye ile Doğu Türkistan arasındaki ilişkilerin sürecini aktardı. İslam ülkeleri ile Doğu Türkistan arasındaki bağların güçlenmesi gerektiğini de söyleyen Ahmet Emin Dağ, "İslam Konferansı Teşkilatı, Doğu Türkistan'a ciddi destek vermemektedir. Atılacak ilk adım Doğu Türkistanlıların kurmuş olduğu uluslararası örgütlerin İslami platformlara alınması ve desteklenmesi olmalıdır" dedi.
Doğu Türkistan için yapılması gerekenler
Yüksek Lisans ve Doktora çalışmasını Doğu Türkistan'daki Çin zulmü üzerine yapan Suudi Arabistanlı İzzeddin el-Verdani, Doğu Türkistan için daha güzel bir geleceğe zemin hazırlamanın yolunu da 8 madde altında dile getirdi. Verdani, maddeleri şu şekilde sıraladı: "Halkın ekonomik, siyasi, beşeri ve kültürel durumunun iyileştirilmesi gerekmekte, İslam ülkeleri Doğu Türkistan'da ticari temsilcilikler açmalı, iş adamları Doğu Türkistan ile karşılıklı ticaret yapma konusunda teşvik edilmeli ve Çin'den yapılacak olan ithâlâtta, Doğu Türkistanlıların çalıştığı kurumlara ve fabrikalara öncelik vermeleri istenmeli, Çin'den Doğu Türkistanlıların insani, kültürel ve dinî haklarına saygılı olması talep edilmeli, İslam ülkelerinin Doğu Türkistan'da konsolosluklar açması, ayrıca bölgede İslam Konferansı Teşkilatı, Rabıta ve insani yardım kuruluşları gibi İslami örgütlerin bürolar ve bazı İslam üniversitelerinin şubeler açması konusu Çin ile görüşülmeli, Doğu Türkistan'da meydana gelen insan hakları ihlallerini protesto etmek ve bunları dünya kamuoyuna duyurup Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'na sunmak için insan hakları alanında faaliyet gösteren organizasyonlar ile ilişkiler güçlendirilmeli, Doğu Türkistan ile iletişimi güçlendirerek halkın durumu hakkında sürekli bilgi akışını sağlamak için akademik araştırmalar ve araştırma merkezleri desteklenip harekete geçirilmeli ve Doğu Türkistanlılara tanınan özerk yönetim statüsünü hayata geçirmesi için Çin'e çağrı yapılmalıdır. Böylece Doğu Türkistanlı Türkler ülkelerinin yönetiminde gerçek anlamda bir rol üstlenip ülkelerini idare etme, kimliklerini koruma, ülkelerinin ekonomik kaynaklarından yeterince faydalanma imkânını bulacaklardır."